Çalışkan tradutor Russo
513 parallel translation
Çok çalışkan ama iş bulamıyor.
Такая труженица, а работы не найти.
O iyi bir kız, çok çalışkan biri ve iyi bir satıcı, sen de çeneni kapat!
Она трудолюбивая девушка и хороший продавец, а вы заткнитесь!
Çalışkan bir yapımcıydı ve bunu kanıtlayacak ülseri vardı.
Это был толковый продюсер, но страдал язвой, что отражалось на его настроении.
Çalışkan, hırslı bir gaziye âşık olup beraber sade bir hayat kurmak için lüks yaşamını terk etmek isteyen genç bir kız.
Молодая девушка, желающая уехать из роскошного дома с любимым, который трудолюбив, амбициозен, ветеран войны, и построить простую жизнь вместе.
İçki içmeyen, çalışkan, uçak motorları üzerine ustalaşmış iyi bir tamirci.
Трезвенник, трудолюбивый, опытный механик по двигателям самолётов.
Ben saygılı ve çalışkan bir vatandaşım!
Чего не скажешь об остальных! - Да пошли уже!
Ama çok çalışkan.
А он тружеником притворяется.
"Çalışkan, genç bir adam için birçok fırsat var."
"Много возможностей для молодых и энергичных"
Raymond'ımız dış görünüşü normal, çalışkan, ağırbaşlı ve toplumun saygıdeğer bir üyesi olarak kalacak.
Наш славный Рэймонд навсегда останется внешне заурядным, полезным, благоразумным и уважаемым членом американского общества.
Yataktaki görüntüme kendini kaptırmış. Gördün mü bak. Yargıç ne kadar çalışkan biri.
Да, человек он занятой и все пишет эти длиннющие доклады.
Aman ne de çalışkan yapım ekibi.
Какая замечательная съемочная группа.
.. çalışkan, ağırbaşlı ve sadık.
Трудолюбивый, непьющий и верный.
Burada dürüst ve çalışkan bir kız istemiyorlar.
Им тут нужна не честная, работящая девушка.
Çalışkan şerifimizin burada ne işi var?
И что же здесь делает наш трудяга-шериф?
Bu da seni gördüğüm en çalışkan kişi yapıyor.
Разумеется, вы не такой лентяй, как остальные.
Ama bir süre önce, onun erkek sekreteri telefon açtı çok çalışkan, mütevazı ve son derece kibar biri ve bayanın geç kalacağını söyledi.
Фотограф Хендрикс сейчас находится в студии, дожидаясь некоей мисс Лючаны, которая придёт к нему фотографироваться, потому что не так давно её секретарь, очень исполнительный и вежливый, совсем как настоящий, позвонил ему и сказал, что модель задерживается.
İşte buradayım, var olma sebepleri her isteğimi yerine getirmek olan, sayıları 200.000'ü aşan çalışkan ve mutlu insansının olduğu bir gezegende.
Да, точно, дружище. Итак, я живу на планете с 200000 трудолюбивых и счастливых андроидов, которые существуют только для того, чтобы служить мне.
Çalışkan ve alçakgönüllü bir insan olacağıma söz veririm. Topluma faydalı bir insan.
Я бы пообещал стать скромным и работящим человеком, полезным обществу.
Karısı tombul, çalışkan bir kadın ama onu kılıbık yaptı.
Она полная, работящая, но держит его под каблуком.
Bir bakıma, dürüst ve çalışkan bir çocuk.
С другой стороны - он честный, работящий.
çalışkan basın için yeterince iyi mi.
Хм. Отлично, Вы думаете, что так достаточно хорошо для прессы?
Bilgi ve tecrübeme dayanarak söyleyebilirim ki, İtalyalı Amerikalılar bu topraklardaki en sadık, kanunlara saygılı, vatansever, çalışkan Amerikan vatandaşları arasındadır.
эти слухи о Мафии не имеют ни одного шанса... запятнать замечательных итальянских людей... потому что, как я могу судить из своих знаний и опыта... итало-американцы - одни из самых надежных... самых законопослушных, патриотичных... трудолюбивых граждан Америки на этой земле.
Dipper kavgacı, çalışkan.
У него будущее.
Bizler küçük çalışkan bir türüz basitliğe eğilimli olduğu kadar, güzelliğe de eğilimliyiz.
Человек маленькое непоседливое существо, способное как на мелочность, так и на великолепие.
Bugün burada birkaç tane aşırı çalışkan bayanımız da var.
У нас сегодня присутствует парочка серьёзных дам!
Cesur, dürüst ve çok çalışkan olduğunu insanlara göstermelisin.
Нужно показать людям, что ты человек смелый, честный и трудолюбивый.
İlk olarak cesur, dürüst ve çok çalışkan değilim de ondan.
Потому что я не смелый, не честный и не трудолюбивый.
Aynı zamanda da, dürüst ve çalışkan bir adamı öldürmeyi bile düşünebilen bir manyak haline getirdik.
В то время как честный, трудолюбивый янки превратился в чиканутого без пяти минут убийцу.
Onlar gibi olmamı istiyorlardı. Saygın, çalışkan, bir ev ve bir aile.
Они хотели, чтобы я стал таким же как они, жил в респектабельной трудолюбивой семье.
Mutlu bir isçi çalışkan bir isçidir.
Счастливый работник - занятый работник.
Elbette, çalışkan dostum.
Конечно, светлая голова.
Sana Çalışkan Arı diyoruz.
Теперь все зовут тебя Неутомимой Пчелой.
Herhâlde onu işe alıp üç çocuklu çalışkan birini kovmak zorunda kalacağım. Çünkü serbest iletişim danışmanı damadım başka iş bulamıyor.
¬ ыходит € должен нан € ть его на работу, уволив какого-нибудь труд € гу у которого трое детей, потому что мой з € ть независимый консультант по коммуникаци € м... больше нигде не может найти работу.
Tüm dünyaya, kimse işlerine karışmadığında küçük ve çalışkan bir ülkenin neler başarabileceğini gösterebiliriz.
Мы можем показать миру, чего способна достичь небольшая трудолюбивая нация, когда никто не мешает.
Zevk sahibi olmayan, iyice temizlenmiş, çalışkan bir köylü.
На отмытую суетливую селянку с дурным вкусом.
Çalışkan insanlar.
Работяги. ( гы... )
Çalışkan çocuklar biraz ipin ucunu kaçırmışlar o kadar.
Это просто работяги, которые сглупили.
Oh, bizim her zaman bir tane çalışkan bir tane de tembel çocuğumuz oldu zaten.
У нас всегда один ребенок лучше другого.
Niye çocuklarımızın ikisi de çalışkan olmaz ki?
- Почему оба не могут быть хорошими?
İyi huylu ve çalışkan biri.
Она такая добрая и трудолюбивая.
Bir dosya çalışkan bir öğrenci tarafından gerçekleştirilmiş.
Вот это резюме написала одна амбициозная студентка юрфакультета.
Yani, bu uzun yolculuklar süresince görünürlerde kadın olmadan denizde aralıksız geçen aylar hayatlarının olgunluk çağındaki, doğal istek ve arzularının Tanrı vergisi hormonal içgüdülerinin zirvesindeki yüzlerce çalışkan, kuvvetli delikanlı ;
- Кoгдa я cлyжил нa флoтe, нe былo. Длинныe peйcы, нe видя жeнщин... Coтни paбoтящиx, кpeпкиx пapнeй в caмoм coкy...
Çalışkan ama merhametsiz biri.
Его методы эффективны, но в нем нет сострадания.
Anlamadığım kısımları bana anlatacak daha yetenekli, daha çalışkan insanlar bulamazdım.
Но я не смел даже мечтать о более способной и подготовленной команде, у которой мне предстоит учиться.
Bu muhteşem et için kasabı pirincin fiyatını yükselttiği için tüccarı kesimhanedeki çalışkan yufka yürekli çocukları kutsa.
Восславим торговца за это чудесное мясо, посредника, поднявшего цену, и гуманных, но решительных работников скотобойни.
Vefakar, çalışkan, O kadar benziyorlarmış ki kimse onları ayırt edemezmiş.
В результате его стараний они были столь похожи, что никто не мог отличить их друг от друга.
Burada, Acitrezza'da bizler iyi ve çalışkan işçileriz.
И здесь, в Ачи Трецца, живем мы, хорошие, усердные работники!
Çok çalışkan bir kadındı.
Она работала всю свою жизнь.
- Uslu ve çalışkan.
Был послушен и прилежен.
- Ama çok çalışkan.
Но эта просто обдает холодом.
Kardeşler arasında en çalışkanı Wen-sun'muş ama en zekileri de Wen-ching'miş. Fiziksel problemlerinin nedeni Tanrı'nın kıskançlığıymış.
Вчера я была в доме Вэньчина, поэтому ничего не писала в дневнике.
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışıyoruz 40
çalışıyor musun 55
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33
çalışıyor musunuz 18
çalışıyor musun 55
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33
çalışıyor musunuz 18