Çok sıkıcı tradutor Russo
2,113 parallel translation
Çok sıkıcısınız!
Ооо, это так скучно!
Yani, ona gidip "Lloyd, üzgünüm, Hank çok sıkıcı olduğunu düşünüyor" diyemem.
Я не могу просто подойти к нему и сказать, "Слушай, Ллойд, извини. Хэнк считает, что вы большой зануда."
Çok sıkıcı!
Ну и зануда!
Alınma Penny, ama futbol çok sıkıcı.
без обид, Пенни, но футбол занудный
Çok sıkıcı, doktor.
Уф! Скукатища, Док.
Bir kere denedim çok sıkıcıydı.
- Пробовала однажды, yжасно скyчно.
Bunlar çok sıkıcı eskimiş kocam.
Скучный муж добавил бы еще :
Ama hala çok sıkıcı buluyorum.
И тем не менее мне все равно страшно скучно.
Evet, çok sıkıcıydı.
Ага. Скучно было.
Eğer konuşabilselerdi muhtemelen 75 yıl öncesine kadar çok sıkıcı olduğunu söylerlerdi. Dağ sırtında bütün o kıyamet kopmadan ve onları kesmeye başlamadan önce.
Знаете, эти ветви, если бы они умели говорить, сказали бы, вероятно, как скучно им здесь жилось 75 лет назад, до тех пор как... здесь, на этом утесе, все началось и люди начали вырубать их.
Teselecta'dan bazı veriler. Çok sıkıcı.
Кое-какие данные с Теселекты.
Seninkiyle kıyaslandığında hayatım birden çok sıkıcı göründü.
В сравнении с твоей, моя жизнь вдруг показалась мне ужасно скучной.
Sorunlarım çok sıkıcıdır.
Ну, это весьма утомительная история.
Önemli insanlar diyebiliriz çünkü gerçekten çok sıkıcı insanlardı.
И сразу понятно, какие они важные, потому что они невероятно скучные.
Çok sıkıcı yani.
Совсем не интересно.
- Hadi ordan, çok sıkıcı.
Носки. Какая скука.
Bana çok sıkıcı geliyor.
Это скучно.
Çok sıkıcı ve bitmek bilmiyor.
Это так скучно и тянется целую вечность.
Sözleşme hukuku çok sıkıcı, sizce de öyle değil mi?
В контрактном праве мало лазеек, вы же понимаете?
Burası çok sıkıcı. Şimdi Babou'nun nasıl hissettiğini anlamışsındır.
Зато ты теперь знаешь, что чувствовал Бабу.
- Çok sıkıcıymışım.
- Я надоела.
Seks çok sıkıcı bir şey.
Секс настолько скучен.
Anne babalar çok sıkıcı.
Предки глухие.
Çok sıkıcı olacak.
Там будет так скучно.
Anne ve babamız çok öfkeliydi. Bu yüzden haftasonu dedemizin sıkıcı emeklilik evinde kaldık.
Наши родители являются супером сумасшедшим в нас, итак, мы должны истратить уикенд в моем скучном пенсионном обществе grandpa's.
Sıkıcı olacağı kesin. Çok göt biri.
Там будет скукотища.
Ki eminim kendisi çok yakışıklı, kaslı ve inanılmaz sıkıcı biridir.
Который, скорее всего, писаный красавец, статный но при этом неебический зануда.
Çok can sıkıcı bir durum.
Это так грустно.
Baban çok sık dışarı çıkardı ve ben de işleri kendi başıma halledemedim.
Твой отец часто уезжал, а я не могла управиться самостоятельно.
Ama çok daha sıkıcı.
Как скучно.
Bu motosiklet yarışı ve sıkı mücadele etmek çok güzel, mesela benimle Biaggi, Gibernau, özellikle de son olarak Laguna Seca'da Stoner arasında olduğu gibi.
Это мотогонки, очень хорошо, что есть упорная борьба, кaк в мoeм слyчae c Бьяджи, Жибepнay и, ocoбeннo, в кoнцe ceзoнa co Cтoyнepoм в Лaгунa Ceкa.
Kodorkovski sıkıcı, içine kapanık birine benziyordu. Çok çalışıyordu ve eğlenmeyi bilmiyordu.
Для меня на тот момент он выглядел скучным, замкнутым человеком, который много работал, и с которым было не интересно тусить.
Spor salonundan çıkıyorum, hava çok sıcak, gözlerimi ovuşturuyorum. Dışarıya baktığımda, dünyadaki her şey kırmızı tonda.
Я выхожу из спортзала, на улице жара, я протираю глаза, я смотрю вокруг, а кругом какая-то красная дымка.
Bu devasa ibik bir çeşit hareket algılayıcısı gibi gelişti yani onlar, rüzgârdaki bir karışıklık hissedebilir ve bunu, jiroskop gibi çok büyük bir kulakla iç kulağa aktarmış olabilirlerdi.
Этот гигантский гребень развился в нечто похожее на датчик движения, который ловил малейшие изменения в направлении ветра, и передавал информацию о них во внутреннее ухо, которое было очень крупным, и исполняло роль гироскопа.
Donovan ve Burt kendi işlerini kurmuşlar hepimiz çok sıkı çalışmışız ve şimdi torunlarımızın tadını çıkarıyoruz.
И Донован, и Берт основали свое дело, мы все трудились не покладая рук, и довольно молоды, чтобы радоваться своему внуку или внучке.
Köşelerden çıkışı çok etkileyici göründüğü yer.
Выход из поворота выглядит наиболее впечатляюще.
Şanzımandan o kadar çok mest oldum ki çıkışı kaçırdım.
Я был так загипнотизирован плавными переключениями, что пропустил съезд.
- Çok fazla ortalıkla dolaşmayacak... -... arada sırada gelip kıçını toparlayacak.
Ей не надо быть постоянно возле тебя, но время от времени приходить, чтобы подчищать тебе задницу.
Sanırım seni tebrik etmeliyim ama biri çok usanmış göründü çünkü ihtişamlı başarın biraz can sıkıcıydı.
Похоже, мне стоило бы поздравить вас, но что-то эти фразы становятся всё более заезженными, а недавно проявленная вами мудрость вообще делает обычные слова про ваш острый ум сущей банальностью.
Çok can sıkıcı bir durum ama organizasyonundaki biri adamı ateşe veriyor ve diri diri yakıyor.
Это всегда неприятно, но кто-то из твоего бюро поджёг человека и дал ему сгореть заживо.
Sıklıkla, dalgıçlar çok hızlı çıkıyor ve vurgun yiyorlar.
Очень часто ныряльщики, всплывая слишком быстро, заболевают "кессонкой".
Çok acı var, ama çıkış noktası yok.
Много боли, но нет выхода.
Babamın uğraştığı işler sıkıcı olmasına sıkıcı olabilir ama,.. ... yine de bu işlerle birisinin ilgilenmesi çok önemli.
Бизнес, которым занимался отец - это всё конечно скучно, но бросать это дело тоже нельзя.
Hayır, bataklık çok pis, timsahlar ne sıçıyorsa onla dolu ki ben insan sıçtıklarını sanıyorum.
Нет, та что из болота - слишком грязная. В ней полно всякого дерьма аллигаторского. - Которое в основном состоит из людей.
Üniformalar çok şık, bastonlar da cıvıl cıvıl olmalıydı. Bunun ne önemi vardı ki?
Форма была такой милой, а жезлы блестящими, да и убыло бы от неё что ли?
Çok uzun ve sıkıcı.
Это все так затянуто и скучно.
Beni daha çok ilgilendiren başka sıkıcı bir şey var, güvenlik.
У меня гораздо скучнее проблемы, безопасность.
Sonra bir kızla tanışır kız çok güzeldir, adam âşık olur sonra bunun iyi bir şey olacağını sanırsın ama kızın dolandırıcı olduğu ortaya çıkar ve adamı soyar adamın cüzdanını alır adam da dımdızlak kalır ne cüzdanı vardır ne de kredi kartları.
Но потом он встречает девушку, она очень красива, он влюбляется, и ты думаешь что это наверное что-то хорошее, но потом выясняется что она мошенник, и она грабит его, она забирает его бумажник, и теперь он неизвестно где, без бумажника и кредитных карт.
Ve Carlot'taki satıcı Andrew onu tanıyordu. Söylenene göre O ve bay Millet dün çok sıkı çalışmışlar.
И продавец Эндрю потвердил его личность, сказав, что он и мистер Миллет работали вчера.
- Nasıl yani Ray? Uzun hikâye, hem sıkıcı ama hâlâ belediye tarafından evlendirme yetkisine sahibim. Bu benim için çok ironik bir durum.
- Длинная история, довольно скучная, но я пока еще уполномочен штатом заключать браки ирония, которая не оставила меня.
Sırada, hiç umursamadığınız ürünlere sinirlenen çok eski dolandırıcılık hikayeleri muhabirimiz, Ken Redowski.
Далее в программе, наш старомодный торговый обозреватель, Кен Редовски, недоволен продуктами, на которые вам начхать.
çok sıkıcısın 19
sıkıcı 188
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
sıkıcı 188
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
çok şıksın 21
çok sağ ol 161
çok sıcak 332
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok sevimlisin 28
çok şirin 126
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sert 55
çok sağ ol 161
çok sıcak 332
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok sevimlisin 28
çok şirin 126
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sert 55
çok sevinirim 68
çok severim 65
çok sakin 32
çok sağolun 79
çok şanslısın 138
çok şirinsin 33
çok şanslıyım 39
çok soğuk 224
çok şaşırdım 153
çok susadım 64
çok severim 65
çok sakin 32
çok sağolun 79
çok şanslısın 138
çok şirinsin 33
çok şanslıyım 39
çok soğuk 224
çok şaşırdım 153
çok susadım 64