Önemli olan bu tradutor Russo
1,601 parallel translation
Ama uzun ömürlü olmak genlerimde var ve önemli olan bu.
Но долголетие в моих генах — вот что важно.
Önemli olan bu!
В этом суть.
Pes etsen bile Garrett'ın yanında olacaksın, önemli olan bu.
Так ли иначе, ты будешь с Гарретом, а это самое главное.
Önemli olan bu.
Это главное.
Ama önemli olan bu değil.
Но не это важно.
Önemli olan bu.
Вот что важно.
Önemli olan bu sırları kime söylediğiniz... Şu andan itibaren sırlarımı en sevdiklerimle paylaşacağım.
Всё зависит от того, кому ты их доверяешь, и теперь я буду хранить секреты с теми, кого я люблю.
İşte önemli olan bu, Fi
Именно, Фи.
Şu an önemli olan bu değil.
Сейчас это неважно.
Önemli olan bu.
Это самое главное.
Önemli olan bu değil ki.
Но не в этом дело.
Benim içinde önemli olan bu.
И меня заодно.
Bak Peter önemli olan bu değil.
Слушай, Питер, не это важно.
Nedir bu kadar önemli olan?
Что в этом такого особенного?
Bu en önemli olanı.
Это самое важное.
Ama asıl önemli olan şey, Bay Fare'nin yediği bu parça.
Но в этом комочке редкий и секретный ингредиент, который съел Мистер Мышь :
Bu bizim şarkımız Önemli olan da bu
¶ This is our song That's all that matters ¶
Bu, bizim şarkımız Önemli olan da bu
¶ This is our song That's all that matters ¶
Ama burada önemli olan şey, bu hiç kimseyi ilgilendirmez.
Знаете, что самое замечательное? Это, черт возьми, не ваше собачье дело.
Şu an burada seninleyim, önemli olan da bu.
Когда я здесь, я с тобой, это самое важное.
Önemli olan bu.
То, что надо.
Önemli olan da bu, Riggs.
Ну, в том-то все и дело, Риггс.
Asıl önemli olan da bu, Sarah.
Это очень важно, Сара.
Önemli olan tek şey bu.
И больше ничего не имеет значения.
Bu teleskopla ilgili önemli olan şey kesinlikle doğru yöne odaklanabilmesi ve iyi konumlanabilmesidir, bunları ise jiroskoplar sağlar.
Важно в этом телескопе то, что его можно направлять снаружи и изнутри, удерживать его положение с помощью гироскопов.
Bahsettiğim şey, bu ülke için son derece önemli olan bir barış anlaşmasının mutlaka gerçekleşmesi gerektiği.
Я говорю о сохранении мирного соглашения, что имеет решающее значение для безопасности этой страны.
Bu eşsiz ve tarihî barış görüşmelerinin en önemli oyuncularından biri olan Dışişleri Bakanı Kanin, hiç olmayacak bir zamanda esaslı bir sağlık sorunu sebebiyle geri çekilmiştir.
Одна из ключевых фигур в этом беспрецедентном историческом мероприятии, Госсекретарь Канин решил подать в отставку, сославшись на проблемы со здоровьем.
Neymiş bu kadar önemli olan?
Что у вас такого важного?
Önemli olan da bu.
И этo самoе главнoе.
Tüm önemli olan da bu.
И это всё, что имеет значение.
Benim için tek önemli olan şey bu.
Остальное мне не важно.
Önemli olan da bu.
С благими намеряниями.
Aslında, hayır, onları söylerken sinir bozucuydu ama bana adın ve oturduğun bu evin Bay Bill Compton'ın insan olan akrabalarına ait olduğu gibi çok önemli şeyler söyledi.
Вообще-то, нет. Она меня просто дико раздражала, но зато рассказала столько всего интересного. Например, как тебя зовут и что ты живёшь в доме, принадлежащем смертной подруге мистера Билла Комптона.
Bu kadar önemli olan ne?
Что там такого важного?
Bu kadar önemli olan da ne?
Проклятье, что такого важного?
Ve belki o çocukların çoğu için de bu geçerli ama önemli olan o değil.
И может быть та же участь ждет и большинство моих учеников. Но не в этом суть.
Bu kadar önemli olan şey neymiş?
Это было настолько важно?
Peki, Eli. Bu kadar önemli olan nedir?
Эли, чтo за срoчнoсть?
O hâlde bir adamı uyutma belasına değecek kadar önemli olan ne var bu odada?
Что же может быть в этой комнате настолько важным что ради этого стоило накачать человека наркотиками?
İşte bu yüzden, içinde bulunduğun anın tadını çıkarmak önemli, çünkü gelecek, hiç gelmeme ihtimali olan bir lütuftur. Vavv. Ne kadar derin meselelere girdik, gördün mü.
Поэтому важно ценить настоящий момент, потому что будущее, как торт, который ты можешь так и не получить
Ama asıl önemli olan, bu... bu sadece bir projelik bir şey değil.
Но дело в том, что... Это не только на время проекта.
Önemli olan, bence bu suç.
Я думаю, что это - преступление.
Ondan ve bu Allah'ın belası dünyadaki her şeyden daha önemli olan şey bana bir asistan mı bulmak.
Много важнее этого, и много важнее всего на этом Богом забытым свете - найти мне помощника.
Dünyada önemli olan tek kız kendisidir Bu rezilliği daha fazla izleyemem. Çok daha iyi.
Она единственная, которая что-то значит Я не могу продолжать смотреть этот отстой.
önemli olan da bu.
раз ты всё понял.
Yaptın. Önemli olan da bu.
Ты это сделала и это главное.
Pekala, Addison. Bu kadar önemli olan vaka...?
- Эддисон, что там за важное дело, которое...
- Bu o çok önemli olan şey.
- Это то, что важнее всего, так ведь?
Sağ olduğunu biliyoruz, önemli olan bu.
Мы знаем, что он жив!
Var olan en önemli soru bu.
Нет вопроса важнее, Рейлан.
Önemli olan da bu.
Это единственное, что важно.
önemli olan bu değil 23
önemli olan 207
önemli olan şey 19
önemli olan da bu 101
olan bu 81
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
önemli olan 207
önemli olan şey 19
önemli olan da bu 101
olan bu 81
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93