Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ A ] / A free man

A free man перевод на турецкий

1,176 параллельный перевод
- You're a free man.
- Özgür bir adamsın.
They're watching you... you're a free man now
Sana bakıyorlar... şimdi özgür bir adamsın
And when spring gets here, you'll be... a free man.
Ve buraya sonbahar geldiğinde sen özgür bir adam olacaksın.
This time next week, I'll be a free man.
gelecek hafta bu sıralarda ben hür bir insan olacağım.
I'm walkin'in here on my knees, Ed, a free man, proposing'.
Buraya diz çökmeye geldim, Ed. Özgür adamdan evlenme teklifi.
Yes sir, he's a free man again.
Evet bayım. Kendisi tekrardan özgür bir adam.
A few more hours, I'll be a free man.
Birkaç saat sonra özgür bir adamım.
I'm a free man.
Ben özgür bir insanım.
I am a free man, as was my father before me.
Ben özgür bir adamım, babam da özgürdü.
Now that you're a free man, Mr. Lucas, what will you do?
Artık özgür bir adam olduğunuza göre, ne yapacaksınız?
I testify, And i ride out of lincoln A free man.
Tanıklık ederim ve Lincoln'den özgür bir adam olarak çıkarım.
I'm a free man.
Özgür bir adamım.
You're a free man, Reg.
Sen özgür bir adamsın, Reg.
He knew no allegiance a free man in thought and deed.
Yaşadı düşüncelerinde hür, davranışlarında özgür.
If Ricky Ho survives the next seven days, I'll consider him a free man!
Riki yedi gün idare edebilirse, onu özgür bırakacam!
In other words you're a free man.
Diğer bir deyişle, artık özgürsün!
I'm a free man.
Gördüğün gibi özgür bir adamım.
I'm a free man again.
Yine özgür bir adamım.
I'm a free man, but i'm broke.
Artık özgür bir adamım ama meteliksizim.
I'm a free man, and I don't mean just out of jail.
Artık özgür bir adamım. Hapisten çıktım diye değil.
I'm a free man, and I'm going out the front door.
Ben Özgür Bir insanim ve Ön kapidan çikaçagim,
I'm a free man now.
Artık özgür bir adamım.
You settle us both right now... you walk away a free man.
İkimizin de işini halledeceksin... Özgür bir adam olarak buradan ayrılacaksın.
You're a free man.
Özgür bir adamsın artık.
I'm a free man.
Artık özgür bir adamım.
Now he was a free man, looking to even the score with me.
Simdi hapisten çıkmıştı ve benden intikam alma peşindeydi.
- I can serve as a free man.
- Özgür biri olarak da hizmet edebilirim.
- I don't need a free man, either.
- Özgür bir adama da ihtiyacım yok.
I got my passport, I'm a free man.
Pasaportum var, özgür bir adamım.
I think it's the excitement only a free man can feel.
Sanırım bu sadece özgür bir insanın hissedebileceği bir heyecan.
A free man at the start of a long journey whose conclusion is uncertain.
Özgür bir adam uzun bir yolculuğun başında sonu hiç belli olmayan biri.
Or a free man.
Veya serbest bir adam olarak.
A free man.
Özgür bir adam.
After all, this would leave you free to marry Dr King... a rich man.
Böylece Dr. King'le evlenmek için serbest kalırdınız zengin bir adam.
Your Highness, I don't want money from a man who needs every penny to free his enslaved people.
Majesteleri, köle insanlarını kurtarmak için her kuruşa ihtiyacı olan birinden para isteyemem.
Wherever a man is free and has change in his pockets they'll come a-creeping, and they can't be stopped.
Cebinde bozuk para olan özgür bir adamın olduğu her yere sürünerek geleceklerdir ve durdurulmaları da imkansızdır.
BECAUSE OF A SIMPLE CLERICAL ERROR, YOU'''RE LETTING THIS MAN GO FREE.
Küçük bir evrak hatası yüzünden, bu adamı serbest bırakıyorsunuz.
A man can live wherever he wants. Free country. BUGGlN OUT :
İstediğin yerde yaşarsın.
lead on to victory man : As the tension mounts throughout the free world, the ladies have a surprising 15-0 lead over the boys.
Özgür dünyada gerilim giderek artarken kızlar, erkeklere karşı sürpriz bir sonuçla 15-0 önde.
We Apsaras are free to choose, we are not tied to a single man.
Biz Apsara'lar özgürce seçebiliriz, tek bir erkeğe bağlı değiliz.
Why did I think I could deal reasonably... with a man who defends coke pushers for free?
Kokain satıcılarını bedavaya savunan bir adamla... makul bir ilişki sürdürebileceğimi acaba niçin düşündüm?
When a man who makes $ 450 an hour wants to tell you something for free, you should listen.
Saatte 450 dolar kazanan bir adam sana bedavadan bir şeyler anlatmak ister, dinlemelisin.
I hope you will have the courage to free an innocent man and remedy a grave injustice.
Umarım siz masum bir insanı serbest bırakacak cesarete sahipsinizdir. Ve büyük bir haksızlığı düzeltecek...
We do not believe it will serve the interests of justice to allow this man to walk free on a token bail.
Düşük bir kefaletle... bu adamı serbest bırakmanın... adalete bir yarar sağlayacağına inanmıyoruz.
Of his own free will, a man has to jump into the volcano.
Bir adamın kendi isteğiyle volkanın içine atlaması gerekiyor.
- You're a free man.
- Özgürsün.
Feel free to squeeze and tickle them, but always be gentle, because a bruised testicle is a sure-fire way to get a man immediately out of the mood.
Onları sıkmak ya da gıdıklamak için çekinmeyin ama nazik olmayı da unutmayın, çünkü testislerle oynarken canını yakmanız, erkeğin ruh haline direk etki edecektir.
Nothing but a two-bit con man. But a continental type, a real smoothie the kind who'll do anything for a free meal.
Beş paralık bir dolandırıcıdan başka bir şey değil ama bedava bir yemeğe katılmak için yapmayacağı şey olmayan da bir ikiyüzlü.
The man who would create a new world in which the individual would be free.
= ÇOK YAŞA WILSON = Onu bir halk kahramanı haline getirdiler.
When I was a very young man, not much older than you are now, I wrote for my own pleasure a translation of the Agamemnon, a very free translation, I remember, in rhyming couplets.
Küçükken, senden birkaç yaş büyükken kendi zevkim için Agamemnon'un çevirisini yapmıştım.
I wanted to live for that glorious day... when I would once again rejoin the man I love... and live in a free country.
Özgür bir ülkede, sevdiğim adama yeniden kavuşacağım o muhteşem günü görmek için yaşamak istedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]