Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ A ] / And a half

And a half перевод на турецкий

11,475 параллельный перевод
So we got married a year and a half after we joined and moved to California.
Biz de üye olduktan 1,5 yıl sonra evlendik ve Kaliforniya'ya taşındık.
So I'd been in scientology about two and a half years.
Scientology'de 2,5 yıl geçirmiştim.
An hour and a half ago, two agents were attacked by a man who we believe is responsible for 10 murders in the past year.
Bir buçuk saat önce iki ajan geçen yıldan beri 10 cinayetin sorumlusu olan... -... adam tarafından saldırıya uğradı.
But I can only hold it for about an hour and a half.
Ama sadece yarım saat veya bir saat tutabilirim bu şekilde.
I haven't been attracted to Lois for a year and a half.
- Lois 1,5 yıldır ilgimi çekmiyor.
She says she saw him a week and a half ago, made him dinner, everything seemed normal.
Onu en son 1,5 hafta önce görmüş. Ona yemek yapmış ve her şey normalmiş.
A stick and a half, at least.
En az yarım derim ben.
That's, what, 12 and a half a year?
12'si garanti olmak üzere yarım yıllık mı?
"Any smile that lasts longer than a second and a half is a con man's ruse."
Bir buçuk saniyeden fazla sürek her gülümseme, hilekâr bir adamın oyunudur.
A year and a half ago. Violet's dead.
Violet, bir buçuk yıl önce öldü.
Oh. I spent another month and a half in the snow, trying to make up the difference.
Aradaki farkı kapatmaya çalışmak için karda 1,5 ayımı harcamıştım.
It's about an hour and a half.
1,5 saat var.
After I graduated from high school, the money that had been saved from the Eunice Waymon Fund sent me to New York to Juilliard for a year and a half.
Liseden mezun olduktan sonra Eunice Waymon fonunda biriken para sayesinde bir buçuk yıl New York'taki Juilliard'a gittim.
Turns out Hank Mahoney is a regular and he works as a mechanic at a garage like an hour and a half away.
Sonuç olarak buradan bir buçuk saat uzaklığındaki bir tamircide çalışıyormuş ve o kişi de Hank Mahoney adında birine çıkıyordu.
Sixteen and a half to be fair...
Aslında 7,5...
I'd played for Newcastle for a year and a half then.
Newcastle'da 1,5 sene oynadım.
Then, all of a sudden, about two and a half hours after the game, the door smashed in.
Sonra aniden, maçtan iki buçuk saat sonra, kapı çaldı.
He used those two meters and stayed an average of two and a half hours each time.
O ikisini kullanmış ve her seferinde ortalama 2,5 saat kalmış.
♪ Ah. ♪ ♪ Men. ♪ ♪ Two and a Half Men 12x11 ♪ For Whom the Booty Calls Original Air Date : 2015-01-22. Sync, corrected by elderman @ elder _ man
Two and a Half Men 12x11 For Whom the Booty Calls sync, corrected by elderman Çeviri : wild _ cobragirl
About an hour and a half ago- - somewhere near Maxwell.
Bir buçuk saat kadar önce Maxwell yakınlarında bir yerde.
Seven and a half.
- 7 saat, 20 dakika. 7,5 saat.
Previously on Two and a Half Men...
Two and a Half Men'in önceki bölümlerinde...
♪ Men, men, men, men, manly men, men, men ♪ ♪ Ah. ♪ ♪ Men. ♪
Two and a Half Men 12x09 Bıngıl, bıngıl, bıngıl, Lyndsey
Two and a half.
İki buçuk.
Four and a half inches.
Yaklaşık 11 santim.
Eleven and a half hours.
On bir buçuk saat.
And a half.
11 buçuk.
And a half.
Evet 11 buçuk.
- Every year and a half, combination of new moon and the proxigee. It's when the moon's at its closest, so the tide's at its highest.
Ay en yakındayken, gel git en yüksek seviyedeydi.
Previously on two and a half men...
Two and a Half Men'in önceki bölümlerinde...
♪ ah. ♪ men. ♪ men.
Two and a Half Men 12x10 "Yettim, pantolon!"
Even after you split a sale, you could invest half of your profit in this and you would still be doing great.
Satış bölündükten sonra bile kazancının yarısını buna yatırabilirsin ve hala harika idare edersin.
I was given a dirty old jumpsuit to get into, missing one arm and the other one was almost half torn off, and put to work.
Eski, kirli bir tulum verilmişti bana. Bir kolu eksikti, diğerinin de yarısı koptu kopacaktı.
A year and a half.
- Bir buçuk yıl oldu.
At a dinner party, sitting on opposite ends of the table... And how, if the whole evening, people were talking to us, but we were only half listening because we were drawn to each other.
Bir akşam yemeğinde masada karşılıklı otururken bütün gece insanlar bizimle konuşuyor ama alelâde dinliyoruz çünkü birbirimize kapılmışız.
Because, you know, the book said that the sperm takes a half-hour to thaw and then you've got to put it up me and then I have to sit still for one hour- -
Çünkü kitapta yazdığına göre spermler yarım saatte çözülüyormuş. Sonra onları içime yerleştirmen gerekiyormuş, ben de bir saat oturacakmışım.
I'd like to mull that over further with scrambled egg, bacon, half a grapefruit, and very black coffee.
- Enteresan, Harry. Omlet, pastırma, yarım greyfurt ve koyu bir kahveyle bunun üzerine daha çok kafa yormayı isterim.
And I saw women in half for a living.
Para için kadınları ikiye bölüyorum.
And it includes a half-ounce.
Ve yarım ons'da içinde.
You were just over two-and-a-half.
2,5 yaşından biraz büyüktün.
However, I have three-and-a-half theories why.
Fakat benim bununla ilgili üç buçuk teorim var.
Now I got half a girl's volleyball team and a boy who wants to be their cheerleader.
Şimdi yarım bir kız voleybol takımım ve onların amigo kızı olmak isteyen bir oğlum var.
I have a half bag of Cheetos and a radio.
Yarım paket Cheetos'um ve bir radyom var.
She was my partner... for five-and-a-half years, and his best friend.
Benim beş buçuk yıllık ortağım ve onun en iyi arkadaşıydı.
Well, you need so eye drops, a squirt of perfume, and half a pizza.
Göz damlası, parfüm ve yarım dilim pizzayla halledersin.
Maybe you should have been watching our child, instead of playing mind games with a man who's half as smart as you and twice as successful.
Belki en az senin kadar zeki, senden iki kat başarılı olmuş bir adamla akıl oyunları oynamak yerine çocuğumuzu izlemen gerekirdi.
♪ Two and a Half Men 12x09 ♪ Bouncy, Bouncy, Bouncy, Lyndsey Original Air Date on January 8, 2015
Çeviri :
Pack 10 fritters and half a kilo of sweets.
10 paket börek yarım kilo da tatlı.
One, I would rather do a dime in Rikers than your half-baked ass and, two, I only take what's mine.
Bir, seninle yatmaktansa Rikers'ta 10 sene yatarım daha iyi. İki, ben sadece bana ait olanı alırım.
You're here, and we are not leaving till you do something beach-y, like walk in the water or find a half-eaten lady from Jaws.
Şimdi de buradasın. Sen suda yürümek ve Jaws filmindeki yarısı yenmiş kadını bulmak gibi tuhaf işler yapana kadar gitmiyoruz. Hayır.
Crime scene found Spencer's prints on both the drill and the World Send package that was sent to his house a half an hour before he was shot.
Olay yeri inceleme Spencer ın parmak izlerini hem matkabın. hem de gönderilen paketin üzerinde buldu. Vurulmadan yarım saat önce... Bunlar evine gönderilmişti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]