And even so перевод на турецкий
3,004 параллельный перевод
If you were defeated by Z and even so you want to face him, I'd like to give you my strongest equipment I have stored.
Eğer sizler de Z tarafından yenilmiş ve onunla tekrar yüzleşmek istiyorsanız biriktirdiğim en güçlü ekipmanları sizlere vermek isterim.
And Monroe, with a working train makes him dangerous, Miles, even more so than usual.
Monroe'nun elinde çalışan bir tren olması onu çok tehlikeli yapar Miles. - Her zamankinden fazla.
But then Soon-Ja was born, and I felt so awkward even it was not my fault.
Hata bende olmadığı halde kendimi mahcup hissettim.
Even if you mutter about pension and medical bill, It will not help you a little so shut up!
Hastane faturalarını ödeyip evi verdiniz diye çenemizi kapamaya biraz bile niyetimiz yok.
There's so much smoke and dust from the fire fight, I can't even see where the Fire Ferret is!
Ringde o kadar çok ateş ve toz var ki Ateş Gelinciki'nin nerede olduğunu ben bile göremiyorum.
And I haven't even gotten to talk about what I wanted to talk about, which is an issue that has been weighing on me, so I'm just gonna say it, okay?
Ayrıca konuşmak istediğim konu hakkında tek kelime dahi edemedim ki omuzlarıma binen bir yük bu. Bu yüzden direkt söyleyeceğim, tamam mı?
today you've even discussed marriage. So go ahead and do it.
Bugün evlilik peşindesin.
So even though the convictions were overturned, we still must prove that Thane didn't commit the crimes in the first place, and the best way to do that would be to find the person that actually did.
Mahkumiyeti bozulsa da Thane'in bu suçları işlemediğini kanıtlamak zorundayız. Bunu yapmanın en iyi yolu bunu yapan kişiyi bulmaktır.
I have a fever and I'm in so much pain I feel that not even the magnificently bearded Leopold Leopoldovic would be able to help me.
Ateşim var yüce Leopold Leopoldovic'i bile korkutacak derecede karnım ağrıyor.
Yeah, so Josh and I have a little chat, might even clear your name.
Evet, bu yüzden Josh ve ben biraz sohbet edeceğiz, senin adını bile temizleyebilirim.
Very real and tangible shifts in world financial markets, in foreign policy, and even in so-called random events, coincided with these retreats.
Dünyanın mali piyasalarında, dış ülkelerle ilişkilerde görülen ciddi miktardaki bariz değişmeler hatta sözde tesadüfi olaylar bile bu toplantıların tarihleriyle kesişiyordu.
And she even wants Ade to sing. Oh, that's so sweet.
- Hatta Ade'in şarkı söylemesini de istiyor.
And he set all of this in motion so that Jackson could get even bigger and more powerful.
Jackson'u daha büyük ve daha güçlü hâle getirmek adına her türlü girişimde bulunuyor.
Even holding hands and so on...
Hatta el ele tutuşurlar ve falan filan...
But after today, I realized that... I was so focused on what happened to my family that I didn't even stop and wonder what could have happened to you.
Ama bugünden sonra fark ettim ki ailemin başına gelen şeylere o kadar odaklanmışım ki bir defa oturup, senin başına neler gelmiş olabileceğini aklıma getiremedim.
I respect your right to see and do whoever you want, and I don't even want a boyfriend, so...
İstediğin kişiyle görüşüp, istediğini yapmanı anlıyorum ve ben erkek arkadaşım olsun bile istemiyorum zaten.
They control drugs, arms smuggling, black market diamonds, human trafficking, even murder and extortion, so... an unknown ex-operative is at the head of it all.
Uyuşturucu onların kontrolünde, silah kaçakçılığı kara borsa elmaslar, insan ticareti, hatta cinayet ve şantajda yani, en tepede bunların hepsini yöneten bilinmeyen eski bir ajan var.
And you guys aren't even looking for her right now, so my mother is gone, okay?
Şu anda onu aramıyorsunuz bile annem gitti işte, tamam mı?
You have been so busy burying your face in your phone that you barely said hello to your family, you gave Winnie the Pooh the cold shoulder, and you haven't even noticed that pretty girl in the blue elephant that has been smiling at you.
Telefonuna gömülmekle o kadar meşgulsün ki ailene şöyle bir selam verip Winnie the Pooh'ya pas vermedin ve mavi fildeki sana gülümseyip duran kızı fark etmedin bile.
I was angry about his words, so I acted even more rigid and rough.
Bunları duyunca daha da öfkelendim ve ona karşı daha kırıcı oldum.
So I asked around and heard that they didn't find A single fingerprint, not even the murder weapon.
Bu yüzden çevreye sordum, ve hiçbir parmak izi bulamadıklarını öğrendim.
It's so warm. Even though you and me are just these ones and zeros in a virtual world...
Sıcacık... yine de...
I know that this truck could squish me and bump right over this little Smart car without even knowing it, but it doesn't feel so bad inside here.
Bu kamyonun beni ezip haberi bile olmadan bu Smart Car'ın üzerine... bindirebileceğini biliyorum. Ama içinde bulunmak çok kötü görünmüyor.
So I was up all last night reading tax code, and did you know an even better shelter for government tit-money than a charity is religion?
Dün gece hiç uyumayıp vergi hukuku okudum ve hükümetten para araklamak için sığınak yerine din kurmanın daha avantajlı olduğunu öğrendim.
Most of my guys have shipped home already, anyway, and even if I could get my hands on supply for you - - which I'm not saying that I can - - but even if I did, I would have to grease so many local palms that you and posh spice over there couldn't even begin to afford that kind of olive oil.
Heriflerin çoğu çoktan evlerine gitti, her neyse sana kendi ellerimle malı getirebilecek bile olsam ki getireceğim demiyorum ama getirebilsem bile bir sürü avucu rüşvetle doldurmak gerekecek ki böyle bir malın masrafını karşılayamazsın bile.
And I didn't even watch it all the way through, cos the quality was so poor.
Ve tamamını izlemedim bile, çünkü kalitesi çok düşüktü.
I have, and I'm not thrilled that my carefully curated pieces are being replaced without even so much as a phone call.
Tanıştım ve dikkatlice topladığım parçaların bir telefon bile edilmeden, yerinin değiştirilmesine hiç heyecanlanmadım.
Once again, this is a fascinating character, so even in that play, we were playing two roles rather than Michael and Diane.
Yine büyüleyici bir karakteri oynuyordum ve o oyunda biz Michael ve Diane olmak yerine iki rolde oynuyorduk.
and I wouldn't even pretend at this point to know how to tell it, beyond beginning to explore it through interviews with everyone involved, so that everyone's point of view, no matter how contradictory, is included.
İlişkili olan herkesle yaptığım röportajlarla bunu keşfetmeye başlamayı bırak, şu noktada nasıl anlatacağımı biliyormuş gibi davranmayacağım bile. O nedenle ne kadar aykırı olursa olsun herkesin görüşü dahil edilecek.
He has been scuffling so hard for so long, and Gunnar and I get this deal without even half trying.
Uzun zamandır çok uğraşıyor ve Gunnar'la bana, onun yarısı kadar uğraşmadan teklif geldi.
And even though I admire your willingness to sacrifice so that he has a better chance at life than you had,
Daha iyi bir hayata sahip olması için yapacağın fedakarlıkları takdir de ediyorum.
I'm not asking, and nor is the CIA, so get your shit together because it's happening, and it's happening now, even if I have to carry you out of here kicking and screaming.
Bunu senden rica etmiyoruz, ne ben ne de CIA şimdi, çabuk eşyalarını topla çünkü birşeyler oluyor.. zaman kaybetmemeliyiz Seni buradan tekme ve çığlıklarla bile olsa çıkarıp götürmem gerek.
I tried to make up for it by collecting power, and the power became so important that I couldn't let go... not even... when that meant losing the most important person in my life.
Bunu güç elde ederek telafi etmeye çalıştım ama güç o kadar önemli hâle geldi ki bir daha bırakamadım. Hatta bu, hayatımdaki en önemli insanı kaybetmek anlamına gelse bile.
So I moved here and became even more of a hot mess than I already was.
Sonra buraya taşındım ve önce olduğumdan daha beter bir hal aldım.
And I can't get my time back, so I guess we're even.
Ben de zamanımı geri alamam, ödeştik say işte.
Looks like the finance guys even found a loophole in the union contract, so, they didn't have to pay severance packages and pensions to their employees.
Hatta şirketin mali çalışanı, sendika sözleşmesinde bir yasal boşluk bile bulmuş, bu sayede işçilerine tazminat ve emeklilik parası ödemek zorunda kalmamış.
Even if it wasn't, between my mom and Oliver and everybody in my entire life, I'm pretty much used to it by now, so...
Hani belli olmasa bile, annem, Oliver, hayatımdaki herkesi aynı anda saysak bile rededilmeye alışkınımdır, bu yüzden koymaz.
But the unconventional, even unacceptable, and the beneficial are so difficult to combine, and that's what I find interesting.
Geleneklerimize uymayan, kabul edilemeyen ve "kazançlı" birbirinden çok uzak terimler. İlginç bulduğum nokta bu.
I've been running around so much lately. I haven't even had a chance to just look up and see where I'm going or where I've been.
Son zamanlarda o kadar çok koşturuyorum ki şöyle bi yukarı bakıp, nereye gittiğimi... veya nerede olduğumu anlayacak zamanım olmadı.
So he got a good job, and he even helped me pay for nursing school.
O yüzden iyi bir iş buldu ve hemşirelik okulumun parasını ödememde bana yardım etti.
And so we went straight, like, not even stopping'.
Hiç durmadan dümdüz gittik.
I mean, a player like Gates knows it's against rules and regulations not to declare a gratuity so what does it say about him that he doesn't even bother his arse to fill in the form?
Gates gibi biri hediyelerin kabul edilmeyeceğini bilir formu doldurmaya zahmet etmemesinin nedeni nedir?
I will give her a new life, even a new identity, so she can marry him and push out babies and live to a ripe, old age, as long as she keeps what she knows to herself.
Ona yeni bir hayat veririm hatta yeni bir kimlikte böylece onunla evlenebilir ve çocuklar doğurabilir ve yaşlılığına kadar yaşayabilir tabi bildiklerini kendisine sakladığı sürece.
Because it was trivial, and now I seem trivial even more so, so...
Çünkü gereksiz bir yazıydı ve şu an daha da gereksiz olduğunu anlıyorum...
Oh, I--I was scanning for Skylar in the cab, Bill, and--and the cab had GPS, which is crazy,'cause New York streets are on a numbered grid, so they--they don't even need the GPS, Bill.
Takside Skylar'ı arıyordum Bill, taksinin GPS'i vardı. Ki çok saçma, çünkü New York'un numaralı şebekesi var. GPS'e gerek bile yok Bill.
And I like him even more now that your eyes are not so keenly fixed on him.
Artık gözlerini ondan çevirdiğin için onu daha da çok sevdim.
It is so wrong, and have you even thought about what kind of message you are sending your daughter?
Bu çok yanlış ve kızına nasıl bir mesaj gönderdiğini düşündün mü?
The Left Behind Club accepts everyone, even losers and lezzies, so your whole Glee Club's invited.
Geride Kalanlar kulübü herkese kucak açar, zavallılara ve tembellere bile. Yani bütün Glee kulübü davetlidir.
And I already have a dress, so don't even think of getting me so much as a corsage.
Siyah kravat opsiyonel. Ve benim zaten bir elbisem var yani bana bir korsaj bile almayı aklından geçirme.
This is your one and only shot, so do it like a man, if it's even possible.
Bu senin ilk ve son şansın, o yüzden bunu erkek gibi yap tabii öyle bir şey mümkünse.
We're not even thinking about Alain and Tina so much as we are about ourselves.
Sadece kendimizi düşünüyorduk.
and even though 16
and even worse 29
and eventually 133
and even then 98
and even now 20
and even if i did 66
and even if he did 25
and even if i could 18
and even 19
and even if they did 26
and even worse 29
and eventually 133
and even then 98
and even now 20
and even if i did 66
and even if he did 25
and even if i could 18
and even 19
and even if they did 26
and even if you did 16
even so 574
sorry 58639
solo 156
sofia 386
something went wrong 81
sonia 229
sort 19
so cute 228
sola 22
even so 574
sorry 58639
solo 156
sofia 386
something went wrong 81
sonia 229
sort 19
so cute 228
sola 22