Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ A ] / And her son

And her son перевод на турецкий

4,209 параллельный перевод
If you consider that he got his last two girlfriend's hooked on drugs and working as prostitutes, you might realise this isn't the ideal relationship for her to be in.
Son iki sevgilisinin keş orospulardan olduğunu düşünürsen bu ilişki Frankie için pek de uygun değil gibi.
- Look, the last time I spoke to her, I was telling her she had to go to the dentist, and she told I was being annoying.
- En son konuştuğumuzda ona dişçiye gitmesi gerektiğini söylemiştim.
Weekends and holidays when she didn't have her son, were worst.
Oğlunun yanında olmadığı hafta sonu ve tatiller en kötüsüydü.
So my editor says my writing is better than it's ever been, which is really exciting and amazing because it makes me feel like everything that's been so terrible and painful in the last few months was leading me to this point, you know?
Editörüm yazdıklarımın her zamankinden iyi olduğunu söyledi ki bu çok heyecan verici ve inanılmaz çünkü son birkaç ayda yaşanan korkunç ve acı verici olayların beni bu noktaya sürüklediğine inanıyorum.
All we do is lay out each phase of selection in front of you, and after that it's really very, very simple.
Bizim tüm yaptığımız, elemede her aşamayı önünüze koymaktır. Bundan sonraki aşama son derece basittir.
A share per man, two for the captain, two additional for use of the ship, and five set aside in a fund to offset injury payments.
Her adama bir, kaptana iki pay ek olarak iki pay da gemiden faydalanıldığı için. Son olarak da beş pay meydana gelebilecek zararlar için.
She told us she had a past with Rabbit... which explained why he had taken her son earlier... and that Sheriff Hood had traded himself for the boy.
Bize Rabbit'le bir geçmişi olduğunu söyledi. Bu da Rabbit'in oğlunu neden kaçırdığını ve Şerif Hood'un kendini çocukla takas ettiğini açıklıyordu.
And now I'm marrying my eldest son to a wicked little bitch from Highgarden while I'm supposed to marry her brother, a renowned pillow biter. So...
Şimdi de en büyük oğlumu, Yüksek Bahçe'den sinsi bir orospuyla evlendiriyorum ve ben de eşcinselliğini herkesin bildiği kardeşiyle evleniyorum.
All those kings and battles, migrations and inventions, wars and loves, everything in the history books happened here, in the last seconds of the Cosmic Calendar.
Bütün o krallar ve savaslar, göçler ve icatlar savaslar ve asklar, tarih kitaplarindaki her sey burada, kozmik takvimin bu son saniyelerinde yasandi.
And it was only in the very last second of the Cosmic Calendar that we began to use science to reveal nature's secrets and her laws.
Ve kozmik takvimin ancak son saniyesinde doganin sir ve kanunlarini ortaya çikarmak için bilimi kullanmaya basladik.
When we crest the point ahead and spot the Urca in anchor, we'll begin our final run at her.
Önümüzdeki noktayı geçip, demir almış Urca'yı gördüğümüzde son kozumuzu oynayacağız.
And every few minutes they race in at full speed doing everything they can to save someone's life and then a few minutes later, they all walk outside and smoke cigarettes.
Birkaç dakikada bir son hızla birilerinin hayatını kurtarmak için yapabilecekleri her şeyi yapıyorlar ve birkaç dakika sonra hepberaber dışarı çıkıp sigara içiyorlar.
Your son had no right to come in and take her from my house.
Oğlunun gelip onu evden götürmeye hiç hakkı yoktu.
And then one day, after transferring her last call..
Ve bir gün son telefonunu cevapladı.
But if you go after Lavar's son, the Lords will respond and everything that we've been working towards will be destroyed.
Ama sen de Lavar'ın oğlunun peşine düşersen, Lords karşılık verecektir. Yapmaya çalıştığımız her şey mahvolacak.
We believe these drones were hijacked by Margot Al-Harazi and that she is somewhere inside this country, probably working with her son and her daughter.
Bu İHA'ların Margot Al-Harazi tarafından ele geçirildiğine ve bu ülkede bir yerlerde olduğuna inanıyoruz. Büyük ihtimalle kızı ve oğluyla beraber çalışıyor.
He raised Maya like a son, teaching her basketball, baseball, and fighting for no reason.
Maya bir erkek gibi büyüdü, basketbol oynamayı beyzbol oynamayı, ve sebepsiz yere kavga etmeyi öğrendi.
Henry, look, son, when two parties have entered into a contract and they've reached an impasse,
Henry bak evlat... İki parti bir koalisyon kurar ve bir anlaşmazlığa düşerlerse her iki parti de ayrılma haklarını saklı tut...
Just one recommendation was allowed per branch annually, and the captain made the final call.
Her sene sadece bir kişi önerilebilir ve son görüşmeyi ise şef yapardı.
- Your obligation is to this institution... and the people and the animals and the work we've done over the last three years.
Her... - Yükümlülüğün bu kuruma halka ve hayvanlara ve son üç yılda yaptığımız işlere karşı.
He specifically wanted me to tell each one of you that he loved you and he was thinking of you guys up until the end.
Her birinize sizi sevdiğini ve son ana kadar sizleri düşündüğünü söylememi istedi.
And I'd like to know how many others have been perpetrated against her son under your watch.
Ayrıca kaç tane daha öğrenciye gözetiminiz altında bu kadının oğluna karşı işlenen suçtan görüldü bilmek istiyorum.
I can deliver extreme unction, I can hear her confession and I can administer the last rites.
Son yağını sürebilir, günah çıkarmasını dinleyebilir ve son duasını tatbik edebilirim.
Give her the last rites and get the fuck out of this house, you ridiculous man.
Son duasını ettirip bu evden siktir olup git, şaklaban herif.
But since she was long afflicted with a nervous malady and confined to her bed, that was quickly discounted.
Ama kendisi bir sinir hastalığı sebebiyle yatağına bağlı şekilde yaşadığı için bu iddialar çabucak son buldu.
And there, Rashmi tries her last attempt to change the game but look at that!
Ringte, Rashmi gidişatı değiştirmek için son şansını deniyor ama şuna bakın!
But first and foremost, I think it's fair to say, he was a great son of Israel.
Ama her şeyden önce, söylemem gerekir ki İsrail'in büyük bir evladıydı.
She's a very kind person, and the kids love her.
Son derece nazik biri ve çocuklar onu çok seviyor.
A mother hears her son is alone and in trouble.
Bir anne oğlunun yalnız ve başının dertte olduğunu duydu.
Refuse, and we'll kill every last man at Castle Black.
, Çöp ve biz Kalesi Siyah her son adamı öldürürüm.
I also take the food she cooks to her son and to... her husband.
Yaptığı yemekleri oğluna ve kocasına götürürüm.
The harvest is incomplete, and if they don't finish it, it's over.
Hasat töreni tamamlanamadı. Bitiremezlerse her şey son bulur.
Well, I say we put her to use and put her to rest once and for all.
Ben derim ki onu son bir kez kullanıp sonra sonsuza dek huzura erdirelim.
And, the last Friday of every month, You're to clean out all of your things And hide up there
Ayrıca, her ayın son cuması,... hizmetçiler bu odayı temizlerken eşyalarınızın hepsini orada gizleyip ortadan kaldıracaksınız.
I mean, there's, like, genocide in Darfur and human trafficking all throughout Eastern Europe, but her son needs a new fucking ramp.
Darfur'de insanlar katlediliyor ve doğu Avrupa boyunca insan kaçakçılığı yapılıyor. Ama oğlunun lanet olası yeni bir rampaya ihtiyacı var.
Anthony's always been a wonderful son and an exceptional student.
Anthony her zaman mükemmel bir çocuk ve fevkalade bir öğrenci olmuştur.
I've been forgetting things, too, so if you see me and I forgot everything since last time, that's probably why.
Birşeyleri unutuyorum da eğer beni görmek istediysen, son buluşmamızdan bu yana her şeyi unuttum. Muhtemelen ondandır.
Hey, so I got to talking to Sue Roundtree and I asked her if they had any head injuries lately, you know, my theory about the driver and the wreck, and she says they did...
Sue Rondtree'yle konuştum ve son zamanlardaki baş yaralanma vakalarını sordum. Şoför ve kazayla ilgili teorim var ya.
Gretchen's been really bummed out lately, and I told her I'd take her shopping. Just, like, 100 bucks.
Gretchen son zamanlarda başkalarının sırtından geçiniyor, ve ben onu alışverişe çıkacağımızı söyledim, sadece, 100 papel
They kiss at the last second and everything is fixed like some miracle happened.
Onlar son saniye de öpüşür ve her şey düzelir, böylesi biraz mucize olurdu.
He's hairy, he slobbers all over the place and the last time I saw him, he was in the back of Mr. Boinkenfarfel's SUV.
Tüylü, her yere salya saçıyor ve onu son gördüğümde Bay Boinkenfarfel'in cipinin arkasındaydı.
We don't yet know what the Germans think of this latest development and it's always been a point of principle in this country not to reduce everything to the workings of the alliances.
En son gelişme hakkında Almanya'nın ne düşündüğünü henüz bilmiyoruz ve bu ülkede her şeyi müttefiklerin çalışmalarına bağlamamak gibi bir kaide vardır.
But every month for the past 3 and a half years, I've been coming back here to look for my daughter, and I can't tell you how many false leads I've got.
Ama son üç buçuk yıldır her ay kızımı aramak için buraya gelirim. Ve bana ne kadar çok yanlış bilgi verdiklerini söylesem inanamazsın.
Anyways, it was my first and my last pow-wow.
Her neyse. Bu benim ilk ve son Pow-Wow dansımdı.
And her son was so drunkthat..
Annesi parayı kurtarmaya çalışıyordu.
There's weirdoes and all sorts on there.
Son trende her türlü ucube ve acayip tip oluyor.
Ona took Luna with the girl and her own son, Your son,
Ona, Luna'yı kızla ve kendi oğluyla birlikte aldı. Senin oğlun...
Your son is out of hospital and is doing well.
Gennaro ameliyattan çıktı ve her şey yolunda.
Abaddon, the last Knight of Hell, is looking to up her pay grade and take over the place.
Abaddon cehennemin son savaşçısı adam toplayıp her yeri ele geçirmeye hazırlanıyor.
Our son finally finds a teacher he connects with, and you have to take her to bed.
Oğlumuz sonunda iletişim kurabileceği bir öğretmen buldu ve sen onu yatağa attın.
Um, Jill and I have been discussing her whole... attitude thing lately.
Jill ve ben de son zamanlarda onun bütün bu davranış olayını tartışıyorduk.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]