Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ B ] / Buy one

Buy one перевод на турецкий

2,816 параллельный перевод
I'm gonna buy one of these.
Bunlardan bir tane almalıyım.
You can rent one but you can't buy one.
Kiralayabilir ama satın alamazsın.
'Cause I'd sure as hell like to buy one.
Çünkü eminim burada tiyotra var.
Let's go buy one.
Gidip bir tane alalım.
I think I'll buy one.
- Galiba ben de alacağım.
So mom is gonna go and buy one of those test.
- Annem alacak bize
The man who is now being called "Sweden's Charles Ponzi", may not have a country to call home, but does have enough money to buy one.
"İsveç'in Charles Ponzi'si" olarak bilinen adamın, bir ülkesi olmayabilir, ama bir tane ülke satın alacak parası da olabilir.
I only buy one bottle at a time.
Bir seferde sadece bir şişe alıyorum.
No. But I buy one little plate, and suddenly, I'm crazy!
Hayır ama ufacık bir şilt alıyorum ve aniden deli oluyorum!
And don't buy one of those goddam mansions full of flowers, all right?
Ve her taraf? çiçek dolu o lanet evlerden birini alma, tamam mı?
- You wanna buy one?
- Satın almak ister misin?
I finally had time to buy one of these.
Nihayet bunu alacak kadar zamanım oldu.
Hey, Steve, I'm just telling a few people, I'm making belt buckles now if you want to buy one.
Steve, bunu sadece birkaç kişiye söylüyorum, kemer tokası yapıyorum ve almak isteyebilirsin.
I want you to buy one today.
Bugün bir tane için başvurun.
Okay, we'll buy one.
- Tamam, bir tane alırız.
No, it's just that we wanted to, um, buy one of those old folding screens, and our backseat is so small, and you...
Hayır, biz sadece istemiştik ki, şey, şu eski paravanlardan birini almak, ve, bizim arka koltuğumuz çok küçük, ve siz...
You mind if I buy one off of you guys?
Bir tanesini alabilir miyim?
Buy me a fork one day.
Bir gün de bir çatal alalım.
That's why I'm asking the elders to buy me one.
İşte bu yüzden yaşlılardan para istiyorum.
I would not buy their mercy at the price of one fair word.
Merhametlerini satın almaya verecek tek bir güzel sözüm yok!
Judging by your recent lottery win, you could buy me a new one.
Eğer sana piyangodan para çıkarsa bana yenisini alabilirsin.
When are you gonna buy the one with the intergalactic babe on it?
Üzerinde o intergalaktik kızın olduğu makineyi ne zaman alacaksın?
If Dad found me a job in Rome, I'd buy a place, my folks have one here and it's horrible!
Babam bana Roma'da bir iş bulsaydı, yeni bir ev alırdım. Burada bir evim var ama berbat!
Or they buy the sassy one, who's like, "Hey, I see you, baa, baa."
Ya da arsız olanı istiyorlar. " Hey. Ben de seni gördüm.
I'll buy you another one.
Sana bir tane daha alırım.
Ah, Pender, told him to Matisse to buy... one of his new paintings for our collection.
Pender, ben de Matisse'ye yeni tablolarından birini satın alacağımı söylüyordum, koleksiyon için.
- You're obviously loaded with money, so buy me one refill at least.
- Çok paran olduğu belli, en azından bir bardak ısmarla.
One can buy anything between himalayas and indian ocean.
Himalaya'lardan tut, Hint Okyanusuna kadar nereyi istersen alabilirsin.
What was I gonna do... go late to work so I could drive by the mall and buy a stupid polka-dot umbrella for a one-time lunch performance?
Ne yapacaktım ki? Bir seferlik yemekhane gösterisi için mağazaya uğrayıp salak bir benekli şemsiye almak için işe geç mi kalacaktım?
Easy. Buy a Ferrari. I have one.
Çok kolay.Ferrari alırdım.
Oh. If anybody would like to buy their very own penny can, we have them for sale, one for $ 19.95, 2 for $ 50.
Eğer kendi para kutusunu almak isteyen varsa,... satışa sunulmuştur.
You buy all these superhero T-shirts, but when it's time for you to step up and do the right thing, you just hide in the laundry room.
Sürekli gidip bu süper kahraman tişörtlerinden alıyorsun ama öne çıkıp doğru şeyi yapma vakti geldiği zaman ise gelip çamaşırhanede saklanıyorsun.
Tight-arse Ray won't buy a new mower till this one's had it.
Puşt herif Ray, bu elimizde olduğu sürece yeni bir makine almaz.
I'm a megillah? Why am I a megillah? I have to buy two gifts now and take one back?
İki tane hediye aldım, bir de iadesiyle mi uğraşacağım?
So buy a bunch of one thing and then we have a lot of one things to choose- -
Bir şeyden çok fazla olsa ve seçim şansımız olsa- -
And no one else would buy the house.
ve bir daha evi kimse satın almamış.
I can get a guy to buy a house worse than the one he's in, cost him twice as much, and have him swear it was his idea.
Bir kimseye oturduğu evden daha kötü bir evi iki katı fiyata satabilirim, ve bunun onun fikri olduğuna onu inandırabilirim.
I think it's cheaper to buy a new one.
Yenisini almak daha ucuza gelir.
- Did you want me to buy you one?
- Sana bir tane almamı istiyor muydun?
" Your father told me not to buy you one.
" Baban bana almamamı söyledi.
It's just the carburettor, we can buy a new one.
Sadece karbüratör, yenisini alırız.
Buy a new one?
Yenisini mi alırız?
I don't know if I can buy my way out of this one.
Bunu kabul edebileceğimi sanmıyorum.
Can I buy you one?
Sana bir içki ısmarlayabilir miyim?
I was the one who suggested that we buy a used car with a kill switch.
Sonuçta kapama anahtarı olan bir araba almamızı isteyen bendim.
- I'll buy you another one.
- Bir tane daha alirim size.
If I sell this one today, I'll buy as many as you got tomorrow.
Eğer bugün bir tane satarsam elinizdekileri hepsini yarın alırım.
- We'll buy you one.
- Bir tane alırız.
You could buy a Soho loft with one of these and still get change back.
Bunlardan birtanesine New York'tan bir kral dairesi ve üstüne de para verirler.
If one wants to buy Swiss... I call him now.
Eğer almak isteyen ahmak İsviçreliler varsa, yarın gidip satarım.
Well, Why'd you buy that one?
- Bu paketi niye aldın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]