Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ B ] / By the end

By the end перевод на турецкий

3,280 параллельный перевод
Thanks for sticking this out. Have rallied around one longtime neighbor who stands to lose his home by the end of the day.
Günün sonunda evini kaybetmemek için destek veren bir komşu,
Well, since we are going in laparoscopically, she will be able to go home by the end of the day.
Laparaskopik olarak işlem yapacağımız için günün sonunda eve dönecek durumda olacaktır.
You'll have the case files by the end of the day.
Gün sonuna kadar dava dosyaları elinde olur.
But by the end, she really started to open up.
Ama belli oluyor ki, artık açılmaya başlamış. - Hop!
If you want to be back on the Cheerios! , I want you to graduate by the end of the year.
Eğer Cheerioslara dönmek istiyorsan, sene sonunda mezun olmanı istiyorum.
By the end of the day tomorrow, there will be no more dragons on Berk.
Yarın akşam Berk'te hiç bir ejderha kalmayacak.
So I'd like to move you into an office by the end of the day.
Bu nedenle bugünün sonunda seni bir ofise taşıyacağım.
If Lee's not dead by the end of the game Your son will die!
Eğer oyunun sonunda Lee ölmezse oğlun ölür.
And by the end of the first game, we'd have it all figured out.
Ve birinci oyun bittiğinde, her şey çözülmüş olurdu.
I heard by the end that you're begging them to kill you.
Bu adamlar öyle şeyler yapıyormuş ki sonunda "Öldürün beni" diye yalvarır hale geliyormuşsun.
By the end...
Ama sonunda...
If things continue on track, I'll be sending my recommendation to Mr. Takeda by the end of next week.
Eğer işler yolunda giderse gelecek haftanın sonuna kadar Bay Takeda'ya tavsiyemi göndereceğim.
By the end of this weekend, my burn scars will be yesterday's news, and... Mason's attention will be focused on the next trail I'm sending him down.
Bu haftanın sonuna kadar yanık izlerim dünün haberi olacak ve Mason'ın ilgisi onu göndereceğim diğer izin peşine düşecek...
Man, by the end, I guess it was... about ten.
Herhâlde 10.000 dolar civarında bir şeydi.
By the end of the day, this poor dog smelled like he was from the dentist's office.
Günün sonuna kadar, bu zavallı köpek dişçinin ofisindenmiş gibi koktu.
But by the end of the day, he had learned.
Ama günün sonuna kadar öğrendi.
He's a smart dog, and I swear to God, by the end of the day, this is what he was doing.
Akıllı bir köpek, ve tanrıya yemin ederim ki, Günün sonunda, böyle görünüyordu.
At the earliest, I should be able to pay you back by the end of this month.
En erken, bu ayın sonunda ödeyebilirim sana borcumu.
Which is why I will exonerate these prisoners and permanently abolish all curfews... if the Renegade surrenders himself in Argon square by the end of this cycle.
Bu yüzden eğer Hain bu döngünün sonuna kadar Argon meydanında ortaya çıkıp kendini teslim ederse bu esirleri temyiz edip onları serbest bırakacağım.
By the end of 1930, 60,000 peaceful protesters had been imprisoned.
1930'un sonunda 60bin barışçıl gösterici hapishanelerdeydi.
I'll be giving you my names by the end of the week.
Değil mi ya? Ne kadar heyecan verici. Aday listemi size hafta sonuna kadar veririm.
By the end of the 14th century, two-thirds of the gold in Europe came from Mali.
14. yüzyılın sonuna gelindiğinde Avrupa'daki altının üçte ikisi Mali'den karşılanmaktaydı.
By the end of the 18th century, the African slave trade was an entrenched part of the world's economic system.
18. yüzyılın sonunda Afrika köle ticareti dünya ekonomik sisteminin değişmez bir parçası konumundaydı.
So the two of you knock your heads together, get back to me with your official version about what happened by the end of the shift.
İkiniz kafa kafaya verin ve vardiyanın sonuna kadar neler olduğunu anlatan resmi bir dilekçeyi bana getirin.
But, yeah, it could be her heart, and by the end of the day, she could have a chance at a real life. Yes, I've got the chart right here.
Ama evet, kalp bulunmuş olabilir ve bugünün sonunda hayata başlama şansına erişebilir.
And I want it on my desk by the end of the day.
Gün sonuna kadar masamda olsun.
I just got off the phone with Bill Simms, who you're gonna fire by the end of the day.
Daha demin şu gün sonunda kovacağın kişiyle Bill Simms'le konuşuyordum.
By the end of a long deployment everybody's ready to get off this ship, and having our mission suddenly extended seemed to shorten everyone's fuse.
Uzun savaş hazırlıklarının sonunda bu gemiden inmek için herkes hazırdı, görevimizi yaparken aniden herkesin sigortası azaltılar.
If you can't do a pull up by the end of the week, I'm gonna have to fire you
Hafta sonuna kadar bir barfiks çekemezsen seni kovmak zorunda kalacağım.
GATISS : And that doesn't mean that by the end of this they've reached the end of their possibilities.
Ve bu, her şeyin sonunda kendi yollarına gidecekleri anlamına gelmiyor.
By the end of that day, I was Pi Patel, school legend.
O günün sonunda okulda Pi Patel adı ile hatırlanan bir efsaneye dönüştüm.
It's supposed to be done by the end of the day.
Öğleye biteceğini söylediler.
By the end, he's incredibly still and focused.
Sona doğru son derece sakin ve odaklanmış.
Make this go away, you'll make full partner by the end of the year.
Bu işi başımızdan savuştur, sene sonuna kadar tam ortak olacaksın.
If this doesn't show up by the end of next year, then we can change subject, I think.
Eğer bu yıl sonu itibariyle görülmezse, konuyu değiştirebiliriz, sanıyorum.
You have me over for dinner, and by the end of the night, if they say, "What a lovely young man,"
Beni yemeğe davet et. Eğer gece bitmeden "Ne hoş bir genç." derlerse ben kazanırım.
I need your answer by the end of the month. And to be clear, this is the last time I offer you a promotion.
bu ayın sonuna kadar cevabını bekliyorum ve açıkçası bu sana son terfi teklifim.
As for number 3, at the end of the next cycle, you will meet your end at the Argon square where you will be derezzed bit by excruciating bit.
3 numaraya gelirsek, bir sonraki döngüde Argon meydanında sonunla karşılaşacaksın. Zerrelerine kadar eziyetle silineceksin.
Divide 100 by ten, the percentage of Americans that believe the world will end on the 21st of December, and you get ten...
Yüzü ona bölersen, dünyanın 21 Aralıkta sona ereceğine inanan Amerikalıların yüzdesi, on bulursun.
He imagined a man playing with his lighter in the center of a railway car... being watched by two people at either end.
Çakmak gibi basit bir şeyin, farklı noktalardaki kişilerce nasıl görüneceğini sordu.
It is you that must end the attacks by ending the droid occupation.
Droid işgaline son vererek saldırıları durdurması gereken kişi sensin.
No, we are tired whores. It's not the end of the world. We're just letting a few El Caminos drive by because our wrists are sore.
El Caminolar'ın bizi geçmesine izin veriyoruz çünkü ayaklarımız yoruldu.
"The guardian responsible for the execution orders the executioner to execute the prisoner by giving him a discreet hand signal a few seconds after the end of the declaration."
"İnfaz emrinden ; cellata Anlaşılabilir bir işaret vererek, mahkumun Konuşmasının bitmesinin birkaç saniye sonrası İnfazın gerçekleşmesinden Gardiyan sorumludur."
Working on the same task force, side by side, seven days a week, months on end, they fell in love.
Aynı birimde çalışmak, yan yana haftanın yedi günü, aylarca birbirine âşık yapar insanı.
High-end, by the looks of it.
Kaliteli, görünüşe bakılırsa.
The clock was commissioned by a secret society to count down the end of days- - a secret society of Santas, who are the guardians of time.
Hayır. Saat, zamanın bekçisi olan gizli Noel baba tarikatının dünyanın kalan vaktini gösteren özel bir cihazıymış.
By the end of the week, Amanda.
Hafta sonuna kadar Amanda.
'Well, at the end, one can almost say'the Stormtroopers were hated by most soldiers.'
Hatta askerlerin çoğu Fırtına Birlikleri'nden nefret ediyordu.
She had to pay tribute to him by sailing to the end of the Earth.
Dünya'nın sonuna hareket etmek için kendisine haraç ödemek zorunda kaldı.
For leaving you... in the end, it was my fault, blinded by revenge.
Seni terk etme nedenim intikam alma hırsım yüzünden gözümün dönmüş olmasıydı.
The only real measure of a father's success is by how far his children end up surpassing him in life.
Bir babanın başarısının ölçüsü çocuğunun, hayatının nasıl geçtiğiyle alakalıdır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]