Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ C ] / Cause of you

Cause of you перевод на турецкий

5,579 параллельный перевод
Several "noes." Now "maybes"'cause of you, your plan.
Birkaç "hayır" artık "belki", senin planın yüzünden.
You know, I don't want to ruin, you know, what you and I have,'cause I like to think that you and I have like a Of Mice and Men thing.
Bilirsin, bunu berbat etmek istemem, senin ve benim yasadigim sey, cunku oyle dusunmeyi istiyorum sen ve ben sanki fare ve erkek sey gibi gibiyiz.
'Cause there is a whole world out there of other people's tales, you just care and listen.
Çünkü dışarıda diğer insanların masallarından oluşan bir dünya var. Sen sadece dikkat kesilip dinliyorsun.
Shouldn't love of something so abstract as science cause you to want to bury yourself in it?
Bilim kadar soyut olan bir şeye kendini gömmek istemeyi sevmen gerekmez mi?
Cause'if you do, you just carry on whinging and arguing and soon enough, that thing out there, he'll take care of it for you.
Çünkü eğer istiyorsanız, kavga edip bağırmaya devam edin. Çok geçmeden oradaki şey sizin için bunun halledecektir.
'Cause if you are, and Miller finds out, it's not just you. That's trouble for all of us.
Çünkü eğer beladaysa Miller bunu öğrenir, bu sadece senin değil hepimizin belası olur.
You only want to live in the past'cause all the books have been written, so you know what to think of it.
Kitaplar öyle söylüyor diye geçmişte kalıp öyle yaşamak istiyorsun.
So you said he was the cause of what happened.
Olanların onun suçu olduğunu söyledin.
We're talking about the principal of this school, and you're gonna hear a lot of cheering'cause these students love this guy.
Bu okulun müdüründen bahsediyoruz. Tezahüratlar duyacaksınız çünkü öğrenciler onu çok seviyorlar.
It's kind of cool'cause, you know, all of us are together to celebrate one big thing.
Çok güzel bir olay çünkü hep beraber kutlama yapıyoruz.
Your friends have made a statement here that you're the cause of, uh, the bullying and, um, we're here to find out the complete story.
Arkadaşlarının ifadesine göre, zorbalığı sen yapmışsın. Hikayenin tamamını öğrenmek için buradayız.
'Cause on Everest, you can hire Sherpas to carry all your stuff... to fix the ropes for you, to take most of the risks.
'Everest Çünkü, tüm eşyalarını taşımak için Sherpas kiralayabilirsiniz... risklerin en almaya, sizin için ipleri düzeltmek için.
'Cause you have to understand what it does when a beautiful, sexy otherwise thoughtful girl touches the arm of a scrawny, pasty groundhog-faced kid.
Çünkü güzel, seksi ve ayrıca düşünceli bir kızın cılız, solgun kunduz suratlı çocuğun koluna dokunduğunda ne yaptığını anlaman gerek.
You know, I never would even have tried to adopt a dog if I had known it was gonna cause me this kind of shit storm.
Böyle saçma sapan bir sorun çıkacağını bilseydim gidip köpek almaya bile yeltenmezdim.
Yeah, you fainted'cause of the shock.
Şoktan dolayı bayıldın.
Are you here'cause of what happened at the church?
Yani kilisede yaşananlar için mi geldiniz buraya?
Do you need some of my confidence? 'Cause I could maybe tone mine down a notch.
- Kendime güvenimden biraz ister misin?
Tell me, hermann,'cause I wanna know, how does a guy like you get to be so talented all of a sudden?
Söylesene Hermann, bilmek istiyorum. Senin gibi biri bir anda nasıl bu kadar yetenekli oldu?
I remember when you first came to live with us... dad told me it was my job to take care of you... cause I was bigger.
İlk kez bizimle kalmaya geldiğinde babam bana görevimin sana iyi bakmak olduğunu söylemişti. Çünkü ben daha büyüktüm.
When your mother died, everyone figured you would rebel, cause all sorts of troubles.
Annen öldüğü zaman, herkes isyan edeceğini biliyordu. Bir çok sorun açacağını.
'Cause I'm sick and tired of you blaming me for everything that's happened in your life, okay?
Hayatında olup biten herşey için beni suçlamandan yoruldum artık.
Yeah, and Josh, we know it's'cause of that song you mixed.
Evet, Josh. Senin mixlediğin şarkı sayesinde oldu bu.
'Cause the truth is, you ain't going nowhere other than the street, just like the rest of us.
Çünkü gerçek şu ki, diğerleri gibi sen de sokaktan başka bir yere gidemeyeceksin.
They primp and they preen and they fluff you and tell you that you are the foot soldiers of the cause.
Süslenip püslenir, övünür, sizi pohpohlar ve size "amacımızın piyadeleri" derler.
But it was kind of almost a folk art interpretation of the car,'cause when you got close, they had just used what they'd found to make this car.
Çünkü yakından baktığınızda, arabayı yapmak için bulabildikleri her şeyi kullandıkları görülüyordu.
But if that is the case, then you're kind of out to dinner with the wrong gal'cause these days, I'm...
Çünkü durum buysa, yanlış kızla yemeğe çıktın Çünkü bugünlerde ben...
Now you gotta trust all your senses'cause the ones chasing you ain't no ordinary pack of wolves.
Şimdi, bütün hislerinize güvenmelisiniz çünkü, peşinizdekiler, öyle bildiğiniz sıradan bir kurt sürüsü değil.
'Cause, you know, you're kind of, like, kind of annoying, just to be honest.
Çünkü sinir bozucu birisin. Dürüst olayım.
If I were you, I'd get out of that hotel cause cops are on the way.
Yerinde olsam, o otelden çıkardım. Çünkü polisler yolda.
'Cause you spend that life scared of every noise in the dark.
Çünkü o hayatı, karanlıktaki her sesten korkarak geçirmişsindir.
'Cause I want a glass of wine. - How are you doing, Mom?
- Nasılsın anne?
If he owes you some money, you better get it quick,'cause he's out of here next week, okay?
Eğer size borcu varsa acele edin çünkü gelecek hafta buradan topukluyor.
You know, I just realized if we all make it out of here alive... there's a great chance I'm gonna get reelected'cause I have a hell of a lot to say.
Şimdi farkına vardım. Eğer buradan canlı kurtulabilirsek,... yeniden başkan seçilmem için müthiş bir fırsat. Çünkü bu cehennem hakkında söyleceğim çok şey olacak.
'Cause it makes you wanna get out of the hospital.
'Çünkü hastaneden çıkmak ister insanlar.
You know, Phoebe. I once had to drive your boy home'cause he was having one of them panic attacks up on the freeway, trying to leave town.
Haberin var mı Phoebe bir keresinde senin şu sevgilini kasabadan çıkışta, otoyolda panik atak geçirdi diye evine kadar bırakmam gerekmişti.
I gotta stick around here all the time,'cause if I leave this one here in charge of stuff, he starts making decisions without me, and then it's her and him talkin'Spanish and I can't understand what's going on because, you know,
Buraya sürekli gidip gelmem lazım,... yetkiyi bu herife bırakırsam, .. kararları bensiz almaya başlar,... zaten İspanyolca konuşuyorlar,... neler olup bittiğini anlayamıyorum.
I don't think you're really bothered about any of them other women, I mean,'cause you're just like him.
Bence yaptıklarından yada öteki kadınlardan rahatsız olmuyorsun çünkü sende onlar gibisin
And you know why she does that,'cause you are totally out of control, all right?
Peki neden bunu yapıyor, çünkü sen tamamen kontrolden çıkıyorsun.
'Cause, you know, you got bruises on both sides of your body.
Çünkü morluklar vücudunun iki tarafında da mevcut.
You sure about that? 'Cause if I remember correctly, she had a fractured clavicle and a shit ton of bruises.
Çünkü düzgün olarak kırık bir köprücük kemiği olduğunu ve bir ton morlukları olduğunu hatırlıyorum.
- Yeah? 'Cause god forbid you could take care of me for once.
Tanrı benimle ilgilenmeni sana yasaklamış gibi.
You're going to have to talk to one of your siblings about this,'cause back in my day, math did not look like that.
Bu soruyu abinlere ablanlara sor en iyisi sen çünkü benim zamanımda matematik böyle değildi.
'Cause I feel like you've had more than you need of something already.
- Çünkü bence zaten fazlasıyla içmişsin.
- You're gonna hate me even more,'cause it's kind of a big deal.
Benden daha da nefret edeceksin çünkü cidden zorlu bir hastalık.
Uh,'cause one thing the Marine Corps gives you is plenty of time up in your own fucking head. Excuse me.
Deniz Piyadeleri bana bir şey kazandırmışsa, o şey kafamı dinleyecek kadar vakittir.
But sometimes you might wanna... I don't know, avert your eyes, or... maybe even wipe video'cause of something you've seen, erase it?
Ama bazen, bilemiyorum görmezden gelmek istiyorsundur.
But you know what? When I get out, I'm thinking I might go to the Houses of Parliament, have a word with the Prime Minister,'cause he will listen, he will.
Buradan çıkınca parlamentoya gidip başbakanı bulurum belki.
You got hope. 'Cause every thousand years, a little bird flies in and takes away one grain of sand.
Umudun vardır çünkü her bin yılda küçük bir kuş içeri girer ve bir kum tanesini alıp götürür.
You can't let yourself get down,'cause one person gets down and out of it, then it has a tendency to float throughout the platoon and the company.
Bir kişi kaybettiniz diye moralinizi kaybetmemelisiniz. Tüm müfrezeye ve bölüğe yayılıyor sonra.
So if you can cause some kind of a diversion...
Eğer onu birazcık oyalayabilirsen...
I think that you're just super jealous,'cause I'm getting out of here!
Bence süper kıskançsın sen, çünkü buradan çekip gideceğim ben!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]