Corporation перевод на турецкий
2,084 параллельный перевод
Peters moved to Oakdale with his family one week ago to represent the Holden Charles Corporation in negotiations regarding the ongoing lumber strike. "
Peters, ailesini Oakdale'e bir hafta önce Holden Charles Şirketini, devam eden grev konusundaki pazarlıklarda temsil etmek üzere taşımıştı. "
But you have to understand that Barnabeez is a very, very large corporation.
Ancak Barnabeez'in çok büyük bir şirket olduğunu anlamanız gerekiyor.
If you're watching this, you're an executive of the General Electric Corporation and the unthinkable is happening.
Eğer bunu izliyorsanız, General Electric şirketinin bir yöneticisisinizdir... EKONOMİK ÇÖKME OLMASI DURUMUNDA OYNATIN... ve akla gelmeyen şey oluyordur.
Penny, I'm not sure I'm comfortable harboring a fugitive from the 2311 North Los Robles Corporation.
Penny, North Los Robles şirketinden bir kaçağı saklayabileceğimi sanmıyorum.
Shaw Plastics is a family corporation.
Shaw Plastik bir aile işletmesi.
Family corporation?
Aile işletmesi mi?
Family corporation and all.
Aile şirketi falan filan.
So, I have prepared a few charts to demonstrate how setting up a shell corporation in Bermuda could help minimize our second quarter losses.
Bermuda'da paravan bir şirket kurmanın, ikinci çeyrekteki kaybımızı nasıl minimuma indirebileceğini göstermek için birkaç tablo hazırladım.
It's registered to the Sunset Mining Corporation of Phoenix, Arizona
Arizona, Phoenix'li Sunset Madencilik Şirketi.
Jury selection continues today in the class-action suit against the Patcon Manufacturing Corporation.
Patcon İmalat Şirketi'ne açılan grup davasının jüri seçmeleri bugün de devam ediyor.
What corporation doesn't know how many positions it's got available?
Ne çeşit bir şirket bünyesinde kaç açık pozisyon olduğundan bihaberdir?
[TV Continues, Indistinct] Well, they're a heartless corporation just in it for the money.
Onlar tek dertleri para olan duygusuz ortaklar.
It's a corporation. It's a hospital.
Burası bir kurum, bir hastane.
Yeah, Bruce Curtis, CEO of Marrakesh Corporation.
Evet, Bruce Curtis, Marrakesh şirketinin icra kurulu başkanı.
Of course, now that we control the corporation, we're gonna have to reclaim that particular piece of property.
Tabii, artık şirket bizim olduğu için.. ... söz konusu gayrimenkul üzerinde hak iddia edeceğiz.
And she died after World War II,... and it was closed for many years, then a corporation bought it.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ölmüş. Sonra otel yıllarca kapalı kalmış. Şimdi bir şirket satın aldı.
The story you're about to tell is the copyrighted property of the Walt Disney Corporation.
Anlatacak olduğunuz hikayenin tüm hakları Walt Disney Şirketine aittir.
We got all the financial backing and protection of the biggest corporation in the world.
Dünyadaki büyük şirketlerin finansal desteğini ve korumasını arkamıza aldık.
I think you'll find us a nurturing corporation to grow with.
Inanıyorum ki bize beraberce büyüyebileciğimiz bir bakım firması da bulabilirsiniz.
My safe at the rand corporation. The study contained 47 volumes, 7,000 pages.
Çalışma 47 ciltti ve toplam 7000 sayfadan oluşmaktaydı.
Making under uncertainty. At the rand corporation, I was Studying the highest-stakes
RAND şirketinde insanlık tarihindeki en büyük kumar üzerinde çalışıyordum.
we went to the rand Corporation and recruited the
RAND şirketine gittik ve oradakilere savaşın geçmişine ilişkin sorular sorduk.
Back at the rand corporation,
RAND şirketine geldi ve beni buldu.
One, a multinational corporation is no place for a child.
Biri, çok uluslu şirketlerde çocukların yeri olmadığı.
And then there's Olivia, who runs our corporation's nonprofit foundation.
Ve bir de Olivia var, şirketin vakfını yönetir.
They're a big, giant evil corporation representing everything that's wrong with this country.
Onlar bu ülkede yanlış giden ne varsa onu temsil eden büyük, kötü, şeytani bir şirket.
Now I just want to say to Shareholders of Union Carbide that I am confident that the victims can be fairly and equitably compensated without a material adverse affect on the financial condition of Union Carbide corporation.
Union Carbide, hissedarlarını temin ederim ki Union Carbide firmasının mali durumuna, maddi olarak ters düşmeyecek bir şekilde, mağdurların haklarının da adil bir şekilde korunabileceğine güvenle inanıyorum.
Chile's phone company was majority owned by US corporation ITT.
Şili'nin telefon şirketinin çoğunluğu Birleşik Devletler şirketi ITT ( International Telephone Telegraph )'ye aitti.
One of the hot stocks of the 1920s was Radio Corporation of America.
1920'lerde büyük rağbet gören hisselerden biri de Radio Corporation of America hisseleriydi.
I'm with the Lydecker Corporation.
Lydecker şirketinde çalışıyorum.
Some woman from the Lydecker Corporation.
Lydecker şirketinden bir kadın.
The Lydecker Corporation?
Bildiğimiz Lydecker şirketi mi?
I'm under contract to a multinational corporation.
Siz bu özelliğinizi toplum için kullanırken ben uluslararası bir şirketin sözleşmesiyle çalışıyorum.
And an enormous corporation has taken notice of that And according to this Caitlyn woman, they're willing to pay you hundreds of thousands of dollars a year to do it for them.
Çok büyük bir şirket bunun farkına vardı ve bu kadına göre eğer bunu onlar için yaparsan sana her yıl yüz binlerce dolar ödeyecekler.
I have a small position in the Lydecker Corporation, and... I'm thinking now might be a good time to double it.
Lydecker şirketine ait çok az hissem var ve şimdi düşünüyorum da, iki katına çıkartmak için iyi bir zaman.
lcomto the Lydecker Corporation, Allison.
Lydecker şirketine hoş geldin Allison.
This corporation thrives because we excel at two things :
Bu şirket başarılı oluyor çünkü iki şeyi iyi yapıyor.
I'm with the Lydecker Corporation.
Lydecker Şirketinde çalışıyorum.
All of us here at the Lydecker Corporation are obviously still reeling with the news of the death of our founder and CEO, Douglas Lydecker.
Lydecker Şirketindeki hepimiz kurucumuz ve Genel Müdürümüz Douglas Lydecker'ın ölüm haberiyle şaşkına döndük.
The Korean Corporation, Shinhwa Group has been selected, to be the largest corporate sponsor in the 2011 London Olympics.
Kore firmalarından olan Shinhwa Grup, 2011 Londra Olimpiyatları'nın ana sponsoru seçildi.
South Korea's economic growth started, it has maintained the status of the best company, and kept growing and growing and then reached the level of a multinational renowned corporation, its name is Shinhwa.
Güney Kore'nin ekonomisinin gelişmeye başlaması, en iyilerden olan bu şirket sayesinde sağlandı, gittikçe büyümeye devam etti ve en sonunda uluslarca bilinen bir kurum seviyesine ulaştı, bahsettiğim şirket Shinhwa.
Only $ 300,000 from the most famous corporation in Korea?
3 yaşındakiler bile Shin Wha Gurubunu tanır. Sadece 300 milyon won mu veriyorlar?
Always ominous. When the Rossum Corporation first began its investigations into neural science, some of our recruits were furnished by the Department of Corrections.
Rossum Şirketi sinirbilimle ilgili araştırmalarına ilk başladığında çalışanlarımızdan bazılarını Ceza Amirliği'nden alıyorduk.
Until the day that Shinhwa becomes the world's leading corporation, I hope you'll continue to support our enterprise.
Umarım Shinhwa dünyanın en iyisi olana kadar bize olan desteğiniz devam eder.
The only one in existence is owned by the Vergis Corporation.
Bilinen tek kopyası Vergis Şirketine ait.
From the Vergis Corporation.
- Vergis Şirketinden.
The Vergis Corporation have made certain accusations.
Vergis Şirketi'nin çeşitli ithamları var.
It's the headquarters for the Strength Leadership Corporation.
O binayı biliyorum. Güçlü Liderlik Şirketi'nin Karargâhı.
The report is addressed to an emerging arms manufacturing corporation
Rapor da, silah üreten bir şirketi su yüzüne çıkarıyor.
That is until the boy found out just how evil the corporation was and he tried to destroy them from the inside.
Ama sonra şirketin şeytani olduğunu öğrendi ve onları içeriden yok etmeye çalıştı.
There was no infrastructure then, there was no Federal Deposit Insurance Corporation to guarantee people's deposits, there was no way to back up the banks, so if the banks had made bad choices, you as a depositor paid for it, your money wasn't there.
İnsanların birikimlerini güvence altına alacak hiçbir Federal Mevduat Sigortası Şirketi yoktu. Hiçbir altyapı oktu. Bankaları destekleyecek hiçbir yol yoktu.