Cross your heart перевод на турецкий
67 параллельный перевод
Cross your heart and hope to die, boil in oil and stew in lye?
Annenin babanın üzerine, ekmeğin üzerine yemin eder misin?
Cross your heart?
Yemin ediyor musun?
- Cross your heart?
- Yapmayan?
- Cross your heart?
- Yalan olmasın?
Cross your heart.
Hz.İsanın üzerine yemin et.
Cross your heart and hope to die?
Sözünden dönen ölsün o zaman.
You must cross your heart and kiss your elbow.
Söz ver ve dirseğini öp.
Cross your heart and hope to die?
Yemin ediyor musun?
- Cross your heart.
- Yemin et.
It's my Playtex Cross Your Heart bra.
Playtex Çaprazlama sütyenim.
And cross your heart. Then presto, breakfast à la carte.
Ve elini kalbine koy.
- Cross your heart and hope to die.
- Yemin et ve "Ölümü gör" de.
- Cross your heart?
- Yemin eder misin?
Cross your heart?
Yemin eder misin?
Cross your heart?
İçten yemin ediyor musun?
Yep. - Cross your heart and hope to die?
Sözünü tutmayan, Çarmıha gerilip ölmeyi dilesin mi?
Cross your heart and hope to die. It's chilli pepper.
hadi gidelim ve ölelim bu acı biber.
- Cross your heart and hope to die?
- Doğru söylediğine söz ver.
- Cross your heart? - Yeah. Cross my heart.
- Haç çıkarır mısın?
Cross your heart and hope to die?
Kalbin ve ölümün üzerine?
Cross your heart?
Kalbine girebildim mi?
"Cross your heart and hope to die?"
Haç çıkar ve ölmeyi dile.
For a first time offense, if you swear, cross your heart, that you will never, never steal again, and you write Mrs. McCluskey a letter of apology,
İlk suçunuz olduğu için, yemin ederseniz, bir daha asla, ama asla çalmayacağınıza dair, ve Bayan McCluskey'e bir özür mektubu yazarsanız,
Cross your heart.
Kalbin üzerine yemin et.
I said, cross your heart, not your butt.
Kalbin dedim, kıçın değil.
Cross your heart and hope to die.
Ölene dek bırakmayağına yemin et.
Cross your heart and hope to die.
Ölene dek böyle kalacağımıza yemin et o zaman.
Cross your heart.
Yemin et.
Cross your heart?
Kalbim Öfkeylemi dolu.?
- Cross your heart and hope to die?
Evet. Kalbinin üstüne el bas, aramazsan ölesin mi?
Just cross your heart, and we're done.
Yemin de et tamam.
Cross your heart and hope to die?
Benim üstüme yemin eder misin?
Cross your heart!
Yemin et! Yap hadi!
Cross your heart!
Yemin et!
Cross your heart?
Yemin eder misiniz?
Marianne Bryant is the secretary of the student council chairman of the Orange Blossom dance committee and president of the Cross Your Heart Club a club dedicated to shoving their beliefs down people's throats. Obviously they don't care.
Marianne Bryant, Portakal Filizi dans komitesi Öğrenci Konseyi Başkanı'nın sekreteri ve Kalbinin Sesini Dinle kulübünün başkanı kendi inançlarını insanların kafasına zorla sokmak için kendini adamış bir kulüp.
Cross your heart and hope to die.
İhanet edersen umarım ölürsün.
Cross your heart and hope to die?
İhanet edersen umarım ölürsün?
Cross your heart hope to die?
- Hayatın üstüne yemin et?
Cross your heart, hope to die, stick a finger in your eye?
İki gözüm önüme aksın, ekmek Kuran çarpsın de?
I warn you... never let your path criss-cross mine again, or the heart...
Seni uyarıyorum yolun bir daha benimkiyle kesişmesin, yoksa kalbinden...
Put your hand on your heart and cross your eyes.
Elini kalbinin üzerine koy ve gözlerini şaşı yap.
Accept the sign of the holy cross on your forehead and your chest in testimony that your mind and your heart will be devoted to belief in the crucifixion and resurrection of our Lord, Jesus Christ.
Kutsal hacın işaretini kabul et... Alnında ve göğsünde. Kalbinin ve ruhunun... inanca adanacağının... ve peygamberimiz İsa'nın yeniden doğuşunun bir göstergesi olarak.
Note the cross-your-heart seat belt.
Kalbini sarmalayan çapraz emniyet kemerine dikkatinizi çekerim.
You cross your fingers and hold your heart
Elimiz kalbimizin üstünde
Look, I don't know who it is that breaks your heart or crushes your spirit or pushes you over that line that people like you cross so easily...
Bak, ruhunu kim eziyor, kalbini kim kırıyor ve sini kim itiyor bilmiyorum Sen kolayca insanların üzerine çizgi çekiyor gibi..
- Stress. Exhaustion. Your liver, your heart, your kidneys, they're all very cross with you.
- Stres, yorgunluk ciğeriniz, kalbiniz, böbrekleriniz...
In my torn heart, Mother, vowed that, from now on, your tears would only be a few more drops in the sea that we would cross one day.
Kırılmış kalbime annem el salladı artık göz yaşların sadece benim için akacak ve birgün denizleri aşıp, bana gelecek
Cross your heart and hope to die?
Yeminimi bozarsam Tanrı canımı alsın de.
- Keep your mouth shut. - Cross my heart.
Ağzını sıkı tut.
When you exchange glances, when you cross paths and you both exchange glances spontaneously, like with love at first sight, is there something less or more in your heart?
Karşılıklı kaçamak bakışlar attığınızda, yolda rast geldiğinizde ikiniz de doğaçlama olarak birbirinize kaçamak bakışlar attığınızda ilk görüşte aşkta olduğu gibi kalbinizde azalan ya da artan bir şey oluyor mu?
cross your legs 16
cross your fingers 16
your heart 112
heart 404
heartbeat 33
heartless 34
heartbreak 27
hearts 66
hearted 198
heartbreaker 20
cross your fingers 16
your heart 112
heart 404
heartbeat 33
heartless 34
heartbreak 27
hearts 66
hearted 198
heartbreaker 20
heartburn 19
heart rate 87
heart beating 18
heartbreaking 30
hearts and minds 20
heart attack 174
heart failure 23
heart surgery 35
heartedly 17
heart disease 37
heart rate 87
heart beating 18
heartbreaking 30
hearts and minds 20
heart attack 174
heart failure 23
heart surgery 35
heartedly 17
heart disease 37
heartbroken 26
heart rate's 34
cross 587
crossing 34
crossed 31
cross my heart and hope to die 25
cross me 33
crossed lovers 23
crosser 18
cross my heart 78
heart rate's 34
cross 587
crossing 34
crossed 31
cross my heart and hope to die 25
cross me 33
crossed lovers 23
crosser 18
cross my heart 78