Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ D ] / Do the

Do the перевод на турецкий

239,198 параллельный перевод
Take me back to jail then. I'd rather do the time than help her make a collar.
Onun tasma giydirmesindense cezamı çekmeye razıyım.
Pay me back when we do the church.
Kilise işinden sonra bana geri ödersin.
Sorry, I couldn't figure out how to do the front page thing.
Üzgünüm, ön sayfanın nasıl yapılacağını çözemedim de.
It's the best I can do, so I'm doing it.
Elimden gelen bu, o yüzden yapacağım.
But it's the best I can do, so I'm going to do it.
Ama elimden gelenin en iyisi bu ve ben bunu yapacağım.
Give me the number, I'll see what I can do.
Numarayı ver, ne yapabileceğime bir bakayım.
Of course, the first thing the ayatollah wants to do is take out the great Satan.
Elbette, Ayatollah'ın yapmak istediği ilk şey iblisi öldürmek olmuş.
Now if you could do me the common courtesy of dying, I'll take my leave.
Şimdi bana ölme nezaketini gösterirsen gideceğim.
It's got to be the full 50, or else there's nothing I can do.
50 binin tamamı olmak zorunda yoksa yapabileceğim hiçbir şey yok.
Who do I have the pleasure of speaking with?
Kiminle görüşüyorum?
Lady at the church says they do a mission fundraising drive so, you know, kids doing car washes, raffles.
Kilisedeki hanım bağış toplama organizasyonu yapılacağını söylüyor. Bilirsiniz işte ; çocuklar araba yıkayacak, çekiliş yapılacak falan.
I'll do the same for you.
Aynısını ben de yaparım.
Pope says they also sell Molly out of the back of the truck, too. - They do?
Pope kamyonun arkasında da Molly sattıklarını söylüyor.
Remind me again what summoning Alice's niffin has to do with the- - tai chi--I mean, ballet.
Bana hatırlatsana Alice'in Niffin'ini çağırmanın bununla ilgisi... Tai chi, yani bale.
Just whatever you do, don't let the mirror shatter.
Sadece ne yaparsan yap aynanın parçalanmasına izin verme.
So what am I supposed to do with your good friend in the dungeon, huh?
O zaman zindandaki arkadaşına ne yapmam gerekiyor?
It didn't seem so crazy back then to think I could summon the goddess, do good.
O zaman Tanrıçayı çağırıp iyilik yapmak çılgınca gelmiyordu.
What do you wanna do about the princess?
Prenses olmaya ne dersin?
What the hell do I have to do?
Ne yapmam gerekiyor?
Do you know the depths of depravity in her soul?
Onun ne kadar ahlaksız olduğunu biliyor musun?
If the jewels aren't enough, I do have... one more thing I could offer.
Mücevherler yetmezse, teklif edebileceğim... bir şey daha var.
And then, when The Savior dies, the sword will do what it must... free me from this prison.
Sonra, Kurtarıcı ölünce... kılıç vazifesini yapacak ve... beni bu hapishaneden çıkaracak.
The boys don't know about it, and neither do you.
Oğlanlar bilmiyor, sen de bilmiyorsun.
What do you think of the house?
Bu ev hakkında ne düşünüyorsun?
With the money in those walls, we can all do what we want.
Bu para dolu duvarlarla istediğimiz her şeyi yapabiliriz.
You and Manny were fighting on the street about what to do with me.
Sen ve Manny bana ne olacağıyla ilgili sokakta tartışıyordunuz.
Why don't I take the bracelet, see what she can do with it?
Bileziği alayım ben, bakalım kadın ne verecek?
Smurf used to do it for me, too, when I couldn't sleep, except she used the microwave, which was cheating.
Eskiden uyuyamadığım zaman Şirin de bana bunu yapardı. Tek farkı, o mikrodalgada ısıtırdı, hile yapardı.
It had to do with the base, didn't it?
Üste bir şey yapması gerekti, değil mi?
So... to what do I owe the pleasure? Hi.
- Senin için ne yapabilirim?
If you're here, it means that we can tell from what you've posted on the message boards you're ready to do more than hunker down and try to merely survive a zombie outbreak.
Buraya geldiyseniz bu mesaj panolarında yazdıklarınızdan daha fazlasını yapmaya hazır olduğunuz ve bir zombi salgınından kurtulabileceğiniz anlamına geliyor.
This was the best I could do?
Yapabileceğimin en iyisi bu muydu?
Do you venture forth and face the lich or stay and take your chances with me?
Lich'e karşı koyacak mısınız yoksa burada kalıp şansınızı benimle mi deneyeceksiniz?
Where do we stand on the tuttleReid investigation?
Tuttle-Reid soruşturmasında ne durumdayız?
You do understand the urgency, don't you?
Aciliyetin farkındasınız, değil mi?
Maybe that has something to do with the fact that your boss was one of the dominatrix's clients.
Belki bu patronunun sadomazoşistin müşterilerinden biri olmasıyla ilgilidir.
You can do something with the gauntlet?
Eldiven işine yarayacak mı?
Do you know someone at the IGA?
İstihbarattan birilerini tanıyor musun?
Do you want to go down with the ship, or do you want to start helping me?
Batan gemide mi olmak istersin yoksa bana yardım etmeye başlamak mı?
Do we really need the gauntlet?
Eldivene gerçekten ihtiyacımız var mı?
What do you think's gonna happen to the bloc?
Sence bloğa ne olacak?
Do you believe in the Greatest Day?
Büyük Gün'e inanıyor musun?
And what did he do to change the bloc?
Bloktaki işleri değiştirmek için ne yaptı peki?
They don't have the power to keep your son safe, but I do.
Onlar oğlunu güvende tutacak güce sahip değiller, ama ben sahibim.
Then we do it the old-fashioned way... hit'em hard and fast.
O zaman eski usul yaparız. Onları sert ve hızlı vururuz.
Maybe it has something to do with that, uh, file that you found in the Blackjack's car?
Belki Siyah Ceketliler'in arabasındaki dosya ile ilgili bir şeydir.
- The hell did you do?
- Ne yaptın sen öyle?
If you don't do something, these two will carve a path through anyone who gets in their way, including the people on that land.
Eğer bir şeyler yapmazsan, bu ikisi önlerine çıkan herkesi acımasızca öldürecekler. O topraktakiler de dahil.
Do you really think any other marshal is gonna care about that the way you do?
Sence gerçekten de diğer polisler onları senin gibi umursarlar mı?
How the hell does Rufus do it every time?
Rufus her defasında bunu nasıI yapıyor?
It took its toll on you, the things Rittenhouse told you, the things they must have made you do.
Rittenhouse'un sana söyledikleri, ve senden yapmanı istedikleri şeyler sana çok fazla geldi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]