Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ D ] / Do what

Do what перевод на турецкий

448,318 параллельный перевод
But I don't know what I'm supposed to do. - He hasn't called me.
Hâlâ beni aramadı.
What the hell do you think you're doing?
- Ne halt ettiğini sanıyorsun?
Oh, no. What did you do?
Sen ne yaptın!
What do you know about Rittenhouse besides what Flynn has told you?
Flynn'in sana söyledikleri dışında Rittenhouse hakkında ne biliyorsun?
♪ What else can I do? ♪
- Şerefe.
Let's see what... let's see what this will do, okay?
Bu işe yarayacak mı bakalım, tamam mı?
What am I supposed to do?
Ne yapabilirim ki?
So what did you do?
Peki sonra ne yaptın?
Do you have any idea what I've been through?
Benim neler yaşadığımı biliyor musun ki?
I'm all alone... and I have no idea what to do.
Yalnız kaldım... ve ne yapacağımı da bilmiyorum.
What do you want?
Ne istiyorsun?
What do you mean?
Kimi kastediyorsun?
I know meeting your father has thrown you, and I get it that you don't want to talk to me about it, but what do we do in our family when we go through tough times?
Babanla görüşmenin seni yıprattığını biliyorum, ve bu konuyu benimle konuşmak istememeni de anlıyorum, ama zor zamanlar geçirdiğimiz zaman biz ne yaparız?
But seriously, what are we gonna do about Rittenhouse?
Ama gerçekten, Rittenhouse hakkında ne yapacağız?
- Do you know what this is?
- Ne olduğunu biliyor musun?
What'd you do?
Ne yaptın?
What else are you gonna do with it?
- Başka ne yapacaksın ki?
So, what do you say?
Ee, ne diyorsun peki? Ne seçeneğim var ki?
Oh, what choice do I have? You need me.
Bana ihtiyacınız var.
Well, what exactly do you have on there?
Tam olarak ne var orada?
What did those people do to get banned?
- Neden bunlar yasaklı?
What do you see here, Kimmy?
Burada ne görüyorsun Kimmy?
But don't let this sick bastard do to you what he did to Sharon.
O hasta piçin Sharon'a yaptıklarını sana da yapmasına izin verme.
Say what you want, but he figured out a way to do drugs for charity.
Yani hakkında ne derseniz deyin, adam hayır için madde kullanmanın yolunu buldu.
At one point, they asked the Pope, "What do you think of gay marriage?"
Bir defasında da Papa'ya "Peki ya eş cinsel evlilik?" dediler.
I don't know what you do for work.
Ne iş yapıyorsunuz, bilmiyorum ama milleti kovalamadığınız kesin.
What do you know? "
Değil mi? "
What was I supposed to do?
Ne yapacaktım ki ama?
That's what my gut told me to do.
İçimdeki his öyle söylüyordu.
If your girl's got big boobs and says, "What do you like about me?"
Kadının memeleri büyükse "Neyimi seviyorsun?" deyince
What are you gonna do when there's a fire? "
Yangın çıksa ne yapacaksın? " diyor. Yangın mı?
I didn't know what to do.
Ne yapacağımı bilmiyordum.
"This is what your relationship with me was like," and now it's over, "and there's nothing you can do."
"Benimle ilişkin böyleydi ve artık bitti, yapabileceğin hiçbir şey de yok."
What do you think's in there?
Sence orada ne var?
Harold, what can I do for you?
Harold, senin için ne yapabilirim?
What are we gonna do when we get there?
Oraya gittiğimizde ne yapacağız?
What do you know about batch credit card spoofing?
Toplu kredi kartı taklidiyle alakalı ne biliyorsun?
What do you mean, we?
Ne demek, biz?
What I do care about is the lives of the people out there.
Umursadığım şey oradaki insanların hayatları.
What do you think you're doing? Nothing...
Ne yaptığını sanıyorsun?
What you need to do is shoot something real.
İhtiyacın olan canlı bir şeyler vurmak.
Pedro, what did you do?
Pedro, ne yaptın?
You telling me what to do?
Ne yapmam gerektiğini mi söylüyorsun?
So here's what you're gonna do...
İşte yapacağın şey şu...
What do you remember?
Ne hatırlıyorsunuz?
What do you know about him?
Şey...
Think about what to do...
Ne yapacağımı düşünmek için.
And when we do, you'll realize that this trial you're facing is a small matter when compared to what happens when the full force of the FBI comes down on you and your organization.
Ve yaptığımızda, karşılaştığınız bu davanın, FBI'nın tam kuvveti ile sizin ve kuruluşunuzun üzerine gelmesiyle karşılaştırıldığında küçük bir mesele olduğunu anlayacaksınız.
I don't want to, but what choice do I have?
Ben de istemiyorum ama elimden başka ne gelir?
You're gonna need to tell us what you do know.
Ne bildiğini bize söylemen gerekecek.
What do we know?
Ne biliyoruz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]