Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ E ] / Eat with us

Eat with us перевод на турецкий

329 параллельный перевод
Won't you stay and have something to eat with us?
Bizimle yemeğe kalmaz mısın?
- Come eat with us?
- Bizimle yemek yemeye gelsene.
Hondo, if your friend would like to eat with us, Mr...
Hondo, eğer arkadaşında bizimle yemeğe kalmak isterse, Bay...
Well, you may eat with us then, Mr. Baker, and wash.
Güzel şimdi beraber yiyebiliriz, Mr. Baker, ve yıkan.
- Come, stay and eat with us.
- Bizimle kal ve yemek ye.
You can eat with us and have a free pass to the shows.
Yemeğin bizden, gösteriyi de bedava izlersin.
- Why don't you eat with us at Hominy's?
- Hominy'nin yerinde birlikte yemek yiyelim?
She's been keeping to herself, won't eat with us.
Yanımıza gelmiyor, bizimle yemek yemiyor.
Wouldn't you like to eat with us, you and Rhoda, too?
Rhoda'yla sen de gelir misin?
Stay and eat with us.
Kal da yemek yiyelim.
Do stay and eat with us...
Kal ve bizimle yemek ye.
- But you'll eat with us?
- Ama yemeği bizimle yersiniz değil mi?
Do you want to eat with us?
Bizimle yemek ister misin?
Don't you want to eat with us?
Bizimle yemek istemiyor musun?
- Will you eat with us?
- Bizimle yer misiniz?
- Will you eat with us?
- Bizimle yemek yer misiniz?
I let him eat with us and sleep in our caves.
Bizimle birlikte yiyebilir, mağaralarımızda uyuyabilir.
I'm sorry the Doctor wouldn't eat with us this evening.
Üzgünüm, Doktor bu akşam bizimle yiyemeyecek.
Eat with us
Bizimle versin.
- Then you must eat with us this evening.
- Öyleyse akşam yemeğinde bizimlesin.
Eat with us, share our joy.
Bizimle yemek ye, muhabbetimizi paylaş.
I think the girl wants to come over and eat with us boys.
Sanırım kız bizimle birlikte yemek yemek istiyor.
Eat with us, my friend.
Bizimle ye, arkadaşım.
- I asked them to eat with us. - Fine.
- Yemeğe kalmalarını rica ettim.
Sit down, sit down, eat with us.
Otur, otur, yiyelim.
Could the children eat with us?
Çocuklarda mı bizimle yeseydi.
Will you eat with us?
Bizimle yiyecek misin?
She and Bibi can eat with us.
O ve Bibi bizimle yiyebilir.
"He can very well stay with me and eat with us, too"
"Gelip benimle kalmasında da hiçbir mahsur yok."
- Come eat with us.
- Bize gel. Beraber yiyelim mi?
Will you eat with us?
Bizimle birlikte yer misiniz?
I prepared some food, will you eat with us?
Yemek yapmıştım, bizimle yer misin?
You make a big deal about pulling us out of the gutter, yet you won't eat with us.
Bizi kurtarmakla övünüyorsunuz, ama bizimle yemek yemiyorsunuz.
Come eat with us, Kotetsu!
Kotetsu, gel hep beraber yiyelim.
well, now, you know, we are so happy that you can eat with us.
Şimdi, biliyorsun, bizimle yemek yiyebildiğin için öyle mutluyuz ki.
You can eat with us.
Bize katılabilirsin.
I INVITED PETER TO EAT WITH US.
Peter'ı yemeğe çağırdım.
They won't let us eat with them.
Beraber yememize izin vermiyorlar.
Nothing in particular... just something knocked on the door with a cannonball... then tried to get in and eat us.
Pek bir şey olmadı... sadece bir şey, kapımıza bir gülleyle vurdu... ve içeri girip bizi yemeye kalktı.
Eat and drink with the ranchers who hire us.
Bizi kiralayan çiftlik sahipleri sayesinde yer ve içeriz.
Yes, if he will get us decent food to eat provide us with a way to stay warm.
Bize doğru dürüst yiyecek sağlayacaksa soğuktan koruyacaksa evet, var.
Why, there are so many chickens now... that we can eat some and let some of them live... in order to supply us with eggs.
Niye, çünkü bir sürü tavuk var günümüzde... bazılarını yiyip bazılarının da yaşamasına izin verebiliriz... bize yumurta yapmaları için.
With all they eat at dinner, perforce they have nightmares! After all, it may also be that Mom won't come see us again.
O geldiğinde annem daha çok görünür olabilir.
You know, Talby, you really ought To eat with the rest of us.
Talby, sen de bizimle yemelisin.
Why doesn't Talby ever eat down here with the rest of us?
Peki ya Talby bir daha bizimle yemek yiyemezse?
Let us eat, drink, then you will take pleasure with each other, and with me, if you wish.
Yiyeceğiz, içeceğiz sonra birbirimizden zevk alacağız... Eğer yaşlı bir adamı ödüllendirmek isterseniz.
Eat with us.
Bizimle yiyin.
You'll eat dinner with us tomorrow...
Yarın akşam yemeğini bizimle yersin...
We had to eat half a handful of freezing cold gravel, work twenty-four hours a day at mill for fourpence every six years, and when we got home, our dad would slice us in two with a breadknife!
Yarım avuç buz gibi çakıl yer yılda 4 peniye günde 24 saat çalışırdık ve eve dönünce babam bizi ekmek bıçağıyla ikiye keserdi. Pekala.
Freedom is useless if you don't have the courage to look us in the eye to eat, drink and sleep with us!
Özgürlük faydasızdır eğer gözlerimizin içine bakmaya yemeye, içmeye ve... bizimle yatmaya cesaretiniz yoksa!
Mouths were given us to eat with.
Ağzımız yemek yiyelim diye bize verilmiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]