Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ F ] / Feel free

Feel free перевод на турецкий

2,587 параллельный перевод
In fact, feel free to use pretty much anything you see here.
Aslına bakarsan burda gördüğün herşeyi kullanmakta özgürsün.
Feel free to have a seat out here.
Ama burada oturabilirsiniz.
Feel free to book the appointment for me, if you like.
Eğer istersen benim için randevu alabilirsin.
Feel free to warn your friends.
Çekinme, arkadaşlarını uyar.
I love the way you feel free to just let yourself into people's places whenever you feel like it.
Ben de canının istediği gibi insanın evine girip çıkmana hastayım.
Now, go sob on your blog and feel free to quote me.
Git, blog'una için dök. Beni hiç dert etme.
If you see any of Rachel's campaign posters feel free to tear them down.
Eğer Rachel'in kampanya posterlerinden görürsen, onları indirmekte özgür hisset.
Feel free to do what you want, but this will make you our enemy.
İstediğini yapmak için çekinme. Ama bu seni bizim düşmanımız yapar.
Feel free to peruse the closet.
Dolabı incelemek için çekinmeyin.
All right, feel free to call me if you have any other background questions.
Başka sorunuz olursa aramaktan çekinmeyin.
Jane, feel free to jump in any time.
Jane, katılmak istersen çekinme.
Anyone who wants to speak, feel free.
Bu konuda konuşmak isteyen varsa, konuşabilir.
Please feel free to speak to any of my household staff if you wish to verify this information.
Lütfen, konuşabilirsiniz evde çalışanlarımla.. ... bu bilgiyi teyit edebilmek için.
Feel free to open up.
İçinizi açmaktan çekinmeyin.
Well, if you need to ask any questions, just feel free to call me any time really.
Eğer sormak istediğiniz bir şey olursa istediğiniz zaman beni arayabilirsiniz.
Feel free to use that if you want.
Bunu kullanmak istersen rahat olabilirsin.
And please feel free to continue gloating throughout your double life sentence.
Çifte ömür boyu hapis cezanızı çekerken... bundan zevk almaya devam edebilirsin.
I'm trying to make this place warm and inviting and spectacular and have this Halloween party shot by Elle friggin'Decor so someone will see it and swoop in and take this place off our hands, and then I can feel free
Evi sıcak, davetkâr ve harika bir yere dönüştürmeye çalışıyorum. Cadılar Bayramı partimizin Elle Decor tarafından çekilmesini, birinin görüp, bu evi elimizden almasını sağlamaya çalışıyorum.
No warrant, no search. Feel free to stay for the show.
Ama isterseniz gösteri için kalabilirsiniz.
But, please, feel free to have a look around.
Ama etrafa bakmakta serbestsiniz.
Feel free to lie on the sofa.
Kanepede yatmaktan çekinmeseydin.
- Feel free to call me
-... beni aramaktan çekinmeyin.
Feel free to use the door on your way out.
Kapıdan çıkıp gidebilirsin.
If anyone would like to pay their respects, please, feel free.
Ona veda etmek isteyen olursa, Lütfen, buyurun.
If you ever hear me mention anything about wanting kids, please feel free to punch me in the liver.
Çocuk istiyorum falan dediğimi duyarsan lütfen karaciğerime yumruğu indir.
. Feel free to ask me now.
Çekinmeden sorabilirsin.
Look, Pat's obviously got some interests that he doesn't feel free sharing with you.
Anlaşılan, Pat'in seninle paylaşmaya çekindiği bazı ilgi alanları var.
Feel free to tell him everything.
Rahatlıkla ona herşeyini anlatabilirsin.
Feel free to keep groping each other, though.
Birbirinizi ellemeye devam edebilirsiniz, tabi...
But, besides that Feel free to look around
Ama onun dışında etrafa bakabilirsiniz.
Feel free to jump in at any time.
İstediğin zaman katılabilirsiniz.
Buddies, please feel free to... take him away, take him away.
Dostum istiyorsanız alın bunu götürün.
We're just working the case, so feel free to jump in anytime.
Şu an dava üzerinde çalışıyoruz, ne zaman istersen katılmakta serbestsin.
If you think we've lost our way, feel free to step aside.
"Eğer düşünüyorsan yolumuzdan çıktığımızı, kapı açık."
We want the L.A.P.D. to feel free to pursue that as long as they don't disrupt our surveillance of Shaw.
Shaw'u gözetlememizi aksatmadıktan sonra LAPD'nin de..... cinayet soruşturmasını sürdürmesinde sakınca görmüyoruz.
I promise. And if anytime I fail to do that, you should feel free to hit me over the head or something.
Ve ne zaman bunu yapmayı başaramazsam, başıma filan vurmakta özgürsünüz.
Oh. Well, I doubt that my friends here can tell you details of her whereabouts, but feel free to ask.
Buradaki arkadaşlarımın sana onun bulunduğu yeri söyleyeceklerini sanmıyorum.
Feel free to go back to Camelot anytime you like.
İstediğin zaman Camelot'a dönmekte özgürsün.
Um, feel free to take your bathrobes with you as our gift. A $ 200 value.
İsterseniz bornozları alabilirsiniz bizden hediye olarak 200 dolar değerinde.
Feel free to review and... explore.
Gelip incelemekten çekinmeyin.
Feel free to retain a lawyer.
Avukat tutmakta özgürsün.
Feel free to come by anytime.
İstediğin zaman uğrayabilirsin.
Hey, feel free to jump in anytime.
- İstediğin zaman olaya dahil olabilirsin.
Feel free to call me Huey.
Bana Huey diyebilirsin, farketmez.
I feel free now.
Şimdi özgürüm.
So take off your mask and feel free to be who you really are.
O yüzden maskeni çıkar ve gerçek yüzünle özgür yaşa.
Feel free to have more sugar. But, what did you need to talk to me about?
Ama benimle ne konuşacaktınız?
Brody, how does it feel to be free?
Brody, özgür olmak nasıl bir duygu?
Well, you won't be poor, exactly, but you'll be paying for everything that used to come free, so you'll feel strapped.
Aslında paranız yetecek ama kullanması bedavaya gelen her şey için ödeme yapmış olacaksınız o yüzden meteliksiz hissedeceksiniz.
But, like, it's 300,000000, you feel so free, so much easier.
Ama 30.000 kişinin karşısında insan kendini özgür hissediyor, kolay oluyor.
I feel so free.
Kendimi çok özgür hissediyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]