Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ F ] / Fortunately for us

Fortunately for us перевод на турецкий

85 параллельный перевод
Our valley is very rich in a metal called gold which, fortunately for us, is valued very highly in the outside world.
Vadimizde altın denilen bir madenden bolca var. Çok şanslıyız ki dış dünyada bu çok değerli bir şey.
Fortunately for us we arrived here before Naomi Drake.
İyi ki buraya Naomi Drake'ten önce geldik.
Fortunately for us, with little success.
Şansımıza henüz başarılı olamadılar.
But fortunately for us, my efforts have borne more palatable fruit.
Neyse ki, benim çabalarım adam gibi sonuç verdi.
Fortunately for us, they didn't.
Bizim için şans ki, kurtulamadılar.
Fortunately for us... I'm what you might call a... student of history.
Neyse ki bizim için... nasıl desem... tarih öğrencisiyim.
Fortunately for us, Dr. Jackson was able to return with intelligence that enabled SG-1 to stop the Goa'uld attack here on Earth.
Bizim şansımıza, Dr Jackson SG-1'in Goa'uld'un Dünya'ya yapacağı saldırıyı durdurmasını sağlayan bir istihbaratla dönmeyi başarmıştı.
Fortunately for us, most of the X-series has been deployed throughout the world.
Şanslıyız ki, X serilerinin çoğu dünyaya dağıldı.
But fortunately for us, he doesn't know this location.
Ama maalesef, o burayı bilmiyor.
Fortunately for us, all our clients were in gold.
Hepimiz için ne şans müşterilerimiz altın almıştı.
Fortunately for us.
Şansımıza.
Now, fortunately for us, we built it,
Tanrıya şükür cihazı üreten biziz,
We've come across tunnels... that, fortunately for us, are of no archaeological interest.
Tünellerle karşılaştık neyseki arkeolojik değerleri yoktu.
Well, sir, fortunately for us, ostriches are flightless birds.
Devekuşları uçamadığı için şanslıydık efendim. İşte devriye geçiyor.
Well, fortunately for us, the company's agenda and our agenda have the same endgame.
Bizim için büyük şans ki, şirket ve bizim planlarımızın sonları aynı.
Fortunately for us while our quarry has shadow and night as his ally we have something far greater.
Ama şanslıyız ki, kaçaklarımızın ittifakları gölge ve geceyken ; bizim çok daha üstün bir dostumuz var.
Fortunately for us, this was a personal delivery... right to our front door.
Ne kadar şanslıyız ki, bu bir şahsi teslimatmış hem de tam ön kapımıza kadar.
Fortunately for us, hawkes is a math guru.
- Ben de. Şansımıza, Hawkes bir matematik dehası.
Fortunately for us, the computer creates a token table of each file, so. based on another file from that program, we can recreate the corrupted one.
Şansımız var ki bilgisayar her dosya için bir yedek oluşturuyor. Yani yok olan dosyayı bir şekilde tekrar bulabiliyoruz.
Fortunately for us, he's not.
- İyi ki orada değiliz, o halde.
Fortunately for us, that guard tower is... It was engineered a long time ago.
Neyse ki, şu gardiyan kulesi... çok uzun zaman önce inşaa edilmiş.
Now, fortunately for us, we don't have that problem.
Şimdi, allahtan bizim öyle bir sorunumuz yok.
Neither is she here. Fortunately for us, then.
- Bizimle de değil, çok şanslıyız!
Well, fortunately for us, physicians are often mistaken.
Neyse ki hekimler çok sık yanılır.
We could spend five weeks walking around all over the island just trying to find dragons randomly coming across buffalos but fortunately for us it is the dry season and there's only one decent waterhole left on the island and both the dragons and the buffalo require water, obviously,
Bufalo avlamak isteyen bir ejdere rastlamak için adada 5 hafta kadar gezmemiz gerekebilirdi. Şansımız var ki, kuraklık zamanıydı ve gölet sayısı az olduğundan bakacağımız yer sayısı azdı. Bufalo ve ejderin de suya ihtiyaçları olduklarından, onları buralarda bulmayı ümit ediyorduk.
Well, fortunately for us, we have some procedures in place.
Neyse ki, bazı prosedürlerimiz var.
Fortunately for us, you're an unlawful combatant.
Ne mutlu bize ki, sen kaypak bir savaşçısın.
Fortunately for us, this means we have a good idea Of what he looks like.
Neyse ki bu sayede neye benzediği konusunda fikir sahibi olabiliriz.
Fortunately for us, Truman insisted on doing the honours!
Çünkü bize karşı gelemezsin
Fortunately for us, we see a ton of solar – wind – tidal – wave - heat differential and geothermal possibilities for energy production so we can strategize objectively about what we use and where to avoid what could be called "negative retroactions"
Neyse ki bizim için enerji kaynağı olarak kullanmak üzere güneş, rüzgar, gel-git, dalga enerjisi ısı farkından elde edilen enerji ve jeotermal kaynaklı enerjileri görüyoruz. Bu durumda bizler üretim veya kullanım sonucu çevreye dolayısı ile de bize zarar verecek "negatif reaksiyonlar" olarak adlandırabileceğimiz etkilerden kaçınmak için neyi nerede kullanabileceğimiz konusunda net stratejiler üretebiliriz.
Fortunately for us...
Neyse ki bizim için...
Fortunately for us, there was one man who saw through it all, even back then.
Şanslıyız ki o zamanda bile olsa her şeyi gören bir adam var.
Fortunately for us, as brilliant a physicist as Lucas is, he's no engineer, so he hasn't... quite caught on yet.
Şansımıza Lucas çok iyi bir fizikçi ancak bir mühendis değil o yüzden de durumun farkına henüz varamadı.
Fortunately for us, blacks can't grasp allegorical writing.
Neyse ki siyahlar kinayeli yazıları asla anlayamazlar.
Fortunately, the ship that will carry us all into safety is already waiting for us.
Şanslıyız ki kurtuluşumuzu sağlayacak gemi bizi bekliyor.
BUT FORTUNATELY FOR ALL OF US, HE DIDN'T.
Ama hepimiz için Allaha şükür, yapmadı.
Fortunately, they are divided, otherwise it would be difficult for us.
Neyse ki bölündüler, yoksa işimiz çok zor olacaktı.
But fortunately for the human race, most of us have our own little policeman up here.
Ancak insan ırkı çok şanslı. Çoğumuzun beyninde, kendi küçük polis memurları vardır.
But, fortunately, you have enough for both of us.
Ama şansımıza senin ikimize yetecek kadar var.
You should be waiting for us in the inn. Fortunately we are here.
Sen handa bizi beklemeliydin şans eseri burdayız.
Fortunately, I was able to, hmm, butt us through to the secret tunnel for our escape.
Çok şükür, gizli tünele toslayabildim de kaçabildik.
The time has come, fortunately, for us to beat our swords into plowshares.
Neyseki artık kıIıçlarımızı toprağa gömmenin zamanı geldiğini görüyoruz. Affedersiniz!
Fortunately for all of us, embarrassment was averted when my little faun proved too light to activate it.
Şansımız varmış böyle bir utanca maruz kalmadık. Çünkü benim ufak kınalı kuzumun hafifliğinden yastık çalışmamış.
Fortunately, you have enough for both of us.
Neyse ki, sende her ikimize de yetecek kadar ver.
Fortunately for us, an enormous dead cell.
Büyük olduğunu biliyordum, ama bu kadarı muazzam!
Fortunately, today we have with us the West Ham legend, Mr Frank McAvennie and chairman for our sponsors, Mr Phil Peters.
Ayrıca, West Ham Efsanesi, Bay Frank McAvennie ve sponsorlarımızın başkanı Bay Phil Peters da bizimle.
Fortunately for us, the map is useless without the legend piece to decipher it.
Neyse ki harita üzerindeki şifre çözülmeden hiçbir işe yaramıyor.
Fortunately, for both of us, you forgot to empty your bath yesterday.
Şansımıza dün banyo yaptıktan sonra suyu boşaltmayı unutmuşsun.
Fortunately, Mr. Winch before death What you need has prepared a surprise for all of us who ensure the continued prosperity of Winch Group
- Ölümünden önce Bay Winch... - Ne istiyorsunuz? ... şirketimizi zorluktan çıkaracak bir sürpriz hazırladı bize.
Fortunately for all of us, I think they must've broken the mould.
Neyse ki onun bir kopyasını yapamazlar.
Fortunately for both of us, that's not true, Annie.
Şans eseri her ikimiz bu doğru değil Annie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]