Generated перевод на турецкий
615 параллельный перевод
Burst flows generated!
Yalnız değilim. Patlama dalgaları tespit edildi!
[Joe] So there's no question that oxygen is being generated.
Oksijenin üretimiyle ilgili bir sorun yok.
The remarkable volcanic mountain chain where oceanic crust is generated, the Mid-Atlantic Ridge.
... okyanus kabuğunun oluştuğu yerdeki dikkate değer volkanik dağ sırası Orta-Atlantik Sıra Dağları.
McKENZIE : Rutherford realised that various elements inside the Earth were radioactive, like uranium and thorium and potassium, and that these generated an important amount of heat, and that this completely changed the basis of Kelvin's calculation, because instead of the Earth cooling all the time it actually had heat sources in it and that you couldn't any longer use that argument to estimate the age of the Earth.
Rutherford, uranyum, toryum ve potasyum gibi Dünya'nın içindeki bazı elementlerin radyoaktif olduğunu farketmişti ve bunlar sıcaklığın büyük bir kısmını oluşturuyordu ; bu Kelvin'in hesaplamasının temelini tamamen değiştiriyordu çünkü sürekli soğumak yerinde, Dünya içinde gerçekten sıcaklık kaynakları bulunduruyordu ve dolayısıyla Kelvin'in argümanı artık Dünya'nın yaşını hesaplamak için kullanılamazdı.
Instead heat was continuously being generated within the planet by radioactive decay.
Bunun yerine, gezegenin içinde sürekli olarak radyoaktif bozunum yoluyla sıcaklık oluşuyordu.
Professor Tanabiya will explain this better in a moment, but basically, this sand that came from Godzilla has absorbed a massive dose of radiation, the type generated only from an atomic bomb.
Profesör Tanabiya bir dakika içinde daha iyi açıklayacak ama temelde, Godzilla'dan gelen bu kum sadece atom bombasının yol açtığı türde radyasyonu aşırı dozda soğurmuş.
The kid broke a window and in his subconscious... he generated the idea of punishment... to match the principal's.
Çocuk camı kırdı ve müdürün cezalandıracağı düşüncesi bilinçaltında vardı.
Generated range : two-one-double-oh.
Mesafe : 2-1-00.
The first one was given by Pierre Schaeffer, and I could tell by the quality of your silence, and by the letters I've received, the level of interest generated...
İIk konuşmacı Pierre Schaeffer. Şimdi sizden sessizlik rica ediyorum. Ve şimdi aldığım mektuplardan konumuzla alakalı olanı...
That's the only explanation. Some kind of a force field was generated between the Ikaria and the Dark Star.
Bunun tek açıklaması kara yıldızla İkaria arasında bir enerji alanı oluşmuş olması.
It generated an expanding shock wave and re-melted some of the surface.
Gittikçe yayılan bir şok dalgası yarattı ve yüzeyin bir kısmını tekrar eritti.
In my opinion, everything I have heard has been generated by fear.
Bana soracak olursanız, duymuş olduğum her şey korkunun bir ürünüdür.
The steam is generated in the boiler and travels through the pipes.
Kazandan çıkan buhar borularla buraya geliyor.
A tremendous upsurge in generated power, Captain.
Üretilen enerjide müthiş bir yükselme var.
The energy generated by our power nacelles attracts it.
Güç noktalarında üretilen enerji onu bize doğru çekiyor.
Unquestionably, an immensely powerful field of energy is being generated around here somewhere, but we're having difficulty focusing on it.
Şuradan çok yüksek bir enerji alanı yaratılıyor. - Üzerine yoğunlaşmakta zorlanıyoruz.
With regular pulsations of generated energy?
- Bir enerji üretimi belirtisi var mı?
I have seven books of yours on the market and the most recent one generated 7100 francs in rights.
Piyasada yedi kitabın var bunların en düzgünü 7.100 Frank getirmiş.
Do you really think that my being a writer for 15 years generated those calamities?
Yazarlığımın 15 yıldır süregelen felaketlerle ilgisi mi var sizce?
Sensors give no readings of generated energy from Memory Alpha, captain.
Algılayıcılar Memory Alpha'dan enerji belirtisi almıyor.
It seems to indicate artificial power being generated in factor 7 quantities.
7 faktör miktarında üretilen suni bir güç gösteriyor gibi.
It is self-sufficient self-protected self-generated. It is impenetrable.
Kendi kendine yeten, kendi kendini koruyan, kendi kendine üreten delinemez bir sistem.
You know, the fantasy bureau electrically-generated realities and all that.
Fantezi bürosunun elektronik olarak ürettiği şeylerden.
The first laser beam was generated through a diamond. And if old Metz deserves his reputation, the power of that thing could be incredible.
İlk lazer ışını bir elmastan üretilmişti ve eğer yaşlı Metz ününü hak ediyorsa, o şeyin gücü inanılmaz olabilir.
One of them... a portly psychiatrist, explained... I was generated by an unresolved lust for my father.
İçlerinden biri babama, karşı konulmaz bir şehvetle bağlı olduğum şeklinde bir açıklama yaptı.
A huge and terrifying crisis generated by one man
Tek adamın yarattığı dev ve korkunç bir kriz.
That could release more than the total energy generated by the Hiroshima and Nagasaki nuclear bombs combined.
Hiroshima ve Nagasaki'ye atılan atom bombalarının ikisinin birden ürettiği toplam enerjiden daha fazla.
You... have... generated something that is not human.
Sen... üretmişsin... insan olmayan bir şey.
Caine, you have generated something that is not human!
Caine, sen insan olmayan bir şey üretmişsin!
You generated good with your first son Angel.
İlk oğlun Angel ile iyi işler başardın.
And since these creatures generated their heat internally, they would also have needed a coat of hair in order to conserve it.
Bu canlılar ısıyı vücutlarının içinde ürettiğinden ısıyı muhafaza etmek için kıldan bir örtüye ihtiyaç duyacaklardı.
An enormous amount of energy is generated by the local star.
Muazzam miktarlardaki enerji yerel bir yıldız tarafından üretiliyordur.
Maps of alien lands will be generated from this information.
Yabancı dünyaların haritaları bu bilgilerle çizilecek.
Every time a nucleus of helium is made, a photon of light is generated.
Her bir helyum çekirdeği oluşturulduğunda, bir ışık fotonu salınır.
But in its hidden interior in the nuclear furnace where sunlight is ultimately generated its temperature is 20 million degrees.
Fakat içerdeki kısımlarda nükleer fırının olduğu ve ışığın oluşturuluduğu yerde sıcaklığı 20 milyon dereceye ulaşır.
The x-rays are thought to be generated by friction in the accretion disc surrounding the black hole.
X ışınları, kara deliği çevreleyen ve genişlemekte olan diskin oluşturduğu sürtünmenin etkisiyle oluşur.
It slips through a self-generated crack in the space-time continuum.
Yıldızlar uzay-zaman sürekliliği içinde, belli etmeden kendine bir yarık açar.
The very matter that makes us up was generated long ago and far away in red giant stars.
Bizi oluşturan madde çok uzun zaman önce çok uzaklarda bir kırmızı dev tarafından üretildi.
But they are both generated in the spectacular deaths of massive stars thousands of light-years distant.
Fakat iki oluşumda, yüzlerce ışık yılı uzaktaki büyük kütleli yıldızların gösterişli ölümlerinden arta kalanlardır.
They supported scientific research and generated new knowledge.
Onlar bilimsel araştırmayı destekledi ve yeni bilgiyi yarattı.
We have no proof that the mutations are generated from outer space.
Senatör, mutasyonların dış uzaydan kaynaklandığını gösteren kanıtımız yok.
You generated a volcanic resentment in our people.
İnsanlarımızda büyük üzüntü yarattınız.
The bomb that had fallen on the city... detonated with a destructive force of 20,000 tons of TNT... and generated temperatures an excess of 4,000 degrees.
Şehrin üzerine düşen bombanın patlaması... 20000 ton TNT'nin yıkıcı gücüne eşitti... ve yaklaşık 4000 derecelik bi ısı yarattı.
It is protected by an energy shield... which is generated from the nearby forest moon of Endor.
Güç kaynağı Endor ayındaki ormanlarda olan... .. bir enerji kalkanı tarafından korunuyor.
Something about the field generated by a living organism.
Yaşayan organizmanın oluşturduğu alanla ilgili bir şey.
What we have here, as near as I can tell, is an electrically-generated point of force.
Buradaki şey, anladığım kadarıyla elektrikle üretilen bir güç noktası.
The power of the sun gives him internally generated heat.
Güneş enerjisi içinde ısı üretmesini sağlıyor.
The characters are generated by the computer, yet they feel real, they seem real in every way.
Karakterler bilgisayar tarafından yaratılıyor, ama insana gerçek gibi geliyor, ve her yönden öyle geliyor.
What's a knockout like you doing in a computer-generated gin joint like this?
Senin gibi çok çekici biri... bilgisayar tarafından yaratılmış, böyle salaş bir barda ne arıyor?
I know you're a computer-generated image, but..... your smell,...
Senin bilgisayar tarafından yaratılmış bir görüntü olduğunu biliyorum ama... kokun...
Its warmth generated lightning.
Sıcaklığı, ışınımlar tarafından varolmuştur
general 2750
generation 22
generals 19
generous 89
general hammond 64
generations 45
generosity 22
general quarters 33
generally 196
generally speaking 59
generation 22
generals 19
generous 89
general hammond 64
generations 45
generosity 22
general quarters 33
generally 196
generally speaking 59