Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ H ] / He was a cop

He was a cop перевод на турецкий

512 параллельный перевод
I kicked a guy in the face once because he was a cop.
Bir adamı sırf polis olduğu için dövmüştüm.
When I found out he was a cop, I lost interest.
Bir polis olduğunu öğrendiğimde hevesim kaçtı.
My old man, boy, he was a cop, boy.
Babam bir polisti.
Well, he came in and wanted to know what I was doing and when he said he was a cop, I got scared.
Burada ne yaptığımı sordu. Polis olduğunu söyleyince korktum.
Okay, so he was a cop!
Tamam, polis olsun!
I bet you thought he was a cop.
Onu polis sandığına iddiaya girerim.
He was a cop.
Bir polisti.
He was a cop.
Polismiş.
Did you know he was a cop?
Polis olduğunu biliyor muydun?
I didn't know he was a cop.
Polis olduğunu bilmiyordum.
I figured he was a cop, so I stayed.
Polis olduğunu fark edince durdum.
- What? When he was a cop early on Brennan was brought up on charges for shooting a 16-year-old black kid.
Brennan meslekteki ilk yıllarında 16 yaşındaki siyahi bir çocuğu vurmaktan mahkemeye çıkmış.
He was a cop.
Polisti o.
I didn't know he was a cop until afterwards.
Polis olduğunu bilmiyordum.
- No! Listen, there was a state cop outside and he saw the stepladder.
Dinle, dışarıda eyalet polisi vardı ve merdiveni gördü.
He acted like a cop, I was told.
Polis gibi davranıyormuş, bana dediklerine göre.
He was told by a nurse who works at the Georgia Street Receiving Hospital, who got it from a cop who was there.
Georgia Hastanesi'nde görevli bir hemşire ile konuşmuş. O da bir polisten duymuş.
Maybe you thought he was a Mexican cop.
Belki de onu Vargas sandın.
He was a common thug hardly worth more than a piece of trash.
O bir çöp parçası kadar değeri olan sıradan bir serseriydi.
In Marseille he joined a heist and killed the cop following the van with the same Colt, a gun he was comfortable with.
Marsilya'da bir soyguna katıldı, kamyoneti takip eden polisi aynı Colt ile öldürdü, rahat kullandığı bir silahla.
He was carrying a cosh instead of a music case.
Nota çantası yerine bir cop taşıyordu.
You were a cop, and so was your father until he leaned on the wrong politician.
Eskiden polistin. Baban da öyleymiş. Ta ki yanlış politikacıyı soruşturana kadar.
Comolli was not a cop. He was a private detective.
Comolli polis değil, özel dedektifti.
He was standing on a can peeking in on Hot Mary and her boyfriend!
Çöp tenekesinde dikizliyordu cilveli Mary ve arkadaşını!
Almost like he was showing it to a traffic cop.
Tıpkı bir trafik polisine gösterir gibi..
- Was this cop a person-Was he being paid off?
- Bu polis bir intikamın mı kurbanı oldu?
When they sent a cop to chase him away, he said it was his constitutional right.
Onu uzaklaştırmak için bir polis geldi o da bunun anayasal bir hak olduğunu söyledi.
He thought being a cop was the greatest.
En iyi şeyin polis olmak olduğunu düşünürdü.
He says Sylvie was born in a garbage can.
Caludio, Sylvie'nin çöp kutusunda doğduğunu sanıyor.
I was just saying what a great cop he was.
Ben de tam ne kadar harika bir polis olduğundan bahsediyordum.
Nineteen-years-old, I was bum repped by a cop like Powell because he wanted to get a conviction.
Ondokuz yaşındayken ben, Powell gibi bir polis yüzünden serseri oldum. O istediği için mahkumiyet aldım.
And as far as he was concerned, I was just a no-name cop who got the drop on him.
Herhalde beni de onun işlerine uyanan önemsiz bir polis olarak gördü.
That he was just blowing smoke, trying to cop a plea... on an important dope supplier.
Sadece bir şeyler biliyormuş gibi yaparak, durumunu kurtarmaya çalışıyordu... önemli bir uyuşturucu tacirinin ismini vererek.
And when Bramlette told you that he'd seen Ruiz kill a cop in the Everglades, did you still think he was just "blowing smoke"?
Bramlette, Ruiz'i Everglades'de bir polisi öldürürken gördüğünü söylediğinde... hala "bir şeyler biliyormuş gibi yapıyor" diye düşündünüz mü?
He was the reason why I became a cop.
Polis olmam için bana ilham verdi.
He was a good cop.
İyi bir polisti.
Was he a good cop?
Polis deme.
But he was a good cop.
- O iyi bir polisti.
When my dad was a cop he used to say, "EI, never go out with a cop."
Babam polisken "asla bir polisle birlikte olma" derdi.
He was found in this dumpter a block away from his home.
Evinin bir blok ötesinde bu çöp kutusunun içinde bulundu.
Tito found out her old man was a cop so he sold her
Tito babasının polis olduğunu öğrenince onu sattı
How about your dad? What was he, a cop?
Baban ne iş yapardı?
I put a bullet in him for every time some cop fucked with my brother, since he was 14 years old.
14 yaşından beri abimi beceren her polis için ona bir mermi yolladım.
He was dumb enough to become a cop.
Bir polis olacak kadar aptaldı.
He was just a cop anyway.
Alt tarafı bir polisti.
He was just a cop?
Alt tarafı polis miydi?
That white cop that was here, is he a problem?
Dün, buraya gelen, beyaz polis, sorun mu?
What was he, a cop?
Ne bir polis o neydi?
He was shot by a cop a little over six months ago,
6 aydan uzun bir süre önce bir polis tarafından öldürülmüştü.
He was a big old cop. He didn't like tears.
O, iyi bir polisti, gözyaşını sevmezdi.
He was one of us. Hell of a brutal cop.
Bizden biriydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]