Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I believed in you

I believed in you перевод на турецкий

495 параллельный перевод
Because I believed in you.
Çünkü sana inanmak istedim.
I've been worried... but I believed in you.
Endişeliydim ama sana inandım.
I believed in you from the very beginning.
En başından beri sana inandım.
I believed in you, I followed you, and I fought for you.
Sana inandım, izinden gittim ve senin için mücadele ettim.
I believed in you, I was such an idiot!
Sana inandım, çok aptalmışım.
I believed in you.
Size inandım.
I believed in you.
Sana inandım.
I believed in you.
Sana inanıyordum.
I went up against the D A himself, but I didn't care... because I trusted you, because I believed in you... because I thought there was a bond between us.
Bizzat Baş Savcıyla takıştım, ama önem vermedim... çünkü sana güveniyordum, çünkü sana inanıyordum... çünkü aramızda bir bağ olduğunu düşünüyordum.
I believed in you.
Sana inanmıştım!
I believed in you.
Sana inanmıştım.
I believed in you, Quark.
Sana inanmıştım, Quark.
I believed in you
Ben de sana inandım
I remember when you believed in something.
Eskiden bir şeylere inandığını hatırlıyorum.
Jan, I'll never forget that you believed in me.
Jan, bana inandığını asla unutmayacağım.
How many times have I told you I hated you and believed it in my heart?
Kaç kere sana, taa içten senden nefret ettiğimi söyledim?
I almost believed in that little hokey-pokey miracle of yours... that a woman like you could ever change her spots.
Neredeyse senin o cicili bicili mucizene inanacaktım senin gibi bir kadının değişeceğine dair.
In all these years you never believed I loved you.
Bunca yıl seni gerçekten sevdiğime inanmadın.
You had it in you, and I believed in it, that's all.
Hakketmiştin, ben buna inandım, hepsi bu.
You know, I always believed in that girl.
Biliyormusun, bu kıza hep inandım.
Never really believed in it. But you, yes, I do.
Buna asla inanmazdım.
But you see, I never really believed in it.
Ama bu tasarıya gerçekten inanmıyordum.
I wish I believed in a God so I could ask him to protect you.
Tanrı'ya inanmış olmayı dilerdim böylece, seni korusun diye dua ederdim.
You couldn't help your attitude, I guess, any more than I could change what I believed in.
Başka türlü yapamıyordun. Benim de inandığımı değiştiremediğim gibi.
I wish Howard and Cathy were here to see it... because, believe me, they believed in you right from the start... - if not before.
Keşke Howard ve Cathy de bunu görmek için burada olabilselerdi, çünkü inan bana, öncesinde olmasa bile...
I've always believed you can know what a person's like... if you just examine the room he lives in.
Bana göre insanlar hakkında karar vermek için sadece yaşadığı yeri incelemek bile yeterli olur.
Even as you, I believed in the car ;
Sen bile, arabaya inandın ;
You know Flavia, I've believed in him from the beginning and I've never regretted it.
Flavia biliyorsun, en başından beridir ona inandım ve asla da pişman olmadım.
I've begun to hate him intensely since I've known you because you've respected me, believed in my innocence
Ondan yoğun olarak nefret etmeye ise seni tanıdıktan sonra başladım. Çünkü sen bana saygı gösterdin. Masumiyetime inandın.
Dr Haydock, I would be very distressed if I thought you believed that the only excitement in my life was predicated on the unfortunate fate of helpless victims who somehow seem to fall into my path.
Eğer tek eğlencemin çaresiz kader kurbanlarının sorunları olduğunu düşünüyorsanız üzülürüm.
I even said a few Hail Marys for you myself, But I never believed in ghosts, How are you?
Hatta senin için birkaç kez dua bile etmiştim ama hayaletlere asla inanmadım.
I was the one who believed in you.
Sana tüm kalbimle inandım.
I thought that at least you believed in me.
En azından senin bana inandığını sanıyordum.
If I hadn't seen them going in there with my very own eyes, I tell you, I wouldn't have believed it.
Onları içeri girerken kendi gözlerimle görmesem, böyle bir yere geleceklerine hayatta inanmazdım.
I could make you happy if you just believed in me.
Eğer bana biraz inansaydın... seni mutlu edebilirdim.
And you believed him. I never lied to you in my life.
Hayatım boyunca sana hiç yalan söylemedim.
But now you have given me the strength to remember what I once believed in with all my heart and for that, I thank you.
Fakat simdi sizler bana bir zamanlar tüm kalbimle inandığım şeyleri hatırlama gücü verdiniz. Bunun için size teşekkür ediyorum.
I always believed in you.
Sana hep inandım.
As long as you believed in me... that I could win...
Bana inandığın takdirde kazanabilirim...
In one fell swoop, you took away the woman I admired, the mother I knew and the father I believed in.
Bir seferde hayran olduğum kadını, annemi ve inandığım babamı yok ettin.
All right, well, Even if I believed you, which I don't, he's in a wheelchair.
Diyelim sana inandım, ki inanmıyorum, adam tekerlekli sandalyede.
Everything I have ever believed in tells me I cannot ask you that.
İnandığım her şey, size sormamam gerektiğini söylüyor.
- And I thought you believed in justice.
- Adalete inandığını sanıyordum.
When I seen you through the window, I believed in the Almighty.
Seni dışarıdan görünce gözlerime inanamadım.
I didn't know you believed in ghosts, Scully.
Hayaletlere inandığını bilmiyordum, Scully.
As mine does me, and yet, all I have to do is look at you and everything I ever believed in fades to nothing.
Benim de öyle ama tek yapmam gereken sana bakmak ve inandığım herşey yitip gidiyor.
Oh, I think you'd like him. Um, he said he believed in life after death.
Ölümden sonraki hayata inandığını söylemişti.
I would not burden you, had I not, from my heart, believed it might, in time, lessen your sister's regrets.
Bu acılı olayları size anlatmazdım, ama kalbimin derinlerinden bunun, zaman içinde kardeşinizin acılarını azaltacağına inandım.
Everything that you believed in and I didn't is real.
Senin inandığın ve benim inanmadığım her şey gerçek.
I thought you believed in the Emperor.
İmparatora inanıyorsun sanmıştım.
I thought I believed in God like a child, but you found him right away.
Tanrıya bir çocuk gibi inandığımı düşünürdüm... ama sen onu buldun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]