I should've перевод на турецкий
16,414 параллельный перевод
I should've been more sensitive... to his feelings?
Onun hissettikleri için, daha mı hassas olmalıydım?
And I think you should forget this, in the name of national security.
Ve ulusal güvenliğimiz adına, bunu unutman gerektiğini düşünüyorum.
Jake, I've been working since dawn and I realize it's a small comfort, but you should know that what we learned from Katie may eventually lead to a vaccine.
Jake, sabahtan beri burada çalışıyorum ve küçük de olsa ipucu buldum, ama Katie'nin hastalık sürecinden öğrendiklerimizin, bizi aşı yapmaya yönlendirdiği bil yeter.
Okay, well, you said Barry and them are good people and I should get to know them.
Barry ve diğerlerinin iyi insanlar olduğunu söyledin, onları tanımalıyım.
I should know, Barry ; Snow and I worked on it together.
Bilmeliydim Barry, Snow ve ben üzerinde beraber çalıştık.
And I am here to counsel you, that should you try to stand in our way, you will likely lose your head, monsieur.
Ve bende yolumuza geçmemeniz size tavsiye vereceğim. Yoksa kafanızı uçururlar, bayım.
Well, I should've known better.
Aslında, bunu bilmem lazımdı.
With Wells last year, I should've learned my lesson and dug deeper into Jay, but... I didn't.
Geçen yıl Wells olayından sonra, dersimi almış olmam lazımdı ve Jay'i daha iyi araştırmam lazımdı, ama...
I did a little research into your new partner, and you should think about this.
Yeni ortağına dair biraz araştırma yaptım ve gerçekten bunu iyice düşünmelisin.
Maybe I should remind you I'm unselfish and giving and very, very generous.
Belki de sana ne kadar özverili cömert ve bonkör olduğumu hatırlatmalıyım.
And I really think you should consider taking a meeting with me.
Ve benimle görüşmeni düşünmeni istiyorum.
You should've called. I would have come to get you.
Beni aramalıydın, seni almaya gelirdim.
I should've cancelled the contract months ago.
Aylar önce hattı iptal ettirmeliydim.
I should've called first.
Aramam gerekirdi.
I should've told you.
Sana söylemem gerekirdi.
I should've told him Philip was back.
Philip'in döndüğünü söylemem gerekirdi.
I should've ignored her.
- Dinlemeyebilirdim.
I should've known there'd be something wrong with him, but I...
Onunla ilgili bir sorun olduğunu anlamam gerekiyordu, ama ben...
Nick, I should've said something.
Nick sana haber vermeliydim.
Well, I'm sure there's something out there that'll satisfy your need for speed and helping people, but, until then, you should stick with engineering.
Eminim, hız tutkunu ve insanlara yardım isteğini karşılayacak bir şeyler vardır, ama bulana kadar mühendisliğe yapışman gerekiyor.
I should go see if Jesse and Wally need anything.
Jesse ve Wally bir şey istiyor mu gidip bakayım ben.
Guess I should've gotten your permission or whatever.
Aslında sizden izin falan almalıydım.
Oh, and should I pick her up?
Ve kızı almalı mıyım?
That was a mistake, and I should've pushed back on it more.
- Hataydı. Daha zorlamalıydım.
Should I release the photos of Jackie and Remy?
Jackie ve Remy'nin fotoğraflarını yayınlamalı mıyım?
I don't think he should say the part about mourning and grief.
Bence yas ve kederle ilgili olan o son kısmı söylememeli.
If I may, I think you should call the mayor and ask for a city-wide curfew tonight.
Fikrimi sorarsanız, belediye başkanını aramalı ve şehri kapsayan bir sokağa çıkma yasağı çıkarmalısın.
If Shawn wasn't loyal... and I ain't saying you should've shot him.
Eğer Shawn sadık değilse... Onu vurman gerektiğini söylemiyorum. Kendi evladın yani.
I should've known it was you.
Sen olduğunu bilmem gerekirdi.
We have a connection, and I am grateful to have found it, but I don't think we should explore it any more than we already have.
Seninle bir ilişkimiz var, ve bunun için mutluyum, Ama bunu daha ileriye götüremeyiz diye düşünüyorum.
Raina and Nimah, since you've already been assigned to the JTTF out of New York, I thought you should spend the day getting to know your handler... Agent Marshall Freed.
Raina ve Nimah, siz zaten New York dışında terör birimine atandığınız için günü idarecinizle tanışarak geçirmeniz gerektiğini düşündüm...
You know, I'm glad you feel strongly, but I should warn you, we've never been able to catch them in anything.
Bu konuda sıkı durmana sevindim ama seni uyarmalıyım, hiçbir şekilde onları yakalayamadık.
I guess I should've never trusted him.
Belkide ona hiç güvenmemeliydim.
"To the king's deputy and his healer. " By the time you read this, I will be long gone, " but you should know the healer's touch changed me.
"Kral'ın yardımcısı ve şifacısına Bunu okuduğunda ben uzaklarda olacağım ama bilmeniz gerek şifacının dokunuşu beni değiştirdi hayatımda ilk kez öldürme isteği beni terk etti başka kalplere zarar vermeyeceğim ve Tanrı günalarımı affetsin."
I should get the physicians and tell the Scottish queen.
Hekimlere ve İskoç Kraliçesine söylemeliyim.
You attacked me when I was doing what we should've been doing together.
Ben birlikte yapmamız gerekeni yaparken bana saldırdın.
You should've wrapped Gabriel in plastic and burned his body.
Gabriel'i plastiğe sarıp yakmanız gerekirdi.
Sarah, I should've sold this place years ago.
Sarah, yıllar önce burayı satmalıydım.
I really should've known better at my age.
Benim yaşımdaki birinin bunu yapmaması gerek.
Really, I should've known when I got with him.
Onunla beraberken bunu düşünmeliydim.
- Maybe I should've killed him!
- Belki de öldürmeliydim!
I'm going, and like it or not, Penny, you should come.
Ben gidiyorum ve iste ya da isteme Penny sen de geliyorsun.
Eliot, honey, maybe you and I should go upstairs and rest.
Eliot, tatlım, belki sen ve ben yukarı çıkıp dinlenmeliyiz.
I have a legacy to invest, although I should add your cousin's brewery isn't my only avenue of interest.
Yatırım yapacak mirasim var ve sadece kuzeninizin bira fabrikasıyla ilgilenmediğimi de eklemeliyim.
When you showed up to my apartment and I said we should get in touch with the senator, you almost had yourself a panic attack.
Daireme geldiğinde sana senatörü arayalım demiştim ve sen neredeyse panik atak geçirecektin.
I... I should've stayed in touch.
Sana cevap vermeliydim.
I mean, my immunity shot should still be working, and if I find Piper, she can make more, just...
Bağışıklık aşım hala etki gösteriyor olmalı ve Piper'ı bulabilirsem daha fazla yapabilir...
I should've just stayed home, like I planned.
Planladığım gibi evde kalmalıydım.
Seeing as how I forgot my garlic and holy water, I... should make like Dracula and fly.
Yanımda sarımsak ve kutsal su olmadığına göre yarasaya dönüşüp kaçayım ben.
I should've been there for her.
Onun yanında olmalıydım.
Like, I don't want to be... greedy about it,'cause I know I've already put on the most perfect dress once today, and I should wait...
Bu konuda aç gözlü olmak istemiyorum çünkü bugün bir kere... dünyadaki en güzel elbiseyi giydiğimi biliyorum ve beklemeliyim...
i should've told you 70
i should've listened to you 31
i should've called 31
i should've seen it coming 18
i should've known 138
i should've been there 32
i should've known better 40
i should've said something 19
i should've seen this coming 19
i shouldn't have said that 115
i should've listened to you 31
i should've called 31
i should've seen it coming 18
i should've known 138
i should've been there 32
i should've known better 40
i should've said something 19
i should've seen this coming 19
i shouldn't have said that 115
i should have seen it coming 28
i should have known 261
i should have known better 55
i shouldn't have asked 40
i should have said 28
i should go 978
i shouldn't have told you 34
i shouldn't 226
i should have 182
i should tell you 63
i should have known 261
i should have known better 55
i shouldn't have asked 40
i should have said 28
i should go 978
i shouldn't have told you 34
i shouldn't 226
i should have 182
i should tell you 63