Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / In the movies

In the movies перевод на турецкий

1,584 параллельный перевод
Maybe I don't know how to show it like they do in the movies or in books but I love.
Belki filmlerdeki ya da kitaplardaki gibi gösteremiyorum bunu ama seviyorum.
Like in the movies, when a guy sticks a gun at some schmuck's back and says : - "Let's take a walk." He's got a hostage. - I've seen that movie.
Filmlerdeki gibi, bir adam bir ahmağın kafasına silah dayar ve şöyle der "Biraz dolaşalım." Bir rehinesi vardır.
I want everything I've ever seen in the movies.
Filmlerde gördüğüm şeylerin hepsini istiyorum!
It's like in the movies and shit, the bad guy is always one step ahead, right?
Filmlerde falan filan, kötü adam hep bir adım önde olur, değil mi?
Don't believe everything you see in the movies.
Filmlerde gördüğün her şeye inanma.
I'm gonna get a career in the movies.
Film işinde kariyer yapacağım.
In the movies, most love stories end there. It's better not to show what comes next.
- Normalde filmlerde geçen aşklar burada sonlanır... bir öyküde en iyisi, gerisini anlatmamaktır.
I thought the trial would be like in the movies, really long.
Ben mahkemeyi öyle filmlerde gördüğümüz gibi uzun uzun...
These days when someone smokes in the movies, they're either a psychopath or a European.
Bu günlerde filmlerde sigara içenler,... ya bir psikopat veya bir Avrupalı.
You wanna be in the movies, I'll get you in the movies.
Filmlerde oynamak istiyorsan, seni oynatırım
I'm in the movies with my mother.
Annemle sinemadayım.
There's a common memory implicit in the movies.
Bazı filmlerde müşterek bir ana fikir söz konusudur.
A lot of our tactics are stuff we just saw in the movies.
Taktiklerimizden çoğunu filmlerde gördük.
"The Smartest Horse in the Movies," issued by Roy Rogers to the Children of America.
Filmlerdeki en zeki at. Roy Rogers Amerikalı çocuklar basmıştı.
Because I know in the movies you guys tend to make a lot of noise sometimes.
Çünkü filmlerden bildiğim kadarıyla gürültü yapmaya eğilimlisiniz.
You notice how in the movies they never fold when they're packing?
Hani filmlerde bavul hazırlanırken hiçbir şeyi katlamazlar ya?
That move always seems cooler in the movies.
Bu hareket filmlerde daha havalı görünüyor.
And it does look fun in the movies.
Hem filmlerde çok eğlenceli görünüyor.
Like - Like in the movies?
Filmlerdeki gibi mi?
Yeah yeah, as they say in the movies, cut to the chase.
Tabii, tabii. Bunu filmlerde de duyuyoruz. Sadede gel.
Yeah, it's more fun in the movies... when you're with Cary Grant or Matt Damon.
Evet, filmlerde daha eğlenceli... Cary Grant ya da Matt Damon ile berabersen.
- I want all the heroes in the movies.
- Filmlerin bütün kahramanlarından isterim.
- Zühtü. He disguises according to the characters he sees in the movies.
Sinemada hangi hafiyeyi görse onun kılığına girer.
The point is every single day in movies and in TV...
Önemli olan sinema ve televizyonda..
In movies, kids movies lm talking about you see the most disgusting horrific crimes
Bahsettiğim çocuk filmleri.. Akla gelebilecek en kötü şeylere rastlıyorsun.
In movies where the studio gets all paranoid about a downer ending so the guy shows up, he's magically alive on crutches, I hate that.
Stüdyoların, filmlerin hüzünlü sonlarına karşı paranoyak bir yaklaşımı vardır. Adamın mucizevi şekilde, değneklerle ortaya çıkmasından nefret ederim.
Love affair, caper movies, set in the future.
Bir aşk hikâyesi. Aynı zamanda hırsızlık filmi. Gelecekte geçiyor.
We were gonna go to the city and see three movies in a row.
Şehre gidip 3 film bir arada gösterimine gidecektik.
Tell him to bring whatever information he's got about the Marx brothers... particularly characters Groucho played in his movies.
Marx Kardeşlerin filmleri hakkında bilgi istiyorum. Özellikle de Groucho'nun oynadığı karakterler.
I feel that if we only see comics in relationship to movies, than the best that they will ever be are films that do not move.
Ancak, çizgi romanlara salt filmler bağlamında baktığımızda onları en fazla hareket etmeyen film olarak adlandırmamız mümkün olur.
At the drive-in theatre that my father managed, you know, people... people would come to see movies and there was two kinds of movies that people really loved,
Babamın işlettiği açık hava sinemasında insanlar iki çeşit film izlemeye bayılırdı.
But it was the kind you find in horror movies.
O tür bir elektriklenme olmadı. Aslında bu, korku filmlerinde duyulan türlerden.
This doesn't look anything like the Mars we see in movies.
Mars filmlerdeki gibi görünmüyor.
That was better than the hogwash they give me to sing in them movies. Stupid movies.
Bana o filmlerde söylettikleri saçmalıklardan daha iyiydi
You know, I've seen them on TV and in the mags and movies and stuff, and I'm stoked to actually get up there and ride, take them to my backyard.
Yani onları televizyonda, dergi ve filmlerde gördüm. Onları alıp kendi arka bahçeme götürmek onlarla birlikte kaymak için sabırsızlanıyorum.
We can't all look like the anorexic aliens in the James Cameron movies.
Hepimizin, James Cameron filmlerindeki anoreksiyalı uzaylılar gibi görünmesini bekleyemezsiniz.
And this is crazy, I, really... I can't be seeing movies in the afternoon and then go into toy stores.
Öğlen sinemaya, sonra da oyuncak dükkanlarına gidemem.
Maybe we should do to the Japanese what they do in their movies :
Belki de Japonlara, onların filmlerde yaptığını yapmalıyız.
They loved you so much in the meeting today, they want to shoot back-to-back movies, like "Lord of the Rings."
Bugünkü toplantıda seni çok sevmişler. Yüzüklerin Efendisi gibi devam filmleri çekmek istiyorlar.
In one of the movies filmed there, six women were able to fit in the hot tub, okay?
orada çekilmiş filmlerden birinde, altı kadın jakuzinin içine sığabiliyordu?
He picks the movies, he picks the pudding, and if ya cross him, good luck in getting a bingo card.
Filmleri o seçiyor. Pudingi o seçiyor. Karşı çıkarsan da tombala kartı alabilene aşk olsun.
What is the most exciting thing that can happen on TV or in movies or in real life?
.. gerçek hayatta izlemesi en heyecan verici şey nedir?
Home movies? Here's me in the Grand Canyon.
Bakın burada büyük kanyondayım.
- You want us going through your hard drive... checking the I.D.'s of every chicken-head in your movies?
- Hard diskine el koyup filmlerindeki tüm kızların kimliklerine bakmamızı mı istiyorsun?
Do you know why they gave the white hat to the hero in the Old West movies?
Eski Batı filmlerinde, neden kahramanlara beyaz şapka verilirdi?
But instead of making me visit she gave my dad money to take me, my uncle and Berta to the movies.
Beni alıp götürmesini bekliyordum.Ama o beni, Charlie amcamı ve Berta'yı sinemaya götürsün diye babama para verdi. Rob Schneider'in aptal bir adamı oynadığı filme gittik.
Movies at the drive-in, two Christmases, soda with dinner...
Arabalı sinemalar, iki Noel şekeri, gazozlu akşam yemekleri...
Why sure, they do this all the time in movies and TV shows.
Elbette, bu tür şeyleri TV şovlarda hep yaparlar.
I thought we could go to the movies this Saturday, maybe try on some shoes at the new mall in Gardendale.
Belki Gardendale'deki yeni mağazada birkaç ayakkabı deneriz.
Dad was a movie producer in the'60s, mostly low-budget teen car chase movies, science fiction stuff.
60'larda film yapımcısıydı. Genelde düşük bütçeli gençlik bilim kurgu filmleri yapardı.
The Seventh Seal stoned and we didn't do anything for the next month but stay in and watch stupid Swedish movies.
Evet, biz de zaten Rock'n'Roll yapmıyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]