It makes perfect sense перевод на турецкий
249 параллельный перевод
It makes perfect sense.
Çok iyi anlıyorum.
- It's nonsense! - It makes perfect sense!
- Bu mantıklı değil!
You're trying to suffocate yourself. It makes perfect sense.
Böylece bilinçaltında kendi kendini boğduğunu düşünüyorsun.
You know, if I may say so, Louisa it makes perfect sense to me.
Biliyor musun, Louisa bu bana çok mantıklı geliyor.
Believe me, it makes perfect sense.
İnan bana, pek de mantıklı.
I understand that message, it makes perfect sense.
Gelen mesajı anlıyorum, son derece mantıklı.
It makes perfect sense.
Aşırı mantıklı.
On the contrary, it makes perfect sense.
Tam tersine, çok mantıklı.
It makes perfect sense.
Kusursuz bir anlamı var.
Oh, it makes perfect sense, Mary.
Çok anlamlı, Mary.
Dramatically speaking, it makes perfect sense.
Dramatik olarak, çok mantıklı.
It makes perfect sense :
Bu çok anlaşılır :
It makes perfect sense, Nick.
Kesinlikle anlıyorum.
It makes perfect sense.
Çok mantıklı.
It makes perfect sense, Frank.
Çok mantıklı Frank.
It makes perfect sense to me.
Bence çok mantıklı.
It makes perfect sense to me.
Bana mükemmel derecede mantıklı geliyor.
Well, no, it makes perfect sense.
Hayır, çok anlamlı geliyor.
- It makes perfect sense.
- Hayır, gayet mantıklı.
- It makes perfect sense.
- Çok mantıklı!
But it makes perfect sense.
Ama şimdi anlam kazandı.
It makes perfect sense.
Bu herşeyi açıklar.
- It makes perfect sense.
- Çok mantıklı.
It makes perfect sense... given your issues with sex.
Seksle ilgili problemlerin göz önünde bulundurulunca, gayet mantıklı.
It makes perfect sense, anything happens they can get away.
Mantıklı, bir şey olursa onlar kaçabilir.
- For sakes. - No, no, no. It makes perfect sense.
Hayır bu çok mantıklı.
The RSV. It makes perfect sense.
RSV bu çok mantıklı.
It makes perfect sense to me.
Bana gayet mantıklı geliyor.
- It makes perfect sense to me.
- Bana çok mantıklı geldi.
But it makes perfect sense, you and Jen getting back together.
Ama Jen'le tekrar birleşmeniz çok mantıklı.
Knowing the Borg, it makes perfect sense.
Bilgiç Borg, mükemmel duyular yapıyor.
- It makes no sense! - It makes perfect sense!
- Bu mantıklı değil!
But it makes perfect sense when you see what we're hearing from politicians and seeing in the news media.
Ama siyasetçilerin sözlerine ve medyadaki haberlere bakınca birden her şey anlaşılır hale geliyor.
It makes perfect sense.
Bu her şeyi açıklıyor.
It makes perfect sense now.
Şimdi çok mantıklı.
It makes perfect sense.
Gerçekten mantıklı.
It makes perfect sense.
Çok anlamlı.
Of course, it all makes perfect sense.
Tabii sevgilim. Her şey çok mantıklı.
It makes perfect sense to me.
Bence son derece anlamlı.
It makes perfect sense.
Hem de nasıl.
It all makes perfect sense.
Evet.
It makes perfect sense.
Bu çok mantıklı.
- Her story makes perfect sense... as long as there's no one to refute it.
- Aksini ispatlayan olmadığı sürece hikâyesi çok mantıklı duruyor.
- It makes perfect sense.
Paranın kokusunu aldı.
It makes perfect sense.
Her şey anlaşılıyor.
I mean, I know that it looks perfect from the outside, and it makes sense to just ignore the truth and pretend that there's nothing wrong, but I can't do that.
Yani, biliyorum, dışardan bakılınca mükemmel görünüyor gerçeği görmezden gelmek ve her şey yolundaymış gibi davranmak mantıklı geliyor, ama ben bunu yapamam.
It all makes perfect sense now.
Şimdi her şeyi anlıyorum.
Well, well, now it all makes perfect sense.
Vay, vay, işte şimdi taşlar yerine oturdu.
- Yeah, well, that makes perfect sense, doesn't it? .
- Bu da duyularını geliştiriyor, değil mi?
- Then it all makes perfect sense.
Bu herşeyi yerine oturtuyor.
It all makes perfect sense now.
Şimdi herşey anlam ifade ediyor.
it makes no sense 207
it makes sense to me 16
it makes me feel 18
it makes me happy 38
it makes sense 359
it makes me nervous 21
it makes no difference 88
it makes me sick 76
it makes me sad 26
it makes no difference to me 22
it makes sense to me 16
it makes me feel 18
it makes me happy 38
it makes sense 359
it makes me nervous 21
it makes no difference 88
it makes me sick 76
it makes me sad 26
it makes no difference to me 22