Just leave him alone перевод на турецкий

Come on, just leave him alone.

Hadi ama, adamı yalnız bırak.

- Just leave him alone!

- Onu rahat bırakın!

Just leave him alone.

Sadece onu yalnız bırak.

- If... If you just leave him alone.

- Eğer onu rahat bırakırsanız.

- Why don't you just leave him alone?

- Neden onu yalnız bırakmıyorsun? - Yapma.

You just leave him alone.

Onu rahat bιrak.

- Tony, just leave him alone!

- Tony, onu rahat bırak!

Just leave him alone, you bully son of a bitch!

Onu rahat bırak, seni haydut!

Mr. Wan, just leave him alone.

lütfen onu bırakın!

And we'll have them again if you'd just leave him alone... and stop poisoning him against me and taking advantage of his loneliness.

Onu yalnız bırakırsan o şeyler yine olacak. Onu bana karşı kışkırtmayı keser yalnızlığından faydalanmaktan vazgeçersen beni bekler.

He would do that if you would just leave him alone.

Eğer sen onu yalnız bırakırsan bunu yapar.

If you'd just leave him alone.

Onu yalnız bırakırsan.

If you'd just leave him alone!

Onu yalnız bırakırsan.

Why don't you just leave him alone?

Neden onu rahat bırakmıyorsun?

Just leave him alone.

Onu rahat bırakın.

Just leave him alone.

Boşver, bırak.

You just leave him alone.

Sadece onu yalnız bırak.

Really, can't you just leave him alone?

Gerçekten, onu rahat bırakamaz mısınız?

This time we'll just leave him alone.

Bu sefer onu yalnız bırakalım.

Why don't you just leave him alone?

- Onu rahat bırak.

You just leave him alone, asshole.

Onu rahat bırak pislik herif.

Give him some time. Just leave him alone!

Ona biraz zaman verin.

Why didn't you just leave him alone?

Niye adamla uğraştın ki?

- Just leave him alone!

- Bırakın onu!

Answer me, Matthew! Why don't you just leave him alone?

Neden onu rahat bırakmıyorsun!

Let's just leave him alone.

Onu rahat bırakalım.

Just leave him alone, all right?

Onu rahat bırakın, tamam mı?

- I said just leave him alone.

- Sana onu yalnız bırak dedim.

Just leave him alone!

Bırakın onu.

Just leave him alone.

Onu rahat bırak.

More? - No, just leave him alone.

Hayır, sadece yakasını bırak.

Just leave him alone.

Yalnız bırak onu.

Just leave... just leave him alone.

- Hemen onu rahat bırak.

I swear I think I'll leave that Rand alone, let him grow up, Just to see what happens to you when he's big enough to start asking questions.

Büyüyüp de sorular sormaya başladığında neler olacağını görmek için Rand'i şimdilik rahat bırakacağıma söz veriyorum.

But I can't possibly leave him alone, I just can't.

Ama onu yalnız bırakmam imkansız, yapamam.

I'll just tidy him up a bit, then leave you alone with your thoughts.

Biraz onu düzelteceğim, sonra düşüncelerinizle sizi başbaşa bırakacağım.

But they just wouldn't leave him alone, before and after.

Bunu ne öncesinde ne de sonrasında yapmadılar.

Don't worry, I'll just steal him for 5 minutes and I won't leave you alone.

Merak etmeyin, onu sadece beş dakikalığına çalacağım, yalnız da kalmayacaksınız.

No no, leave him alone, he's fine. He's just fine!

- Hayır onu rahat bırakın, iyi o.

you can't just leave him lying there alone before he's stopped breathing.

onu orada öylece bırakmazsın, ta ki nefes almayı bırakana kadar.

Leave him alone, Basil, he's just depressed.

Onu rahat bırak Basil... yalnızca bunalımda.

leave him alone. we'll just be a minute.

- Sadece bir dakikanızı alacağız bayan.

our son. our responsibility. if we leave him alone for just a few hours, there's no telling what sort of things he might see... or what he might bring.

Bundan daha iyi açıklayamam.

And could you tell the girls at Mesquite High just to leave him alone?

Mesquite Lisesi'ndeki kızlara onu rahat bırakmalarını söyler misin?

- Leave him alone. He's just a kid.

- Rahat bırak onu, çocuğun teki.

I just wanted to get him to leave me alone.

Sadece ondan beni yalnız bırakmasını istedim.

Sometimes the best thing is just to leave him alone.

Bazen en iyisi onu kendi haline bırakmaktır.

Just... Leave him alone.

Rahat bırakın.

- Just leave him alone!

- Sakın kımıldatmayın.

Abby, what are we just supposed to do, leave him out there alone?

Abby, o zaman ne yapacağız, onu dışarıda mı bırakacağız?

Just leave him alone!

Sadece onu rahat bırak.