Least of all you перевод на турецкий
250 параллельный перевод
I can't convince myself that anyone, least of all you, could be so hard and cold.
Herkesin en az sizin kadar katı ve soğuk olabileceğine kendimi inandıramıyorum.
You'd want a man like me, who'd knuckle under to no one - least of all you.
Hele benim gibi birini arıyorsan şansın hiç yok.
Least of all you.
Hele sen hiç.
Not expecting anybody, least of all you, whoever the hell you are.
Kimseyi beklemiyordum. Siz kimsiniz?
Not for anyone, least of all you.
Kimse için olamaz, hele senin için hiç.
- Least of all you, Dr. Marcus.
Sizinle hiç Dr. Marcus.
I ain't scared of nothing, least of all you.
Hiçbir şeyden korkmuyorum, özellikle senden.
I never meant to harm anyone, least of all you.
Kimseye zarar vermek istemedim, hele sana hiç.
Look, figment, I'm not afraid of anybody, least of all you.
Bana bak, hayal ürünü mahluk, ben kimseden korkmam, senden hiç korkmuyorum
I belong to no-one least of all you.
Kimseye ait değilim en azından sana.
You see, my father went bankrupt, and i was in a shop till... oh, i never gave a man away or did anything i was ashamed of, at least, i mean... i had to make my living in all sorts of ways.
Bakın. Babam iflas etti, ve ben dükkanda çalıştım. Asla bir adamı kandıramadım.
Least of all of you.
Hele sizden. - Güzel.
Well, at least one good thing came out of all this. You are back at Green Manors.
En azından güzel bir şey de oldu Green Manors'a geri döndünüz.
But don't you care? No woman can tie onto me like that... least of all a bobtail little half-breed like you.
Hiçbir kadın beni kendine bağlayamaz hele senin gibi melez bir eksik etek asla.
Least of all you.
Özellikle de,... senin.
You least of all.
Uzak dur bizden.
Well, at least you learn to deal with all sorts of people.
- Çok şeyle başa çıkmayı öğreniyorsun.
- You least of all.
- Senden de zerre kadar hoşlanmıyorum.
No one will ever be sure, and you least of all.
Kimse asla emin olamayacak, en çok da sen.
Of all my wives, you are the least agreeable.
Tüm eşlerim içinde en anlaşılmaz olan sensin.
It was the least I could do, my dear Tintin - it's so kind of you to have come all this way to hear me sing!
Önemli bir şey değildi, sevgili Tintin. Bugün beni dinlemek için onca yolu gelmeniz büyük incelik!
I have invited you all to attend my wedding, every one with whom I have had the pleasure of crossing swords at least once and whom, of course, I haven't killed.
Hepinizi düğünüme davet ettim. Ki her birinizin kılıcını en az bir kez tatma zevkine ulaşmışımdır, elbette öldürülmeden.
Then let me suggest that my life is not an open book... to you, to any man, least of all to myself.
O halde size şu kadarını söyleyeyim hayatım açık bir kitap değildir... size, yada başka birine, hayatımın en küçük bir parçası bile.
I understand you least of all.
Özellikle sizi hiç anlayamıyorum.
Mom, I don't want to discuss this with anybody, least of all with you.
Anne bunu kimse ile tartışmak istemiyorum. Hele seninle hiç.
Least of all to you.
Önce kendine bak.
Least of all when it's you.
Hele bir de o sen olunca.
The least you could do is offer me a cup of tea after I got all dressed up.
O kadar giyindik, en azından bir fincan kahve ikram edebilirsin.
Then definitely, you must agree that relying on the major is the least of all evils.
O zaman kesinlikle Binbaşı'ya güvenmenin kötünün iyisi olduğu konusunda hemfikiriz.
All of this doesn't mean anything if you don't give us this sweet at least for some time.
Eğer bize tatlı vermezsen tüm bunlar birşey sayılmaz, en azından bir süre için.
As for me, I'm not a bit worried about you or myself, and least of all about mankind.
Bana gelince, senin için ya da kendim için hiç kaygılanmıyorum. İnsanlık içinse neredeyse hiç üzülmüyorum.
Do you think that I could have all of these qualities? Well, yes. At least, it's the part.
Benim, tüm bu niteliklere sahip olduğumu mu sanıyorsun?
Of all the women I've known I understand you the least.
Tanıdığım tüm kadınlar arasında en az anlayabildiğim sensin.
You can't trust anyone, least of all a priest!
Kimseye güven olmaz, hele bir de rahipse hiç!
So you can stop all the searching, and at least get some peace of mind.
Böylece araştırmayı keser ve en azından biraz huzur bulurdunuz.
Because you can't know anyone intimately, least of all a woman.
Çünkü sen bırak bir kadını, hiç kimseyle samimi ilişki kuramayacak türde bir insansın.
If you add up all the sex Al and I have ever had, it still doesn't come to an hour and a half- - at least not of pleasure.
Al ile sevişmemin hepsini toplasak gene de bir buçuk saati bulmaz.
All right, um. I'm sorry, I should have told you, but... I just thought that you'd been going through such a tough time that you deserved at least one night of feeling good about yourself.
Tamam özür dilerim Sana söylemeliydim ama zor bir dönem geçirdiğini ve en azından bir gece için kendini iyi hissetmeyi hak ettiğini düşündüm.
You see, it's been psychologically documented that all human animals have a neurotic hair-trigger response to at least one of the five sensory stimuli.
- Her insan için beş duyudan en azından birinin erotik bir tetikleyici olduğu psikolojik olarak ispatlanmıştır.
Well, at least you got something out of all this. - Come on, Deloris, open this up.
Hiç olmazsa hediyeler alıyorsun.
Of all humans you seem the most joyless and the least vulnerable.
Tanıştığım tüm insanlar oldukça mutsuz ve çok katı.
we lived according to ideals fraternity equality and justice but none of these things existed least of all justice communism used the term freedom but we were not free you couldn't state your opinion in public privately we could but in russia you risked being sent to siberia
Belki teoride fikirlerimiz muhteşem olabilirdi ama sonuçta daima sana yöneltilmiş bir silah olurdu. İdeallere göre yaşadık : Kardeşlik, eşitlik ve adalet.
The only drawback, or at least the principal drawback, is that you have to endure all manner of cunts telling you...
Tek dezavantajı, daha doğrusu başlıca dezavantajı ise her tipten boktan herifin söylediklerini çekmek zorunda kalmanız.
You'd think, with all your dozens and dozens of men, you could at least leave one for me.
Onlarca erkekle oluyorsun. En azından birini bana bırakamaz mısın?
A university education is an admirable thing, so long as you remember that nothing that is worth knowing can ever be taught, least of all at Cambridge.
Üniversite eğitimi değerlidir.. hele Cambrige ise, hatırlayacağın.. en ufak öğretiler çok ilerde bile..
I hope that, at least in your eyes, I've earned what all of you have done for me.
Umarım ki, en azından senin gözünde benim için yapmış olduğun her şeyi hak etmişimdir.
were we going to be bombing those areas, and Kennedy started the meeting by saying,'Listen, all of you have not been home for at least six, seven days
ve Kennedy, toplantıya " Dinleyin hepiniz en az altı yedi gündür evinize gitmediniz bu akşam hepinizden evlerinize gitmenizi istiyorum.
Meanwhile, I suggest you go back to the Gaim and think up all those questions you didn't think up before because we have an assault fleet on the way and I'd like to have at least a fighting chance of surviving the next 12 hours.
Bu arada Gaim'le tekrar konuşup daha önce düşünmediğin soruları düşünmeni istiyorum çünkü yaklaşan bir saldırı filosu var ve ben hayatta kalmak için bir şansım olmasını istiyorum.
Since you're on all fours, you could at least act like a dog buck-naked, of course!
Hazır dört ayak üstündeyken, en azından köpek taklidi yapabilirsin çırılçıplak tabiki!
Of all us here, you have the least time left. Ling! That does it!
Aramızda en az zamanı kalan sensin.
I mean, of all of us, you're the one person arguably Faith has had the least contact with.
Demek istediğim aramızda Faith'le en az teması olan kişi sensin.