Leave me перевод на турецкий
30,658 параллельный перевод
For years, I have been afraid to tell you about the things I've known because I was afraid you would leave me.
Yıllarca seninle bildiklerim hakkında konuşmaktan korktum çünkü beni terk edersin diye korkuyordum.
Just leave me to die.
Bırakın öleyim.
- You know, your husband's the one that shot me and he's just gonna leave me standing out here in the cold.
- Biliyor musun, beni vuran kişi kocandı ve.. bu soğuğun ortasında beni bırakacaktı.
You leave me no choice.
Bana başka seçenek bırakmıyorsun.
Please, leave me alone, I just want to work right now.
Beni rahat bırak lütfen. Şu an çalışmak istiyorum.
Stop! You can't leave me here!
Beni burada bırakmayın!
Julien, leave me alone.
Julien, yaklaşma bana.
Just leave me alone.
Rahat bırakın beni.
Leave me alone.
Rahat bırak beni.
Leave me alone!
Rahat bırakın beni!
- Leave me alone!
- Bırakın beni!
Leave me alone!
- Bırakın beni!
Leave me alone.
Rahat bırakın beni.
Don't... don't leave me!
Beni bırakmayın!
Please, please, just leave me alone.
Lütfen, lütfen, beni yalnız bırakın.
I won't let you leave me again this time.
Bu sefer beni bir daha terk etmene izin vermeyeceğim.
Leave me alone.
Beni yalnız bırak.
You can't leave me here alone.
Beni burada yalnız bırakamazsın.
Look, Damon, I know you won't leave me alone until you get your brother's body back.
I sen beni yalnız bırakmayacak biliyorum, Damon, bak. Geri kardeşinin cesedini bulana kadar.
You leave me no choice!
Bana başka bir şans bırakmadınız!
Leave me a message and I'll call you back.
Mesaj bırakın, daha sonra size dönerim.
You cannot leave me now, not like this.
Beni şimdi bırakamazsın. Böyle olmaz.
Don't leave me!
- Beni bırakma.
So you're just gonna leave me here?
Beni burada mı bırakacaksın?
I can't come to the phone right now. Leave me a message.
Annen pek iyi değil.
Leave me alone.
Beni bulaştırma.
I was paying a drug dealer to leave me alone.
Bir uyuşturucu satıcısına peşimi bırakması için para verdim.
Until some little crazy-ass punk pulled a knife on those guys and got them to leave me alone.
Ta ki ufak tefek manyak bir serseri onlara bıçak çekip beni rahat bıraktırana kadar.
Would you go and leave me here alone
Beni bir başıma bırakıp gider miydin
How could I live on my own, if you leave me here alone
Yalnız başıma nasıl kalırım hayatta
Hi, this is Teresa, leave me a message.
Merhaba ben Teresa, lütfen mesaj bırakın.
Would you just leave me alone?
Beni yalnız bırakır mısın?
Leave me be!
Beni rahat bırak!
Don't leave me, Monica!
Beni terk etme, Monica!
The audience won't be there to see me, but But I swear they'll leave knowing my name.
Seyirciler beni görmeye gelmeyecekler ama adımı öğreneceklerine bahse girerim.
Just call me when you're ready to leave and let's get this shit done.
Her şey yoluna girecek.Gitmeye hazır olduğunuzda beni ara ve şu işi bitirelim.
So, do you want me to leave the house or, you know...?
Evden ayrılmamı ister misin, yoksa...
They told me to leave it, but...
Benim de kaçmamı söylediler ama...
'Detective Lenhart and I were also looking into a man,'before my health forced me to leave Eckhausen.'
Dedektif Lenhart ile ben, sağlık durumum beni Eckhausen'den ayrılmaya zorlamadan önce bir adamı araştırıyorduk ayrıca.
You Want me to leave?
Gitmemi mi istiyorsun?
And Geoffrey Charles. And leave Jeremy and me to fend for ourselves.
- Ve Geoffrey Charles'e.-Ve Jeremy ile beni kendimizi savunmak için yalnız bırakın.
- Leave that to me. We'll meet at the ale house, back entrance.
Bira evinde buluşalım, arka kapı.
You have unfinished business there, and you will leave Elizabeth Carruthers to me.
Orada yarım kalmış bir işin var. Ve Elizabeth Carruthers'ı bana bırakacaksın.
Are you asking me to leave?
Gitmemi mi istiyorsun?
Once I kill benton, you swear to me, You'll leave his empire in ashes.
Benton'ı öldürünce, imparatorluğunu küller içinde bırakacağına söz ver.
Did you happen to leave anything out when you told me about your little wine adventure?
Küçük şarap maceranı anlatırken bir şeyi atlamış olabilir misin?
Then leave it to me.
- O zaman bu işi bana bırak.
He told me to tell you that he must leave soon.
Size gelip ; yakında buraları terk etmek zorunda olduğunu söylememi istedi.
You wake me so I-I know to listen for Tuck so I know not to rush out of here for the hospital in the morning thinking you did the morning thing and just had an early surgery so I don't leave our child in the house asleep in his bed
Beni uyandırırsın. Böylece Tuck'la ilgilenmem gerektiğini bilirim. Bütün gece ameliyatta olduğun için sabahleyin hastaneye gitmek için aceleyle evden çıkmamam gerektiğini bilirim.
Excuse me, can we get five minutes before you leave?
Affedersiniz, gitmeden önce beş dakika girebilir miyiz?
Anything. When you leave this place, promise you'll take me with you back to your home.
- Buradan ayrıldığınızda beni de yanınızda götüreceğinize söz verin.