Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ L ] / Let them wait

Let them wait перевод на турецкий

140 параллельный перевод
Let them wait.
Beklesinler.
Let them wait, the fools.
Bırak beklesin aptallar.
Let them wait.
Onları beklet.
- Let them wait. I'll come.
- Beklesinler, tamam geliyorum.
Let them wait.
Söyle beklesinler.
Let them wait.
- Beklesinler.
- Let them wait.
- Beklesinler.
- Let them wait. - Is Maria all right?
- Maria iyi mi?
Do not let them wait long, friends.
Onları fazla bekletmeyin dostlar.
Let them wait ; that's their job.
Bırak beklesinler. Bu da onların işi.
When the Italians come, let them wait a bit. Maybe they will be more punctual next time.
İtalyanlar geldiğinde, biraz beklesinler.
Oh, let them wait.
Bırak beklesinler.
Don't let them wait.
Onları bekletmeyelim.
Let them wait, those who've sold out to the Russians.
Beklesinler, onlar Ruslara satılmışlar.
Let them wait.
Bırak beklesinler.
Let them wait outdoors for the result of the voting.
Oylama sonucunu dışarıda beklesinler.
Let them wait!
Beklesinler!
Well, let them wait.
Bırak beklesinler.
Let them wait, I'm working.
Beklerlerse beklesinler. Ben çalışıyorum.
- They're waiting. - Let them wait.
- Sen yine de ara içim rahat etsin.
Let them wait for some time.
Bırak biraz beklesinler.
- Let them wait.
- Bırak beklesinler.
Man, fuck them. Let them wait.
Adamım, boş ver, bırak beklesinler.
Let them wait till the last second
Bırak son ana kadar beklesinler.
Why don't you let them wait? Have a seat.
Beklemelerine izin ver.Otur.
Let's wait till it gets a little darker, and I'll go over there and dig them up.
Biraz daha hava kararınca oraya gidip kazar ve onları çıkarırım.
No I shan't wait to let them find that out.
Hayır bulmalarını beklemeyeceğim.
Women don't aim to let you wait. That's why I use my education against them.
Bana yanağı gamzeli bir kız göster
Let's wait for them in the car.
Hadi onları arabada bekleyelim.
Move up, dig in, and we'll wait for them. All right, let's go.
O zaman devam edin ve siper kazıp onları bekleyin.
No, let them patiently wait for their deaths.
Tam kafalarından vurayım! Hayır! Onlar vebalı suyun içinde korku içinde ve yavaş yavaş ölecekler!
Let them wait.
Bırakın beklesinler.
Let's put them back in, see what's next wait, I want a smoke.
Onları geri koyup daha başka neler olacağına bakalım.
I'd appreciate it if you'd wait till after M * A * S * H to let them go.
Serbest bırakmak için uzaklaşmamı beklersen sevinirim.
No, wait... let me give them to you.
Dur, bekle... sana yedirmeme izin ver.
Don't let them take her away from me. I'll never see her again. - Wait, think of you then.
Onu uzağa götürürlerse, Onu bir daha asla göremem.
Wait a minute. Let me guess. You never heard of any of them.
Dur bir dakika, tahmin edeyim, hiç birini daha önce duymadın.
You can either surrender now to me or wait for the Cardassian warship and I can let them deal with you this time.
Ya şimdi bana teslim olursun yada Cardasya savaş gemisini beklersin ve bu sefer onların seninle ilgilenmelerine izin veririm.
Let's wait for them and shop around, alright?
Onları beklerken dükkanlara bakarız, ne dersin?
Let's not wait around for them to change their minds.
Fikirlerini değiştirmelerini beklemeyelim.
Let's... get back outside and wait for them
Dışarı çıkalım ve onları bekleyelim.
I suppose that we should tell them the truth... but let's wait till after the party.
Onlara gerçeği söylesek iyi olur ama parti bitene kadar bekleyelim.
Why don't you wait and let them talk.
Bekleyip konuşmalarına izin verelim.
Just let them get over first! Wait!
Önce onları geçirelim.
Wait and let them kill him?
Bekleyip onu öldürmelerine izin mi verelim?
Then let's wait to sell them.
Öyle mi?
Janet, let's go back to the front and wait for them to leave.
Öne gidip ayrılmalarını bekleyelim.
If you could just wait, I'II let them know back there...
Beklerseniz, haber vereyim.
Wait, you're just gonna let them go?
Bekleyin, Gitmelerine izin mi var?
Let me just call home and tell them not to wait up.
İzin ver de evi arayıp beni beklememelerini söyleyeyim.
Let's go get them. Wait!
Gidip yapalım şu işi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]