Million for перевод на турецкий
3,971 параллельный перевод
They were willing to donate over a million for that.
Sadece bunun için bir milyon doları aşkın bağış yapacaklardı.
Two million for you.
Senin için 2 milyon.
We buy them as a set, so it's 120 million versus 50 million for the Falcon.
Onları bir set olarak alıyoruz ve 50 milyonluk bir Falcon'a karşı 120 milyon tutuyor.
100 million for attempted murder?
Cinayete teşebbüs için 100 milyon mu?
Another $ 3 million for returning me.
Beni geri götürdüğün için de bir üç milyon daha verirler.
We could get a lot of money... $ 3 million for Timoshev, $ 3 million for us.
Timoshev için üç milyon, bizim için üç milyon.
Half a million for ten minutes of work.
On dakikalık işi için yarım milyon.
Please. I will give you $ 1 million for your troubles.
Lütfen, zahmetin için 1 milyon dolar vereceğim sana.
$ 700 million for a colonial fortress in Pakistan.
- Pakistan'da askeri karargah için 700 milyon dolar?
$ 20 million for wine?
- 20 milyon dolarlık şarap mı?
The anonymous bidder who paid a million for the counterfeit case of Ratelle... he's got a name.
Bir kutu Ratelle için bir milyon ödeyen kimliği bilirsiz kişinin ismini tespit ettim.
Look, it may seem crazy, Detective, but honestly, a million for a case of'36 Ratelle? It's kind of a steal.
Bakın Dedektif, çılgınca gözükebilir ama işin aslı bir kutu'36 Ratelle için bir milyon dolar ödemek bu bir çeşit hırsızlık.
Vote for Bittoo Joshi... I've told him a million times. But he just doesn't get it.
Ona milyon kere söyledim.
'Finally, after heavy bidding, a diamond has been sold today at Sotheby's'for a record 10.8 million.'
Sonunda, ciddi tekliften sonra elmas 10.8 milyon dolara bugün Sothbey'de rekor fiyata satıldı.
It's state-of-the-art and responsible for a turnover last year of 37 million.
37 milyonluk bir ciroya yakışan modernlikte ve sorumluluk anlayışında.
Three million, for the two of us.
İkimiz için 3 milyon.
Won't give one million just for your beautiful eyes.
Sadece güzel gözlerin için bir milyon dolar vermem.
One million is quite much for a whore.
Bir milyon dolar bir fahişe için oldukça fazla.
They are giving you such a good offer... 500 million dollars for 50 % stake.
Onlar sana öyle iyi teklifler sunuyor ki... % 50 hisse için 500milyon dolar.
Once I marry her and get half her money, it's gonna leave you with a million fucking dollars for each of you!
Onunla evlendiğim zaman parasının yarısını alacağım yani hepimize bir milyon dolar kalacak.
Maybe what happened to George was a one-in-a-million chance for someone like him, but it turns out he's just one of millions of kids this disease kills.
Hayır. George'un başına gelen onun gibi biri için büyük talihsizlikti belki...,... ama sonuçta bu hastalıktan ölen milyonlarca çocuktan biri işte.
Our lawyer gave me your proposal to buy Cartwell Trucking for $ 50 million.
Avukatımız, Cartwell Trucking'i 50 milyon dolara almak için yaptığın teklifi bana verdi.
Write a check for 250, we'll break a million.
250.000'lik bir çek yaz da bir milyonu bulalım.
But just yesterday, your charity, the Gretchen and Elliott Schwartz Foundation, announced a $ 28 million grant for drug abuse treatment centers throughout the Southwest.
Ama daha dün, derneğiniz "Gretchen ve Elliott Schwartz Vakfı" tüm Güneybatı'daki uyuşturucu bağımlılığıyla mücadele merkezlerine 28 milyon dolarlık bağış yaptığını duyurdu.
But two rich benefactors who are known for their charitable endeavors, who would think nothing of, for instance, writing a $ 28 million check, to help victims of methamphetamine abuse?
Ama meth bağımlıları için yaptıkları hayırsever işlerle tanınan ve 28 milyon dolarlık bir çek yazabilecek kapasitedeki iki zengin yardımsever verirse?
We're aiming for the $ 200 million mark.
Amacımız 200 milyon dolarlık fon almak.
The association had about 3 million saved up in reserve for emergencies.
Şirketin acil durumlar için yaklaşık 3 milyon doları var.
And then there's this Jack, and he's been my regular on Tuesdays for like a million years.
Bir de Jack var, neredeyse bin asırdır Salı günleri için devamlı müşterim.
Prepare for all 120 million people in Japan... to be your enemies, and carry out your mission.
Japonya'daki 120 milyon insanın düşmanınız olmasına hazır olup, görevinizi yerine getirin.
The culprit was hired for 100 million by Ninagawa Governance.
Suçlu, Ninagawa Yönetimi tarafından 100 milyon ücretle tutuldu.
The Kiyomaru Site announced that... Ninagawa Governance hired him under contract for 100 million.
Kiyomaru Sitesi'nde bu adamın 100 milyonluk anlaşmayla Ninagawa yönetimince işe alındığı duyuruldu.
Two million dollars for pool maintenance?
Havuz bakımı için iki milyon dolar mı?
I talked to Meryl, they said they'd ensure the paper for two weeks but they want 200 million to do it. Two weeks is nothing, we need two months at least.
Ben konuştum ve 2 haftaya yaparım dedi ama 200 milyon istiyor 2 hafta hiçbişey en az 2 ay lazım bize
Mostly responsible for deregulating financial derivatives and then proceeds to make millions of dollars in hedge funds that invest in those very same derivatives that he deregulated. Henry Paulson, CEO of Goldman Sachs leaves Goldman Sachs to join the Bush government as secretary of treasury with a 50 million dollar...
Ve tabiki GoldanSax ın CEOsu 50 milyon dolar -
A passive psychological response to a new master has been an essential survival tool for a million years.
Yeni efendiye gösterilen pasif psikolojik tepki milyonlarca yıldır sağ kalmanın anahtarı olarak kullanılmıştır.
I've seen them in the 1000 race use shoelaces, underwear, chewing gum, everything to fix half million dollar trucks and keep them running for 1,000 miles.
Baja 1000 yarışında yarım milyon dolarlık kamyonları tamir etmek ve binlerce kilometre daha yarışmaları için tamircileri ayakkabı bağları, donları sakızları yani her şeyi kullandıklarını gördüm.
We close for business, New York makes a million in our place.
İşler bozuludu. New York bize milyonlar kazandırıyor.
Let me ask you, I-if I would've told you that there was, like, ten million dollars here at this apartment waiting for you, then would you have come on time?
Söyle sorayım. Eğer sana bu dairede beni bekleyen 10 milyon dolar var deseydim, o zaman vaktinde gelir miydin?
I know. But for her it's thirty million rupees.
Biliyorum, ama ona 30 milyon rupi.
The last time the city was sued for wrongful arrest, they settled out of court for $ 3 million.
En son haksız yere birisi tutuklandığında,... 3 milyon dolar tazminat kazanmıştı.
I think he was paying for Nancy's medical with part of my missing 25 million.
Sanırım Nancy'nin tıbbi giderlerini.. .. benim kayıp 25 milyonun bir kısmıyla ödüyormuş.
Kaley Spence is suing you for $ 15 million.
Kaley Spence size 15 milyonluk dava açtı.
WILL : We received a settlement offer today for $ 12 million.
Bugün 12 milyon dolarlık bir anlaşmaya vardık.
25 million would pay for a lot of options.
25 milyon gibi bir para insana çok seçenek sunar.
Ike's looking for a cool million to give Castro.
Ike Castro'ya vermek için tam tamına 1 milyon dolar arıyor.
That's 16 million eyeballs out there looking for clues that can help us catch this son of a bitch.
Bu da ipucu arayan 16 milyon göz olacak demektir. Bu onun bunun evladını yakalamamıza yardımcı olabilir.
This is some kind of trust, set up by Beau for $ 5 million.
Yok, yok. Bu bir çeşit banka hesabı. Beau tarafından beş milyon dolar yatırılmış.
Not for a million dollars are they getting the bar from us.
Milyon dolarlar verseler barı bizden alamazlar.
We got the job done, we snagged an extra million dollars for the bureau, and I helped him get in with Bello.
İşi bitirdik. Büro için fazladan milyon dolarlar ele geçirdik. Bello konusunda onu yardım ettim.
pay a million bucks for a case of wine?
Bir kutu şarap için de "az çok" bir milyon dolar mı ödediniz?
Well, they reneged on an endorsement contract for $ 5 million with my client, and the contract enforcement arbitration is in two hours, and I won't be out in time.
Müvekkilimle yaptıkları 5 milyon dolarlık onaylı sözleşmede hile yaptılar,... ve onaylı sözleşmenin tahkimi iki saat içinde yapılacak,... ama ben zamanında dışarı çıkamayacağım.