Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ N ] / Next morning

Next morning перевод на турецкий

1,869 параллельный перевод
The next morning, they came up there, and he was like, " It's a hurricane out there, and it's flooded.'"
Ertesi sabah oraya geldiler kasırga oldu sel bastı dediler.
Then another from Pittsburgh, Pennsylvania, at 8 : 07 a.m. the next morning, November 5th, the day he was killed.
Yine Pittsburgh, Pensilvanya'dan bir diğer arama ertesi sabah, 5 Kasım günü saat 08 : 07'de yapılıyor.
Then another call from Stuart, Iowa, at 9 : 48 a.m. the next morning, Tuesday, November 6th.
Sonra ertesi sabah, 6 Kasım Salı günü, saat 9 : 48'de Stuart, Iowa'dan başka bir arama.
The next morning, they had to sit in the courtroom and look at her.
Ertesi sabah duruşma salonunda oturup o kadına bakmak zorundaydılar.
But we packed our bags, went to bed,'cause we knew we were leaving the next morning.
Bavullarımızı hazırlayıp yatmaya gittik. Çünkü ertesi sabah ayrılacağımızı biliyorduk.
The next morning, we saw him off at 6 : 30.
Ertesi sabah, saat 6 : 30'da onu işe yolcu ettik.
The next morning.
Ertesi sabah.
And I woke up the next morning, it was late, actually, he'd left for work already and taken Lenny to school, and I just decided to take the day off.
Ertesi gün uyandım. Aslında geç olmuştu. O çoktan Lenny'yi okula bırakıp işe gitmişti.
The next morning, we're getting up at 6 : 30.
Ertesi sabah 6.30 da kalktık.
Then I woke up the next morning... Same old life.
Sonrasındaysa, ertesi sabah uyandım aynı bildik hayat.
That something kept you up which made you skip work the next morning.
Sizi uyutmayıp ertesi sabah işe gitmekten alıkoyan şeyi.
Whatever the case, the next morning our anger was gone...
Olanlara rağmen, sinirimiz yarın yatışmıştı...
But I do remember that the next morning the headache was gone.
Ama baş ağrısının gittiği sonraki sabahı hatırlıyorum.
Then he was transported for two days by truck, spent the evening in the Museum ware house, and boom, was on display first thing the next morning.
Kamyonla iki gün taşındıktan sonra müzenin deposunda bir gece geçirir ve bum, ertesi sabah ilk iş olarak sergilenir.
And he set out early the next morning.
Sabah erkenden de yola çıkmış.
And one night turned into two when he showed up at her room the next morning.
Çocuk ertesi sabah odasına gelince, tek gece iki gece oldu.
The next morning, they began to bring out civilians.
Ertesi sabah sivilleri çıkartmaya başladılar.
The next morning, a judge issued a search warrant for Thurman's apartment and photo studio.
Ertesi sabah yargıç, evinin ve stüdyosunun aranması için mahkeme emri çıkardı.
The next morning during the raid, you planted the roll of film.
Ertesi sabah baskın sırasında resim makarasını yerleştirdiniz.
And that's it until the next morning when spencer found the body.
Ertesi sabah Spencer cesedi buluncaya kadar hepsi bu.
She tried to call You on the phone The next morning, But nobody answered.
Ertesi sabah seni aramış ama kimse açmamış.
He was just so happy the next morning, you know?
Biliyor musun, o, ertesi sabahları çok keyifli olurdu.
So, Dr. Grout arranges to play chess with one of his patients, something changes his mind, he tells no one of his concerns, he leaves in a cloud of worry, and is found dead the next morning.
Dr. Grout hastalarının biriyle satranç oyunu ayarlıyor ama bir şey fikrini değiştirtiyor, düşüncesini kimseye söylemeden endişe bulutları içinde buradan ayrılıyor. Ertesi sabah ölü bulundu.
- Maybe one night and the next morning.
- Belki bir gece ve ertesi sabah. - Aman Tanrım!
I didn't hear about Mr. G being killed until the next morning.
Bay G.'nin öldürüldüğünü ancak ertesi sabah öğrendim.
The next morning, Geng returns with his son to collect his catch
Ertesi sabah Geng, oğluyla birlikte ağı toplamak için geri geliyor.
Next morning, I felt like I'd been kicked in the head by a horse, which actually might have happened.
Ertesi sabah, sanki kafamı bir at tepmiş gibi hissettim. Aslında olası birşeydi.
Only... he's gonna be a no-show on the witness stand the next morning.
Yalnız... Yarın onu tanık sandalyesinde göremeyeceğiz.
Next morning, I went to the bank and withdrew all my savings, went into hiding.
Bir sonraki sabah, bankaya gittim ve bütün birikimimi çektim.
She left before I awoke the next morning.
Diğer sabah, ben uyanmadan önce gitmişti.
The next morning, we got the girls to leave by telling them we had to rehearse and that we'd call them later.
Ertesi sabah, kızları "Provamız var sizi ararız" dedikten sonra gönderdik
My mama used to take that many every friday night, wash it down with a gin, and wake up the next morning fresh as a daisy to do her paper route.
Annem, senelerce bu uyku haplarını.. .. Cuma akşamları cin tonikle beraber.. .. kullanarak ertesi gün kuşlar gibi hafif bir şekilde..
Mr. Wallace still had a lot of juice,'cause by the next morning, I had Randy's present back.
Bay Wallace hâlâ kızgındı, çünkü ertesi sabah Randy'nin hediyesini geri almıştım.
pass out, wake up the next morning, boot, rally, more So-Co, head to class.
Kendimden geçerdim. Ertesi sabah kalkıp. Kendime gelip, fırlamalık yapıp, tekrar okula koştururum.
The next morning, I put some of Setsuko's ashes into... the candy tin, and then climbed down the hill.
Ertesi sabah, Setsuko'nun kullerinin birazini teneke kutuya koydum ve tepeden indim.
She called the police the next morning.
Ertesi sabah polisi aramış.
Housekeeping notes next to it the next morning.
Oda görevlisinin ertesi sabah ki notları.
I flew to Miami the next morning.
Ertesi sabah Miami'ye uçtum.
TO THE NEXT MORNING.
Sonraki sabaha.
And so, after finally tasting again the burger he'd craved for so many years, Marshall got up the next morning, put on some pants, and went to work, and he never looked back.
Ve böylece, uzun yıllardır arzu ettiği hamburgeri tekrar yedikten sonra, Marshall ertesi sabah kalkıp pantolonunu giyip işe gitti.
Found his khakis and his I.D.on the fantail the next morning.
Ertesi sabah üniforması ve kimliği kıç tarafında bulundu.
The next morning, he went to the NTSB hearing.
Ertesi sabah Ulusal Taşımacılık için ifade verdi.
Around 10 ten at next morning, As the two new mothers were leaving the hospital. They nearly ran into each other.
Ertesi sabah, saat on sularında iki yeni anne, hastaneden ayrılmak üzereyken az kalsın çarpışıyorlardı.
The next morning, Edie Britt decided to announce her return to Wisteria Lane
Ertesi sabah Edie Britt, Wisteria Lane'e dönüşünü duyurmaya karar verdi.
The next morning, news of the tragedy began to spread, along with rumors that the blaze had been set intentionally.
Ertesi sabah, trajedinin haberleri yayılmaya başladı... Söylentilere göre, yangın kasten çıkartılmıştı...
You know, in high school, in chem club, I once painted iodide of beryllium on the inside of my best friend's desk drawer, let it dry overnight, so when he opened up the drawer the next morning, he got this- - pa!
Üniversitede, kimya kulübünde, bir defasında en iyi arkadaşımın çekmecesini berilyum iyodürle boyamış, gece boyunca da kurutmuştum, ertesi sabah çekmeceyi açtığında, bir anda... bom!
The next morning they let me go.
Ertesi sabah beni bıraktılar.
And finally this morning, CEO Bruce Wayne announced the launch date of his company's next satellite : the Waynecom Seven.
Ve nihayet, bu sabah CEO Bruce Wayne şirketinin bir sonraki uydusu olan Waynecom 7'nin fırlatma tarihini açıkladı.
We don't want people opening their morning paper and seeing a Mohawk ad next to a picture of a floating engine.
- insanlar sabah gazeteyi açip suda yüzen bir uçagin yaninda Mohawk reklami görmemeli.
Have the next of kin come round to the morgue in the morning, George.
En yakın akrabası sabah morga gelsin, George.
And I can't sit around doing nothing when I know that Edie is waking up every morning next to him.
Ve Edie'nin her sabah onun yanında uyandığını bilip, hiçbir şey yapmadan öylece duramam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]