Not this one перевод на турецкий
5,055 параллельный перевод
Not this one!
Bu değil!
Not this one.
Bu da açılmıyor.
Not this one.
Bu da aynı şekilde.
Not this one.. Not this one then who?
Ama bununla değil, bununla değil.
Lets go. Not this one.
Hadi, bu değil.
Not this one, no.
Bu değil, hayır.
Not this one obviously, but...
- Bu değil tabii ki ama... - Hayır.
If you can be not snarky for one whole day, I'll get rid of all this stuff I bought at the yard sale today.
Eğer bir gün boyunca ukala olmazsan bugün bahçe satışından aldığım her şeyi atacağım.
Not like this one.
Onun gibi değildik.
And no one, not even your families, can know the name of the target of this investigation.
Hiç kimse, aileniz bile bu soruşturmanın hedefindeki ismi öğrenmemeli.
Not the first time I've heard that one. Well, isn't this a gruesome, little scene?
Ne kadar da dehşet verici bir görüntü.
And I'm not gonna let one moment of this amazing, life-altering experience be ruined by two friends who aren't even my friends...
Ve bu inanılmaz, yaşam değiştirici tecrübenin bir saniyesinin bile sahte arkadaşların mahvetmesine izin vermeyeceğim.
You're not seriously suggesting that one of my guys did this?
Bunu benim adamlarımdan birinin yaptığını düşünmüyorsunuz değil mi?
You can't even keep this from me for five minutes! Not one second...
5 dakika rahat dursanız olmuyor değil mi?
Then this one is not your slave and your earth is yet another planet dominated by men.
- O zaman o senin kölen değil. Sizin dünyanızda da, diğer birçok gezegen gibi erkekler egemen.
You and I both know Parsa's not gonna go through all this trouble just to kill one man.
İkimiz de biliyoruz ki Parsa sadece bir adam öldürmek için... -... bu kadar belaya bulaşmaz.
Hey, look, I don't want this thing out in the open any more than you do, but I'm not sending my boss in on another one of your business trips.
Bak, bu şeyin ortalıkta olmasını ben de sizin kadar istemiyorum. Ama patronumu yine sizin iş gezilerinizden birine göndermeyeceğim.
Yeah, as far as plans go, this is not a good one.
Evet ama plana bakılırsa bu iyi bir fırsat değil. Felicity.
This isn't happening because you're not willing to be a killer ; it's happening because you were one.
Bunlar bir katil olmayı istemediğin için olmuyor eskiden bir katil olduğun için oluyor.
Now this one is not responding to my spell.
Şimdi de sihrime yanıt vermiyor.
Not too many days like this one.
Böyle pek fazla gün geçiremiyoruz.
Look, LAPD's running the official investigation, but I'm sure they're gonna understand we're not sitting this one out.
Bak, LAPD resmi bir soruşturma açtı, ancak onlar da kıçımızın üzerinde oturmayacağımızı anlayacaklardır.
Not like this one.
Benimki gibi değildir.
You're not the only one who needs some space to get over this.
Yaşananları unutmak için bir yere ihtiyacı olan tek sen değilsin.
Is this our life now... you going from one job to another, always finding some reason why it's not good enough?
Hayatımız artık böyle mi? Neden yeteri kadar iyi olmadığıyla ilgili sebepler üreterek bir işi bırakıp diğerine gideceksin. Mesele yeteri kadar iyi olmaması değil, Libby.
"This is one night, Scarlett, " you're not turning me out of your bed. "
Ama bu gece, Scarlett, benden kaçamayacaksın.
Now, I'm not a violent man. But not only have you tried to harm this young woman and an innocent child, you have shut down a 911 call center in one of the more dangerous cities in the country.
Ben şiddet yanlısı bir adam değilim ama bu genç kadına ve küçük masum bir çocuğa zarar vermekle kalmadın ülkenin en tehlikeli şehirlerden birinin bir 911 çağrı merkezini devre dışı bıraktın.
No one goes near this, not Customs, not Homeland Security, nobody.
Kimse bu kutunun yanına yaklaşmayacak, ne gümrük ne Ulusal Güvenlik, hiç kimse.
A person commits an offense if that person intentionally, knowingly, or recklessly carries on or about him or herself a handgun or illegal knife, especially if said handgun is not registered, and that handgun is used for protection on the premises of a fine establishment such as this one right here.
Bir kişi bilerek, isteyerek ve pervasızca suça karışmışsa ve taşıdığı silah bıçak ve özellikle ruhsatsız silah bulunduran kişi silahı kullanırken kullanma amacı kendini korumak veya başkasının hayatını kurtarmaksa şimdiki gibi.
Why not? Between the one-legged evaporating computer nerd and the walk-in this morning, you're on fire today.
Ortadan buhar olan tek bacaklı bilgisayarlı inek ile bu sabah randevusuz geleni hesaba katınca, bugün ateş gibisin.
"Missing this one." "It's not that."
"Şu eksik." "Bu yanlış."
I imagine you're not the only one feeling out of sorts about all this. No.
Bu konuda rahatsızlık duyan tek kişinin sen olmadığını düşünüyorum.
This is something no one knows, not even Miles, all right?
Bu kimsenin bilmediği bir şey, Miles'ın bile, tamam mı?
Guy's not gonna like this. The only person you need to please is the one staring back at you in the mirror.
Memnun etmen gereken tek kişi aynadan sana bakan kişi.
Oh. They say one life is not enough to fully enjoy the pleasures of this world.
Bu dünyanın tadını çıkarmak için bir hayat yetmez derler.
This is not one of those times.
Bu o zamanlardan biri değil.
You're not gonna get this one.
- Bu sefer yapamayacaksın.
In spite of the fact that I accepted payment from Mr. Newberg's parents, this investigation is very clearly not one of those times.
Buna rağmen Bay Newberg'in ailesinden gelen ödemeyi kabul ettim ve bu soruşturmanın açıklığı o zamanlardan birisi değildi.
Not a.30 caliber like this one.
Bunun gibi 30 kalibre değil yani.
We go to print in one week on this issue, and I'm still not happy with the cover options.
Baskıya girmemize bir hafta var ve ben hala kapak tasarımı hakkında mutlu değilim.
I'm the one that deserves this, not them.
Ödemesi gereken kişi bendim, onlar değil.
This whole thing is your own goddamn... But I'm not the one that makes him want to leave his own family and escape.
Ailesini bırakıp, kaçmasına sebep olan ben değilim.
You're not the first one to have this problem.
- Bu sorunla karşı karşıya kalan tek kişi sen değilsin.
If one does not submit to the rule of the Khan... this is what happens.
Eğer Han'a itaat etmezsen olacağı budur.
One day and one night I wait at the airport, but this man, he does not come back.
Bir gün ve bir gece havaalanında bekliyorum ama bu adam geri gelmiyor.
This is not about one person.
Şikayet bir kişiyle ilgili değil.
Try not to blow this one.
Bu sefer çuvallamamaya çalışın.
I think this is one of the most important discoveries of the century, and I will not be intimidated by some activist thug.
Bunun yüzyılın en önemli keşiflerinden biri olduğunu düşünüyorum ve aktivist bir eşkıya tarafından sindirilmeye niyetim yok.
If you do not give up this ship to my command, in days there shall be no one left... in Italy named Sindona.
Eğer gemiyi bana teslim etmezsen, İtalya'da Sindora'lardan kimse kalmayacak.
Just tonight, for just one night, can we not do this?
Sadece bu gece, sadece bir gecelik bunu yapmasak?
Quite frankly, this was a selfless act committed by javier acosta, not a felonious one.
Bir özverili hareket javier Acosta tarafından işlenen, bir kasıtlı bir.
not this week 36
not this time 741
not this guy 31
not this again 115
not this year 63
not this way 60
not this morning 26
not this 220
this one 1756
this one's on me 62
not this time 741
not this guy 31
not this again 115
not this year 63
not this way 60
not this morning 26
not this 220
this one 1756
this one's on me 62