Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ O ] / Of course they are

Of course they are перевод на турецкий

485 параллельный перевод
Of course they are, Guv'nor.
Tabii ki öyledir, patron.
Of course they are.
Tabii ki öyledir.
- Of course they are.
- Öyleler zaten.
- Of course they are.
- Elbette öyle.
Of course they are!
Tabi ki öyle!
Of course they are.
Elbette bizim.
Of course they are not using the guillotine in the picture.
Elbette giyotini filmde kullanmayacaklar.
Of course they are sort of attractive little things, aren't they?
Elbette, onlar küçük ve ilgi çekici şeyler, değil mi?
Of course they are, Governor.
Tabii öyledir patron.
Of course they are watching us, my dear.
Şüphesiz bizi gözetliyorlar sevgilim.
- Of course they are waiting.
- Elbette beklkiyorlar.
- Of course they are.
- Evet, elbette.
Of course they are.
Elbette öyleler.
- Of course they are.
- Elbette öyleler.
- I don't think they are. - Of course they are.
- Bence öyle değiller.
Yes, of course they are.
Evet, tabii ki.
- Of course they are.
Bu normal tabii.
- Of course they are.
- Elbette ödedik.
And of course they are not evidence.
Ve tabii ki kanıt yok.
Well, of course they are.
Elbette bürünecek.
- Of course they are. I should know : my wife made them fresh today
- Tabi ki çok iyi, karım yaptı bugün.
But of course they are!
Ama onlar oradalar!
These of course are at that stage where they're being found in all sorts of other places like India, Madagascar, Australia, South America.
Elbette bunlar Hindistan, Madagaskar, Avustralya Ve güney Amerika gibi birçok yerde bulunmaya başladıkları bir dönemden.
Those documents are birth certificates... all the way back to their great-grandparents... proving, of course, that they are pure Aryan.
Bu belgeler onların büyükdedelerinden bu yana saf Irk'a ait olduklarını kanıtlar nitelikteki doğum sertifikalarıdır.
That's what those dark lines symbolize for him. His horror of them means, of course, that they are immediately connected with the cause of his amnesia.
O koyu çizgilerin anlamı bu onlardan korkması, onların hafıza kaybıyla doğrudan bağlantılı olduğu anlamına geliyor.
Of course, as you may know, these little trinkets are not only used to cuff hands, they work very well on legs.
Kuşkusuz, bilebileceğiniz gibi, bu küçük takılar sadece elleri kelepçelemek için kullanılmazlar, ayaklar üzerinde de pekala iş görürler.
Yes, of course they were... and still are.
Tabi ya, öyle yapıyordular... ve hâlâ da öyleler.
And here, regarding the subways, they will have a remarkable incentive, and, of course, the troops are all employed and all the frontal assault which have nothing...
Ve burada, metrolarla ilgili olarak, olağanüstü bir teşvik yapacaklar ve, tabii ki, askerlerin hepsi kullanılacak ve hiçbir bağlantısı olmayan her cepheden taarruz...
Of course not. They're saying, "How many Communists are there?"
Tabi ki hayır. "Savunma Bakanlığında Kaç Komünist Var?" diyorlar.
Well, since you are the only one of importance to me they are, of course, to be sold as slaves which is what we customarily do with our prisoners.
Benim için önemli olan sadece sen olduğuna göre onlar, tabii ki, köle olarak satılacaklardır. Mahkumlarımıza her zaman yaptığımız gibi.
Not that I believe in them, of course. But they are fascinating.
Onlara inandığımdan değil tabi ama bence harikalar.
- What kind of course are they on?
- Nasıl bir amacın peşindeler acaba?
- Of course, they are your children!
Onlar eşit ve senin oğulların. Onları tanımıyorum.
And they are, of course, accurate, captain.
- Ve doğru.
- Of course, they are sacred crocodiles!
- Tebi, onlar kutsal timsahlardır! Ne de olsa bu mimarların hepsi deli!
- They are, of course, members of Ml6.
- Onlar İngiliz Gizli Servisinden.
Oh, yes, of course. Where are they?
Evet, tabii ki.
although, of course, when they are balpa will be in the vanguard... or the trident.
Elbette konulduğunda, öncüsü BUPB olacak. Ya da üçlü mızrağı.
The rich who go mad are not here, they're hidden in private clinics... of course it's understandable... just imagine if poor people realized that even the rich go crazy!
Gerçek deliler burada değil. Onlar özel kliniklerde tutuluyorlar. Ve elbette bu anlaşılabilir bir şey.
- Of course, I know who they are.
- Elbette kim olduklarını biliyorum.
Oh, and then of course, there's the two actors. A couple of pansies, they are.
Onlar bir çift menekşe.
And of course, most of the occupants are elderly folks So they wouldn't put up much of a fight.
Oturanların çoğu yaşlıca olduğundan pek direnemezler.
They are, of course, the most desirable, prominent... and well-preserved virgins available.
Onlar tabii ki de çekici, göze çarpan ve genç kalmış bakireler.
Of course, I can understand... how Mrs. Stafford and even Mr. Stafford... how they could get upset over some of the things... that are going on around here.
Aklınızda ne var? Takılmışsınız? Açık, değil mi?
Of course, the people are all wrong for Bergman, aren't they?
-... tabii ki burada insanlar Bergman'a uygun değil, ne dersin? - Evet, haklısın.
The cattle cars or whatever they're sending are due to arrive at 12OO hours provided of course the Russians have not blown up the track
Öküz arabaları ya da ne halt gönderiyorlarsa Ruslar demiryolunu havaya uçurmadıkları sürece saat 12'de buraya varmış olacak.
Of course, there are some other objections, but in the meantime our association had some extra money so they printed one of my works.
Elbette, başka itirazlar da var... ama bu arada, derneğimizin paraya ihtiyacı var... bunun için benim çalışmalarımdan birini bastılar.
Of course, in places like this, they are literally in their element.
Tabii burası gibi yerlerde, kelimenin tam anlamıyla kendi elementlerindeler.
New paragraph. They are of course right in the long run.
Yeni paragraf.Uzun dönemde kuşkusuz haklılar.
Well, of course they are, Blackadder, directed according to the grand plan.
Taunton Ördeği korkunç durumda olmalı.
Of course, they are her accomplices.
Peki ya, onun suç ortaklarıysa!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]