Of course we are перевод на турецкий
570 параллельный перевод
- Are we really alone? - Of course we are.
Yalnız mıyız?
Of course we are, but it's to be held incognito.
Elbette öyle ama bu bir sır kalmalı.
Of course we are. What an absurd idea.
Tabii ki yapacağız, ne saçma bir fikir.
Well, of course we are.
Elbette öyle.
- Of course we are...
- Tabii ki öyleyiz...
Of course we are.
Tabii ki.
Of course we are fellow lodgers... but that's obvious.
Aynı pansiyonda kalıyoruz. Zaten bu belli değil mi?
Well, of course we are, but I'm not gonna be judged for it, not by her.
Elbette öyleyiz ama bu yüzden kimse beni yargılayamaz. Hele o hiç.
- Of course we are, G.W.
- Elbette GW.
Yes, yes, of course we are, yes, absolutely, you're absolutely right!
Evet, tabii ki. Elbette.
- Of course we are.
- Elbette gidiyoruz.
Of course we are.
Gideceğiz...
Okay, well, of course, we're gonna need a final consent if there are any family members.
Yine de aile üyelerinin rızasını almamız gerekiyor.
Assuming, of course, that we are normal.
Tabii normal olduğumuzu düşünürsek.
- Where are we sitting? - Box A, of course.
- Nereye oturuyoruz?
Of course, we are married now
Tabii ki, artık evliyiz.
It may be silly of me, of course, but... How exactly are we going to get across the Swiss frontier?
Şapşallığımı mazur gör fakat İsviçre sınırını nasıl geçeceğiz?
We are taking chances on each other, of course.
Elbette ki birbirimize şans veriyoruz.
The tire tracks are gone, of course, but we have casts and photographs.
Lastik izleri yok olmuş tabii, ama elimizde alçı kalıpları ve fotoğraflar var.
Of course, if you're anxious to find out... ... just how good you are at taking it, we'll accommodate you.
Ama tabii, eğer ne kadar kaldırabileceğini öğrenmek istersen, bunu sana sağlarız.
There are exceptions, of course, but we'll flatter them to death
Arada istisnalar çıkıyor tabii, onları da ölümle payelendireceğiz.
Of course, we are making some structural alterations.
Elbette, birkaç yapısal değişiklik yapıyoruz.
Of course, we all grasp at happiness, but there are such things as rules.
Tabi ki, hepimiz mutluluğa uzanmak isteriz, ama kurallar gibi şeyler var.
If your jewels are stolen, you will be paid, of course... but we couldn't replace the sentiment and affection... you have for those particular pieces.
- Çalınırsalar, ödeyeceğiz. Ama onlara karşı olan duygusal bağınızı karşılayamayız.
We are, however, going to bring into the court during the course of this trial a series of substantial, reputable citizens.
Bu dava boyunca mahkemeye bazı önemli itibarlı vatandaşlar çağıracağız.
Of course, other topics are mentioned which we could have discussed.
Kuşkusuz, tartışabileceğimiz başka hususlardan da söz edilmiştir.
Of course, we are very happy!
Baba, bugün şerefime balo veriyorlar.
The pilots are now in position, and we're all set for the racehorse start of what should be another thrilling race around the pylon-marked course.
Pilotlar şu anda yerlerini aldı ve hepimiz bu yarış uçaklarının pilonlu rota etrafında başka bir heyecan dolu yarışa başlamalarına hazırız.
And, of course, phrases like "trigger-happy" are a bit hackneyed... but we'll get rid of those clichés, won't we?
"Tetik çekmekten hoşlanan" gibi deyimler biraz sıradan... ama bu klişelerden vazgeçeceğiz değil mi?
And of course, we could easily make the space violence and horror films that are enjoyed by many peoples of the world.
Tabii ki tüm dünyada beğeniyle izlenen uzay şiddet ve korku filmlerini benzer bir şekilde kolay yapabiliriz.
[Mc Iver] of course, we certainly are.
Elbete.
We are invited to a wedding, to lunch of course!
Bir düğüne, öğle yemeğine davetliyiz!
Yes, of course, we are brothers, we are brothers!
Evet elbette kardeşiz, kardeşiz!
Well, since you are the only one of importance to me they are, of course, to be sold as slaves which is what we customarily do with our prisoners.
Benim için önemli olan sadece sen olduğuna göre onlar, tabii ki, köle olarak satılacaklardır. Mahkumlarımıza her zaman yaptığımız gibi.
Well, of course she would, she'd be as eager as we are to find the man that murdered her husband.
Tabii ki anlatacak. En az bizim kadar o da kocasının katilini bulmak istiyor.
As we are... somewhat off our original course... and unless we are certain of being picked up...
Bu herkes için geçerli. Çünkü yolumuz çok uzak...
Of course, we haven't got a letter from the government, but I heard the Katabayashi and Sakurai firms are interested.
Hükümetten izin almadık ama Katabayashi ve Sakurai firmalarının ilgilendiğini biliyorum.
No, we... we are, of course, Norwe-gans.
Hayır, biz... biz elbette, Norveçliler.
Of course we are.
- Tabii ki öyleyiz.
Of course, we are a tiny bit oddly proportioned.
Yalnız vücudunuz biraz orantısız.
If we are to divert the asteroid which is on a collision course with this planet, we must warp out of orbit within 30 minutes.
Gezegene gelmekte olan göktaşının yönünü saptıracaksak, 30 dakika içinde ayrılmak zorundayız.
- Of course, that's where we are
- Tabi ya, orası bizim olduğumuz yer.
Are you mad? Of course, we won't change our plans.
Delirdin mi, planlarımızda hiçbir değişiklik yok.
Of course we are.
Evet öyle.
And we may hope that the course of these earthly events which, as the Lord knows, are totally alien to us, will encourage us to keep on strengthening the sacred bonds with the mother church and the Holy Pope.
Ve söyleyebilmek isteriz ki, bu dünyevi olayların gidişatı, ki tanrı da biliyor bize tamamen yabancı ana kilise ve Kutsal Papalık'la bağları daha da kuvvetlendirmeye çalışmamız için bize güç verecek.
We are of course all most anxious to hear your proposal for a treaty.
Tabii, geri çekilme için getirdiğiniz önerileri de çok merak ediyoruz.
We'll be bringing you Election Day highlights on the noon news, and of course starting at 5 : 00 p.m., we'll stay with the voting results until the final tabulations are made.
Öğle haberlerinde size Seçim Günü özetlerini vereceğiz, ve elbette saat 17 : 00'den başlayarak seçim sonuçları tamamlanıncaya değin oylama sonuçlarını sunacağız.
Of course, I'm a woman and we are all the same.
Tabii, ben de bir kadınım ve herşeyimiz birbirine benziyor.
- Of course.Where are we going?
- Tabi ki. - Nereye gideceğiz?
It is most gratifying that your enthusiasm for our planet continues unabated... and so we would like to assure you that the guided missiles currently converging with your ship are part of a special service we extend to all of our most enthusiastic clients, and the fully-armed nuclear warheads are, of course, merely a courtesy detail.
Gezegenimize inmekteki hevesinizin devam etmesi memnuniyet verici... ve sizi temin ederim ki, geminize güdümlenmiş olan füzeler tüm hevesli müşterilerimiz için kullandığımız özel bir servisin parçasıdır ve nükleer başlıklar elbette ince bir detaydır.
Of course you know certain skeptics note that perhaps 10,000... of the nation's most elite highway patrolmen... are out there waiting for us after we start, but let's think positively.
Bazı inanmayanlarınıza göre dünyanın en seçkin trafik polislerinden 10.000 adedinin bizleri bekliyor olduğunu elbette biliyorsunuzdur...
of course 48716
of course not 6388
of course you can 486
of course you do 750
of course i do 1281
of course i can 204
of course you don't 199
of course i will 266
of course i am 561
of course it is 783
of course not 6388
of course you can 486
of course you do 750
of course i do 1281
of course i can 204
of course you don't 199
of course i will 266
of course i am 561
of course it is 783