Oh man перевод на турецкий
15,085 параллельный перевод
Oh man, this thing's heavy.
Vay be, bayağı ağırmış.
[sighs] Oh man, I miss this, Liza...
Özlemişim bunu Liza.
Take care of yourself. Oh, yeah, Ed. I quit, man.
Ed, istifa ediyorum.
Oh, come on, man, listen, you ain't gotta take me in.
Yok ya, merkeze kadar gitmeye gerek yok.
- Oh, man. - What did she tell them?
- Ne söylüyor peki?
- Oh, man. Let's get started by saying our names and something interesting about ourselves.
Hadi adımızı ve kendimiz hakkında ilginç bir şey söyleyerek başlayalım.
Man, oh, man. That was one hell of an assignment, huh?
Bayağı zor bir ödevdi, değil mi?
Oh, it is so hard being a white American man.
Beyaz Amerikalı bir erkek olmak gerçekten çok zor.
Oh, hey, what up, Fran, man?
Naber Fran?
Oh, man.
Hadi ama.
Oh, man.
Vay be.
Oh, man.
Tüh be.
Oh, you crazy old man.
Seni çılgın ihtiyar.
- Oh, hey, man.
- Selam dostum.
Oh, please, no worries, man.
Lütfen, merak etme, dostum.
Bummer, man. Oh, can I have a chicken burrito?
Torbacı, bir tavuklu börek verir misin?
Hey, hey, hey, oh, whoa, what are you doing there, man?
Ne yapıyorsun dostum?
It's not cool, man. Oh, really, was it not?
- Josh, hiç hoş değil dostum!
Oh, man.
Of.
Oh, man, that sucks dicks.
Hassiktir ya.
Oh, man, i've never been this happy in my entire life. I got to tell you, you guys,
Hayatım boyunca hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
Oh... that one's the man.
İşte o adam.
Oh, man. That night... they went on and on and on and on about her dress.
O akşam, bütün akşam elbisesi hakkında durmadı çeneleri bir türlü.
- -Oh, man!
Vay be!
- Oh, man.
- Olamaz.
Oh, thanks, man.
Sağ ol.
- Oh, man.
- Vay be.
Oh, man.
Olamaz.
Oh, man.
Erkeğim.
- Oh, nah, I'm good, man.
Hayır, ben almayayım, dostum.
- Oh, man.
- Dostum.
Oh, man, fuck!
Dostum, lanet olsun!
A free man, say with the skills I got, oh, he could live like a king.
Benim gibi becerisi olan özgür bir adam kralşar gibi yaşayabilir.
Oh, man.
Cidden harikalar.
Oh, man, you laugh when you're uncomfortable.
Dostum, gerginken kahkaha atarsın.
Oh, man. And we have a new one-napkin policy.
Ve artik tek peçete politikamiz var.
I love you, man. Oh.
Sen adamsin!
Man, oh, man.
- Adamım!
Set your watch to it. Oh, man.
Saatini ona göre ayarlardı.
- Oh, man, come on.
- Oh, adamım, haydi ama.
Oh, you poor man.
Vah zavallı.
If he don't see the vision that you have, oh, man, I want you to look him straight in the eye and you tell him, "You can kiss my twat."
Eğer ki o, sahip olduğun vizyonu görmezse onun gözlerine bakmanı ve'amcığımı öp'demeni istiyorum.
Oh, the conceit of the man.
Amma da kibirli yahu.
Oh, hey, man. I played some Little League.
Bu arada, ben küçük liglerde biraz oynamıştım.
Oh, you know, it's customary for a woman to make a man an oversized sandwich to help him regain his strength.
Bir kadının, erkeğe gücünü toplaması için sandviç yapması âdettendir.
Oh, Lord, that man might be crazy.
Yüce Tanrım, o adam çıldırmış olmalı.
Oh, man. I miss you, Rich.
Vay be, seni özlemişim Rich.
Oh, out of sight, man.
Harika adamım.
Oh, too late, man.
Ah, çok geç, adamım.
Oh, man.
Oh, adamım.
Oh, what up, man?
Oh, ne haber adamım?