Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ O ] / One of ours

One of ours перевод на турецкий

744 параллельный перевод
That's not one of ours! - It's a different car!
Bizim arabalardan biri değil!
It's one of ours!
Bizimkilerden biri!
One of ours.
Bizimkilerden biri.
It's one of ours, I think.
Bizimkilerden biri sanırım.
- One of ours. - Wait a minute!
- Sponsor olduğumuz programlardan biri.
It's one of ours alright.
Bizimkilerden.
One of your boys or one of ours, it doesn't make any difference.
Ha sizinkilerden, ha bizimkilerden, fark etmez.
He's a Don R. He's one of ours.
Bu bizim eğitmen. Bizden biri.
- Ahoy. Is this ship one of ours?
- Bu bizim gemilerden biri mi?
- He's one of ours!
- Sonuçta bizden biri!
Vernon, go down the line and tell those trigger-happy Joes if they see a derrière in the canal, it's one of ours.
O çocuklar kaybederse bizde kaybederiz Vernon, hattın aşağısına git ve onlara tetikte olmalarını söyle - happy Joes
- And it's certainly not one of ours.
- Bizimkilerden biri de değil.
It's one of ours.
Bizimkilerden biri.
One of ours wasn't on the phone.
Bizimki sırf telefonda değil.
As if he were one of ours, but he belongs to Vienna. So it should remain.
Bizden birisi gibi, ama o Viyana'ya ait.
- One of ours. - A catastrophe.
Evet ve sonra, denizaltılar tarafından vurulmuş.
He's one of ours.
Bizden biri.
- It's one of ours. - They're using weapons captured from us.
- Bizim silahlarımızı ele geçirip kullanıyorlar.
Well, at least we can both say it isn't one of ours.
Neyse. En azından ikimizi de ilgilendiren bir durum yok.
- It's one of ours back from mission.
- Bizimkilerden biri. Görevden dönüyor. - Hayır, efendim.
The local concessionaire is one of ours.
Bölgenin en saygını bizden biri.
Oh, no. He's one of ours.
Hayır, o bizden.
It's one of ours.
O bizden biri.
I think the wine waiter's one of ours.
Şarap garsonu da bizden biri.
By the size of it and the speed, it's not one of ours, sir.
Efendim boyutuna ve hızına bakarsak bu bize ait değil.
That's one of ours! That's ours!
Bizimkilerden biri!
And when one of ours goes down five of theirs will fall too.
Ve bizden birisi ölürse onlardan beşi ölecek.
– One of ours, sir.
- Bizimkilerden.
That idiot's one of ours!
O salak bizden biri!
Can't be one of ours.
Bizdekilerden biri olamaz.
Hey, it's one of ours. [Chuckles] Yeah.
Hey, bizimkilerden biri.
Germany has ten miles of railway to every one of ours.
Almanya'nın, bizdekinin 10 misli demiryolu var.
They have 100 factories to every one of ours.
Bizdekinin 100 misli fabrikaları var.
One of ours.
Bizimkilerden biri!
Looks Like one of ours.
Bizden birine benziyor.
Their tribe killed one of ours!
Onlar bizden birini öldürdü!
He's certainly not one of ours.
Kesinlikle bizden biri değil.
They kill one of ours, we kill the killers.
Onlar bizden birini öldürür, biz de onu öldüreni.
You can choose one of ours
Bizimkilerden bir tanesini seçebilirsin.
Ours is one of the first tanks here.
Bizimki buraya gelen ilk tanklardan.
But I suppose one always does on a deal of such delicacy as ours.
İnanıyorum ki insan bizimki gibi enfes bir anlaşma her zaman yapmalı.
I'm aiming to trade that new dog of ours for one.
Acemi köpeklerden birini satmayı düşünüyorum.
- Ours was one of the first, Erasmus Hall.
- Bizimki ilklerdendi - Erasmus Hall.
- One of ours?
- Bizden biri mi?
- At the cost of one of ours.
- Bizimkilerden birine karşılık.
We have to give her one. We use the tracks of other lines and they use ours.
Biz öteki hatların raylarını kullanıyoruz onlar bizimkini.
It's kind of funny, all them fellows living in one trailer, ain't it? Ain't no business of ours.
Belki de onları ziyaret etmeliyiz, ne dersin?
One of your boys stepped outta line in ours.
Sizin çocuklardan biri bizimkinde sınırı aştı.
One of the top obstetricians is a dear friend of ours, Abe Sapirstein.
En iyi doğum uzmanlarından biri bizim arkadaşımız, Abe Sapirstein. Tüm sosyete bebeklerini doğurtur.
But it is one of ours?
Bizimkilerden biri mi?
that the War of the Pacific one was ours, but the war in the Europe it was for the Europeans e we had to concentrate ours efforts against the Japanese.
Savaş Avrupa'ya sıçramayacaktı. Tam anlamıyla Japonlara karşı girişilecek savaşa yoğunlaşılacaktı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]