One or the other перевод на турецкий
1,418 параллельный перевод
- One or the other, I hope.
- Biri ya da diğeri.
it's more one or the other.
Deneyimlerime göre sadece biri olabiliyor.
Should I bring both a rain hat and an umbrella, or will one or the other do?
- Hem şapka hem şemsiye mi getireceğim? Yoksa biri yeter mi?
It's either one or the other.
- Ya da Ted Bundy.
One or the other.
Biri ya da diğeri.
It's one or the other.
Ya o, ya o.
I was worried women only get one or the other, but you have it all.
Kadınların sadece birini elde edebileceğini düşünüyordum ama sen hepsine sahipsin.
If no one answers him, he may never stop. Or it'll get a bunch of other guys howling, one or the other.
Ya da başkaları da ulumaya başlar.
Rules say one or the other.
Kurallar ikisinden biri diyor.
One or the other.
Ya birimiz ya ötekimiz.
If anything, it was one or the other.
Aksine ikisinden biri vardı.
It's either one or the other.
İkisinden biri.
But what you don't understand is, if we do start to fight it's not going to end until one or the other of us is dead.
Fakat anlamadığın şey, eğer kavga etmeye başlarsak bitmeyecektir birimizden biri ölene kadar.
You'll have to disappoint one or the other.
İkisinden birini üzmek zorunda kalacaksın.
One way or the other.
Öyle ya da böyle.
I mean if she is seeing somebody, and I'd rather know one way or the other, but you know what?
Yani.. ... eğer birisiyle görüşüyorsa bir şekilde söylemesi daha iyi değil mi?
I can't determine that one way or the other.
Bunu tam olarak bilemem.
Well, we're gonna back you one way or the other.
Öyle ya da böyle biz seni destekleriz.
We say some crazy things to get each other to do one more lap in the pool or one more crunch.
Havuzda bir tur daha attırmak için birbirimize delice şeyler söyleriz.
So you know, one way or the other.
Bilmek zorundasın öyle ya da böyle.
You know, Charlie, something I learned running fo r office... is that it's good practice to make a list of friends and enemies, and to make sure all the people that count are on one side or the other.
Biliyor musun Charlie, seçim yarışında öğrendim ki... düşmanlarının ve dostlarının listesini çıkarmak ve... mühim kişilerin şu veya bu tarafta olmasını sağlamak önemli.
We'll just settle in till this blows over, one way or the other.
Bu iş bitine kadar burada kalacağız öyle ya da böyle.
It's usually one or the other.
Ya biri vardır, ya diğeri.
"The hostage is unharmed, but it's a matter of time before police end it - one way or the other."
Annen seni sevdiğini bilmeni istiyor ve...
I haven't made up my mind one way or the other.
Daha henüz tam kararımı vermedim.
So, either these guys are neighborhood yos... who lucked into $ 30,000 on a street stickup, or... Or they're pros who set up in an alley on one side of the tracks... then slip over to the other side... where they park their ride.
Yani bu adamlar ya bu mahallenin elemanları böylesi bir olaydan 30.000 $ arakladılar ya da araçlarını park ettikleri yerden çıkıp mahalle aralarında tuzak kurup işi bitirenler.
One theory says that radicals who oppose foreign corporations that advance cyberbrain and cyborg technology... A conspiracy that has arisen from the races between corporations... Blackmail solely for money, or many other theories.
Bir teoriye göre bunlar siberbeyin ve sayborg teknolojisi üreten şirketlere karşı olan radikaller. sırf para için şantaj olduğu ya da bu tarz başka teoriler.
So if I decide for one side or the other, it'll just seem unfair to them.
O nedenle taraflardan birini ya da ötekini seçmedim. Bu onlara adaletsiz görünürdü.
One way or the other, the South will give them a warm reception.
Öyle yan da böyle. Güney onları sıcak bir şekilde karşılayacak.
Well, one way or the other, he gone now.
Well, one way or the other, he gone now.
Guns are involved, and I don't know anybody in the world who doesn't feel strongly about guns one way or the other.
Ama işin içinde silahlar var ve herkes... Yapma, Iütfen. - Sorun ne?
I think the issue is in order to win, should you kill 100,000 people in one night? By firebombing or any other way?
Bence mesele kazanmak için bir gecede 100.000 insanın ölmesi gerekli midir?
If his insulin dosage is microscopically adjusted one way or the other, he will go into insulin shock and die.
Eğer insülin dozu mikroskobik ölçekte şöyle ya da böyle değiştirilirse insülin şokuna girer ve ölür.
Dead's dead, one way or the other.
- Ölü ölüdür, öyle ya da böyle.
Go get the other kid... or I kill this one.
Git öbür çocuğu getir... yoksa bunu öldürürüm.
Maybe it's a white van or maybe it's one of the other vehicles.
Belki o beyaz bir kamyonet veya diğer araçlardan biri.
You must decide, one thing or the other.
Birinden birini seçmen lazım.
Well, it's coming off one way or the other, so...
- Öyle ya da böyle çıkacak o.
I mean, we've all disagreed with each other at one point or another over the years, obviously,
L Yani, birbirleri ile tüm fikirde ettik bir nokta ya da yıllar içinde başka de, belli ki,
Streaky! I don't think about you, one way or the other.
Senin hakkında iyi ya da kötü bir fikrim yok.
But, the truth is... I never, for one minute thought... that you would ever hurt her or any other woman.
Ama doğrusu şu ki bir dakika olsun kızımı veya başka bir kadını inciteceğini düşünmedim.
ALL RIGHT, THEN WE CAN ASK DUSTY OR ONE OF THE OTHER MOMS TO PICK GUS UP AFTER SCHOOL AND... AND KEEP HIM UNTIL ONE OF US GETS OFF WORK.
Pekala o zaman Dusty'den ya da diğer annelerden birinden okuldan sonra Gus'ı alması ve ikimizden biri işten dönene kadar göz kulak olmasını isteyebiliriz.
I just wanna know one way or the other, you know?
Öyle yada böyle bilmek istiyorum, anlıyor musun?
Maybe our predator needs a voyeuristic component to fulfill his fantasy... forces them to interact sexually or maybe molests one while forcing the other one to watch.
Belki fantezisini gerçekleştirmek için dikizlemesi gerekiyor. Onları cinsel ilişkiye zorluyor veya birini taciz ederken diğerine izlettiriyor.
So if Clare hurt herself or one of the other patients hurt her- -
Eğer Clare kendine ya da hastalar başka birisi ona zarar verirse...
She usually makes me or one of the other residents do it.
Genellikle ya bana, ya da diğer stajyerlere yaptırırdı.
I don't care one way or the other, I swear.
Ne olursa olsun umurumda değil.
I think it's the most important element in a relationship, but love doesn't care about it one way or the other.
Bunun, ilişkilerdeki en önemli unsur olduğunu düşünüyorum ama aşk hiçbir şeyi umursamaz.
I want it, one way or the other.
Onu istiyorum, öyle veya böyle.
Kill the boy or one sister kills the other.
oğlanı öldürün aksi takdirde biriniz diğerini öldürecek Sakin ol, tamam, tamam!
Look, I don't know what you did or who you're working for but I promise you this, you're gonna play ball one way or the other.
Ne yaptığınızı ya da kimin için çalıştığınızı bilmiyorum ama size şu kadarını söyleyeyim, bize yardım edeceksiniz.
one or two 85
the other half 29
the other night 242
the others 231
the other me 18
the other woman 16
the other guy 58
the other way around 24
the other one 318
the other day 439
the other half 29
the other night 242
the others 231
the other me 18
the other woman 16
the other guy 58
the other way around 24
the other one 318
the other day 439
the other side 74
the other way 103
the other thing 93
the other thing is 17
the other two 35
the other 237
one of us 165
one of these days 218
one of them is 20
one of my favorites 32
the other way 103
the other thing 93
the other thing is 17
the other two 35
the other 237
one of us 165
one of these days 218
one of them is 20
one of my favorites 32
one of each 28
one of a kind 52
one of you 61
one of them 249
one of yours 39
one of the best 51
one of these 53
one of mine 19
one of those 110
one of the 57
one of a kind 52
one of you 61
one of them 249
one of yours 39
one of the best 51
one of these 53
one of mine 19
one of those 110
one of the 57
one of many 31
one out 21
one of my best friends 16
one of ours 44
one of those things 19
one other thing 136
one of 44
one of who 26
one o'clock 54
one on one 40
one out 21
one of my best friends 16
one of ours 44
one of those things 19
one other thing 136
one of 44
one of who 26
one o'clock 54
one on one 40