Principle перевод на турецкий
2,229 параллельный перевод
Have you ever heard of Heisenberg's Uncertainty Principle?
Heisenberg'in Belirsizlik İlkesi'ni duydun mu hiç?
But the same principle can be applied to the Earth.
Ancak aynı kural Dünya'ya uygulanabilir.
That's a pretty important principle I'd like you start learning, Nick :
Bu, aklına kazımanı tavsiye ettiğim önemli bir kural :
What principle was at work when you tortured and killed those people?
Peki sen hangi kural çerçevesinde işkence edip öldürüyorsun?
- but when it comes to refugees, it's suddenly all about the principle.
Fakat sıra göçmenlere geldiğinde, esaslara takılıyoruz.
A matter of principle, I always shake the other manager's hand.
Asla. Prensibimdir, rakip teknik direktörün elini mutlaka sıkarım.
Has a decision already been made, in principle, to advocate invasion?
Prensipte, işgali destekleme kararı şimdiden verildi mi?
Get the cash, forget about the principle.
Kredini al ve endişeyi bırak.
Principle Madam is here.
Burada kurallar var madam.
Principle Madam has called me for the meeting.
Müdür benimle görüşmek istiyor.
IN 1668, NEWTON DESIGNED AND BUILT A TELESCOPE BASED ON THIS PRINCIPLE.
1668'de Newton, bu prensibe dayanan bir teleskop tasarladı ve inşa etti.
This is about principle.
Bu prensip meselesi.
Run crying to principle Frankel just'cause you pointed out some sex in a novel?
Sen bir romanda sekse dikkat çektiğin için gidip Müdür Frankel'a mı ağlayacak?
He says he's taking a stand on principle... the principle that school is stupid.
Prensiplerine bağlı kalacağını söylüyor prensibi de okulun aptalca olduğu.
It's the principle of our business.
Bu iş prensibimiz.
I reciprocate in principle.
Tarafınıza ziyadesiyle dönecektir.
You shroud your depravity in principle.
Ahlaksızlığını prensiplerle örtüyorsun!
Before you take a stand on principle, Remember what you have at stake.
- Bana karşı gelmeden önce tehlikede olan şeylerini düşün.
First principle of aikido.
Aikidonun ilk öğretisi.
- And the principle?
- Peki ya prensipler?
The principle?
Prensip mi?
You gotta compromise that precious flower principle.
O kıymetli çiçek prensibinden taviz vermen gerekiyordu.
As the leader of a nation in crisis, my decisions have been dictated by a single principle :
Kriz içindeki bir ülkenin lideri olarak kararlarım tek bir kaide üzerine verilmiştir.
The guy should do it on principle alone.
Prensip olarak, herif yalnız yapacak.
Okay, but just like the principle of it- - we need to.
Tamam, ama esas olarak... Buna ihtiyacımız var.
And she's a teenager. She's gonna hate you guys out of principle.
Zaten, ergen olduğu için prensip olarak sizden nefret edecek.
In principle you're right.
Prensip olarak siz haklısınız.
The first experimental necro-portal, Sputnik 01, based on the principle of bilocation, was developed in Division Six's lab.
Bu konuda ilk deney makinesi Sputnik 01 idi. Aynı anda iki yerde birden olma ilkesine dayanıyordu. 6. bölüğün laboratuarında geliştirildi.
It is a basic principle in many ancient cultures.
Pek çok antik uygarlığın temel prensibidir bu.
Manager Qiu, you stepped over the line, breaching our principle of righteousness.
Müdür Qiu, dürüstlük ilkelerimizi.. ... çiğneyerek haddini aştın.
Okay, the catechism is arranged into four principle parts.
Tamam, ilmihaller dört ana bölümden oluşur.
The principle is to remain very strong and firm.
Ana felsefe at gibi olacağız.
All fucked up I tell you. I have one principle.
Her şeyi geçelim, benim bir felsefem var.
And now this principle will be the driving force... of my presidency.
Ve bu prensip, başkanlığımın itici gücü olacaktır.
The principle's the same, except instead of a needle I use the microscope to take a high-resolution digital image of the grooves on the surface.
Kesinlikle. Yani prensip aynı. Ancak burada iğne yerine elektron mikroskobu yardımıyla kaydın üstündeki oluklardaki dijital izi yüksek çözünürlüğe çıkartıyorum...
Carson dug up the fact that the pest insects were developing a resistance to the insecticide, something she described as "a triumphant vindication " of Darwin's principle of the survival of the fittest ".
Carson, zararlı böceklerin insektisit'e bir direnç geliştirmekte olduğu gerçeğini ortaya çıkartarak, Darwin'in ; "en güçlü olanın hayatta kalması" prensibinin muzaffer bir doğrulaması olarak nitelendirdi.
see the people rule, Is in accordance with the principle of equality of majority rule
... insanların kurallarına bakın,... çoğunluğun kabul ettiği esasların prensipte uyumu.
The principle is exactly the same, only hopefully your baby will have a shorter neck.
Temelde hepsi bir, tek fark, ne mutlu ki bebeğinin boynu daha kısa olacak.
You think a mere janitor can defeat the vice-principle?
Sen sadece bir kapıcısın, beni yenebileceğinimi düşünüyorsun?
It's a matter of principle.
Bu bir prensip meselesi.
It's nothing like the distance to Australia, but an excellent test of the principle.
Avustralya gibi bir mesafe değil, ama prensibin mükemmel bir testi.
Same principle, Junior.
- Aynı prensip ufaklık.
Does not your state department hold the same principle?
Dışişleri Bakanlığınız aynı prensiple hareket etmiyor mu?
I still maintain that the principle is perfectly sound.
Ben hala prensipte kulağa çok güzel geldiğini düşünüyorum.
The Pauli exclusion principle means that no two objects can occupy the same space at the same time.
Pauli Dışlama Prensibi'nin temeli iki objenin aynı anda, aynı uzayda yer alamayacağına dayanır.
This principle made me a multimillionaire.
Bu ilke beni milyoner yaptı.
There's an old time aristocratic idea that says that no one else is good enough for our family except only our family. And the Greek gods definitely seem to ascribe to this kind of principle.
Eski bir aristokratik görüşe göre "Aile dışında kalan hiç kimse aile için yeterli değildir" ve Yunan Tanrıları da kesinlikle bu düşünceye bağlı gözüküyorlardı.
Proof of principle.
Bir prensibi kanıtlıyorum.
It's called "Locard's exchange principle."
Buna Locard'ın "Değiş tokuş prensibi" denir.
Actually, there's an entire forensic discipline based on this principle.
Aslında, adli disiplinler bu prensip üzerine kuruludur.
Of a principle. And the psychiatrist said to us, " you don't want on this jury
Dolayısıyla, jüri seçiminde orta yaştan kimseleri seçmemiz gerektiğini, çünkü bu insanların muhtemelen yaşamlarının geçmiş kısmında aileleri veya kariyerleri uğruna ilkeli davranmamak zorunda kalmış olduklarını söyledi.
prince 457
princess 1275
principal 97
princeton 71
prince charming 55
princesses 24
prince john 16
prince edward 18
principal skinner 35
principal victoria 26
princess 1275
principal 97
princeton 71
prince charming 55
princesses 24
prince john 16
prince edward 18
principal skinner 35
principal victoria 26