Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ R ] / Right over there

Right over there перевод на турецкий

3,411 параллельный перевод
Right over there I slipped on a Beanie Baby and tore my flannel shirt,'cause it was the'90s, you see.
Tam şurada, oyuncak bebeğin üzerine basıp düşerek üzerimdeki tişörtü yırtmıştım çünkü 90'lardaydık, hatırlarsan.
No, Schmidt, there is an apron right over there- - go cover yourself.
Hayır, Schmidt, orada bir önlük var. Kapat şeyini.
There's bread right over there. We're gonna eat that.
Bak orada ekmek var onları yiyelim.
Come right over there.
Şuraya gel.
WikiLeaks is right over there.
Wikileaks tam orada.
They were parked across the street, right over there.
Sokağın karşısında, şuraya park etmişlerdi.
And she's sitting in that cab right over there, see?
Ve şuan şuradaki takside oturuyor, gördün mü?
What direction did it come from? Right over there.
- Hangi yönden geldi?
I just helped one and the other one's right over there.
Birine yardım ettim, diğeriyse hemen şurada.
Listen, Manny, do me a favor and get me a cappuccino from right over there, okay?
Manny, bana şuradan kapuçino alır mısın?
They're right over there.
Şuradalar.
T- - uh, table six right over there.
Masa 6 tam şurada.
I'm happy to zip you right over there while the men here look around.
Adamlarımız burada araştırma yaparken seni ben bırakırım.
Yup, all of the soiled linen are thrown right over there.
Evet, kirlileri oraya atıyorum.
You all right over there?
İyi misin?
Listen everybody, those guys right over there are... who are you people!
Herkes dinlesin, şuradaki herifler... Siz kimsiniz!
Okay Mister Thompson, voting line is right over there.
Pekala, Bay Thompson, oy kuyruğu şurada.
It's right over there on the coatrack next to the door.
Hemen kapnını yanındaki askılıkta duruyor.
Right over there.
Tam şu tarafta.
Uh-huh, yeah, right over there.
Evet, orası.
It was right over there by the copy machine.
O da nereden çıktı? Hiçbir yerden.
So I am going to be sitting in that chair right over there.
Ben tam orada sandalyede oturuyor olacağım.
- Hm? Stuart, okay. So the really cute guy that just moved into our building is sitting right over there.
Stuart, binamıza çok tatlı bir adam taşındı ve şu an şurada oturuyor.
He's right over there.
Tamam mı? İşte orada sağda.
Sat right over there. Mm-hmm.
Şuraya otururduk.
All right, Dad, just go in that chair right over there.
Peki. Baba sen git şuradaki sandalyeye otur.
It's right over there.
Şu tarafta.
You got the Hudson right over there.
Tam orada Hudson var.
Right over there.
Burada.
Look at that, you put the crib right over here, and you can rock her to sleep right over there.
Karıma bir sorarım. Hayır, beni reddedemezsin Paul. Kimse beni reddedemez.
Signal's coming from right over there where that garbage can is.
Sinyal şuradaki çöp tenekesinden geliyor.
Okay, come on, kiddo, right over there.
Tamam hadi evlat orada.
Right over there.
Şu tarafta.
it's right over there.
Şurada.
- There's a cop right over there.
Bak şurada polis var.
I'm on my way over there right now with DCI Lewis and DS Barolli.
- Teşekkür ederim. - Ben de Baş Dedektif Lewis ve Komiser Yardımcısı Barolli'yle oraya geliyorum.
Oh, he's right over there.
- Şu oda.
You know what... I'm coming over there, like, right away.
Şu anda hemen senin yanına geliyorum.
Yeah, hold it right over there.
Hemoclip. Evet, şöyle tut.
All right, let me get over there.
Tamamdır, Bekle geliyorum.
Sarah, I promise you, I put it right over there, okay? And I would never sneak into your place without permission.
Ve evine girmedim
Why don't you just grab a squat right over there?
Şuraya oturabilirsiniz isterseniz.
- Trying to touch my titties and shit right in front of Peter T over there.
- Memelerime dokunmaya çalıştı hem de Peter T'nin gözü önünde.
- Hana, can you help me for a sec? ... over there on your right.
Hana-chan?
You stood right there and you took a pill and made a fool of yourself with your boss and then came over here and slept it off.
Hap aldın, patronunun karşısında - kendini aptal yerine düşürdün ve buraya gelip uyudun.
- All right, see you over there.
- Pekala, orada görüşürüz.
- Yeah, you could have some awesome storm clouds rolling over the horizon right there. Yeah, like "here comes trouble."
Evet, işte bela karşınızda der gibi.
Right, so that whatever he did over there, the same thing would happen over here.
Böylece orada yaptığı her şey burada da yaşanıyor.
All right, we know that there was bruising in the inner lips, gums, which says that the killer held his hand over Joe's mouth.
Pekala, iç dudaklarda ve diş etlerinde yaralar olduğunu biliyoruz ki bu da katilin elini Joe'nun ağzına kapattığını gösteriyor.
So you either hand him over to us, or we come in there, and we take him, all right?
Ya onu teslim edersin ya da biz içeri girip alırız.
Is it all right if I wait over there until we're all here?
Onlar gelene kadar şurda beklememin bir sakıncası var mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]