Set them free перевод на турецкий
189 параллельный перевод
You've set them free.
Onları özgür kıldın.
- Will you set them free?
- Onları özgür bırakacak mısınız?
But I set them free before I went to Vienna!
Ama Viyana'ya gitmeden onları azat etmiştim!
She set them free.
Onları bırakmış.
They set them free from the Cave of Skulls and went with them!
Onları Kurukafa Mağarasından çıkarıp, onlarla gittiler.
She set them free.
... Onları özgür bıraktı.
She set them free.
Özgür bıraktı.
Za is letting them go away, just as the old woman set them free!
Za gitmelerine izin veriyor. Yaşlı kadının bıraktığı gibi!
The others have set them free.
Diğerleri onları serbest bırakmış.
Then why not set them free?
- o halde neden onları serbest bırakmıyor?
We're going to set them free.
Onları serbest bırakacağız.
'Release the dreams inside us' 'And set them free'
İçimizdeki hayalleri serbest bırak
You had to set them free.
- Burayı açmamalıydınız.
But once we set them free, they'll love us.
Ama onları serbest bıraktığımızda, bizi sevecekler.
Those ghosts can only be recaptured by the ones who set them free, namely you.
Hayaletleri sadece siz kutuya hapsedebilirsiniz. Çünkü onları siz çıkarttınız.
Fly up there and touch the fingers of your children, and I'll set them free.
Oraya uç ve çocuklara dokun. Onları serbest bırakırım.
Set them free, now
Bırakın! Asla!
Set them free and leave with us
Çocukları bırakın ve bize katılın!
Do you want me to set them free? It's simple
Onları serbest bırakmamı mı istiyorsun?
Set them free.
Salın şunları.
Let's set them free.
Hadi onları özgür bırakalım.
I will set them free.
Onu özgür bırakacağım.
There are laws that enslave men. And laws that set them free.
Bazı yasalar insanı köle yapar, bazıları özgür bırakır.
One day you put them away, the next you set them free.
Bir gün onları içeri atıp, dah sonraki gün özgür bırakmak.
Set them free in return for his help.
Yardımına karşılık özgürlüklerini verecektim.
- The children need me, and I'm gonna set them free!
Çocukların bana ihtiyacı var. Onları özgür bırakacağım!
We'll have to set them free at the same time.
- Aynı anda onları serbest bırakmak zorunda kalacağız.
Quick, let's set them free!
Çabuk, onları çıkaralım!
He'll take his wife and children... and set them free.
Karısını ve çocuğunu alarak onları özgürlüklerine kavuşturacak.
Ii I love them, I mustn't hold them in cages I set them free.
Onları dönmekte engelemek için.
- Set them free.
- Özgür bırak onları. - Olur.
"if you love somebody, set them free"?
"Birini seviyorsan, onu özgür bırak."
Why don't you set them free?
Onları neden serbest bırak mıyorsun?
Of course, you can't set them free nor restore their size without my help.
Elbette, yardımım olmaksızın onları ne serbest bırakabilir ne de eski ölçülerine getirebilirsin.
Turn yourself in, and I'll restore their size and set them free.
Kendini teslim et ve ben de onları normal ölçülerine getirip serbest bırakayım.
You set them free to find me.
Beni bulmak için onları serbest bıraktınız.
Set them free.
Herkesi özgür bırak.
Give me half the Ritz and I'll set them free.
- Ne istiyorsun, karımı mı? - Hangisini? - Kimi koruyacaklar?
I do not understand how slaves can be set free if their masters wish to keep them.
Anlayamıyorum sahipleri onları tutmak istiyorsa, köleler nasıl serbest kalabilir?
That's how we're planning to set them free.
Bu onları nasıl kaçıracağımızın plânı.
3PO, tell them they must be set free.
3PO, söyle de onları serbest bıraksınlar.
To set their minds free so quickly it gives them great energy.
Zihinlerini çabucak serbestleştirmek.. .. onlara müthiş enerji veriyor :
I made them myself... to set him free.
Kendim yaptım onu serbest bırakmak için.
Back in those days when they set a prisoner free They gave them a prisoners passport.
O zamanlar bir mahkum serbest bırakıldığında mahkum belgesi verirlermiş.
One of them will set me free.
- Onlardan biri beni serbest bırakacak.
If he had known, he would have set them all free.
Eger bunu bilebilseydi, hepsini serbest birakirdi
Give them the right to asylum Set free
[Gringoire] Onlara sığınma haklarını verin.
We can't set up free education due to a lack of funds. We can't recruit competent teachers, let alone pay them.
Cumhuriyet Fransa'yı güçsüzün dostu,... işçinin koruyucusu haline getirecek.
One of them won't do it But the second will set you free
Bir tanesi yetmez ama ikincisi sizi özgür bırakır.
One of them won't do it But the second will set you free
# Krizlerden ilki sağlamayacak ama ikincisi seni özgür bırakacak #
I set them free.
- Oynamak mı?
freeze 1975
free 1319
freedom 506
freeman 47
freezing 64
freedman 61
freeway 47
freezer 21
freely 17
freelance 36
free 1319
freedom 506
freeman 47
freezing 64
freedman 61
freeway 47
freezer 21
freely 17
freelance 36
freestyle 16
freelancers 16
free beer 19
freeze it 76
free food 26
free as a bird 28
free booze 17
free man 17
freeze frame 16
free card 49
freelancers 16
free beer 19
freeze it 76
free food 26
free as a bird 28
free booze 17
free man 17
freeze frame 16
free card 49
free will 29
free at last 59
free of charge 82
free me 36
free zone 79
free environment 20
freedom of speech 20
freek 37
free and clear 29
free drinks 25
free at last 59
free of charge 82
free me 36
free zone 79
free environment 20
freedom of speech 20
freek 37
free and clear 29
free drinks 25