So i thought перевод на турецкий
10,214 параллельный перевод
Look, I called in an expert to use the Codex - but it turns out it's sort of encoded also... so I thought you might help move things along faster.
Bu kitabı kullanması için bir uzman getirdim ama bu kitapta bir çeşit şifreli çıktı. Belki senin yardımın olursa işler hızlı gider.
The pills usually work so I thought it might be my subconscious telling me something.
Haplar genelde işe yarıyor o yüzden ben de bilinçaltımın bana bir şeyler söylemeye çalıştığını düşündüm.
I saw you at the window, so I thought...
Sizi pencerede gördüm, düşündüm de...
I had the money and so I thought, "I can do that."
Bende para vardı. Bunu yapabileceğimi düşündüm.
... the last thing she posted was that she was coming here and since then she hasn't posted anything so I thought I'd come by on my way back to make sure everything's okay but then like, you're here and she's not and I'm kinda like, WTF is going on.
Ve paylaştığı son şey buraya geliyor olduğuydu ve o zamandan bu yana hiçbir şey paylaşmadı ben de geri dönüp her şey yolunda mı diye bir bakayım dedim ama sen buradasın ve o da değil, ne oluyor lan falan diyorum yani.
- It is. So I thought maybe this was the perfect time to start our ritual.
Belki de ritüelimize başlamanın en uygun zamanıdır dedim.
And i was driving home, feeling guilty So i thought i would stop by and make peace.
Eve gidiyordum, suçlu hissettim. Bu yüzden uğrayıp barışmayı düşündüm.
So I thought I'd get together with you to talk before the crowds descended on you, you know what I mean?
İnsanlar sana hücum etmeden önce seninle bir araya gelip konuşmak istedim. Neden bahsettiğimi anlıyorsun.
I heard you were hungry, So I thought I might bring you a little surprise.
Aç olduğunu duydum ve sana küçük bir sürpriz yapmaya karar verdim.
So I thought that you would want an update.
Gelişmeleri bilmek isteyeceğini düşündüm. Davayı çözdük.
Turns out he wasn't very good at holding his tongue so I thought I'd give you a shot at it.
Ve dilini tutmayı hiç beceremiyor, bir de sen tutmayı dene dedim.
Her advice ruined my life, or so I thought.
Onun tavsiyesi hayatımı mahvetmişti, ya da ben öyle sanıyordum.
Well, when he was considering making that generous donation, I wasn't sure that you adequately explained all the great work that we do here, so I thought that a tour would be helpful.
Bu cömert bağışı yapmaya göz önünde bulundurduğu zaman burada yaptığımız tüm harika işleri yeteri kadar açıkladığından emin değildim.
So since you like golf, I thought we could play a round.
Yani sen golf'ü sevdiğin için bir raund oynayabiliriz dedim.
But you were so good to me after Daniel's passing that I thought I'd return the kindness when I heard about Lyman.
Ama Daniel'ın ölümünden sonra bana karşı çok iyiydin, Ben de Lyman'ı duyunca aynı kibarlığı gösterebilirim diye düşündüm.
So I thought I'd give it a go.
Yani bir şans vermeyi düşündüm.
So, I thought about that for maybe dresses, sashes.
Belki elbise ve kuşak için olabileceğini düşündüm.
I thought so, too.
Ben de öyle düşünüyordum.
This is a lot harder than I thought. Losing something that was such a big part of who I was for so long.
- Uzun zamandan beri... kişiliğimin bir parçası olan şeyi kaybetmek düşündüğümden daha zor bir durummuş.
We thought it might be working but after today I'm not so sure.
İşe yarıyor olabileceğini düşünüyorduk, ama bugünden sonra... Pek emin değilim.
I thought we were done with her and I kind of told them they might want to lie low for a week or so.
Onlarla işimiz bitti sandım. Birkaç haftalığına falan ortalıkta gözükmeseniz iyi olur demiştim.
I thought so. Here.
Ben de öyle düşünmüştüm.
- I thought so.
- Ben de öyle düşündüm.
I thought so.
- Ben de öyle düşünmüştüm.
So... - I thought maybe there was a predator.
- Ben de belki bir avcı vardır dedim.
I just figured, with everything around us being so black lately, I thought we needed a little pink.
Farkettim ki, son zamanlarda çevremizdeki her şey son derece siyah, biraz pembeye ihtiyacımız olduğunu düşündüm.
I thought so.
Bildiğini sanıyordum.
I Thought It Was not so far away.
Bu kadar uzak olduğunu bilmiyordum.
So? I thought you were gonna clip me.
Bana vuracağını sandım.
And so, you know, I convinced myself I just wanted a quickie wedding, and then I thought we'd have a real wedding once Tehya came home, but now it just...
Hızlı bir düğün istediğime kendimi ikna ettim. Tehya gelince gerçek düğünü yaparız diye düşündük.
And so I just thought I would... check in on the chickens.
Düşündün de... Tavukları sorayım, dedim.
So now I changed my thought.
– Bu yüzden fikrimi değiştirdim.
I thought you would never come back so do you know how worried me and Secretary Ahn was!
Asla geri dönmeyeceksin diye Sekreter Ahn ve ben çok endişelendik!
I thought you disappeared because of me so do you know how scared I was!
Benim yüzümden ortadan kayboldun diye çok korktum!
Is it because you thought that I was so weak that I can't handle my past memories?
Gerçekle baş edemeyecek kadar zayıf olduğumu mu düşünüyorsun?
It was so real, I thought I'd made it happen.
Çok gerçekçiydi. Gerçek olmasını sağladım sanmıştım.
Er... I had thought so too, but Sarah did hear it speak in a strange language, and Elizabeth Gadge did reply.
Ben de çok düşündüm ama Sarah farenin garip dille konuştuğunu ve Elizabeth Gadge'ın da karşılık verdiğini duydu.
So do I need to remind you two that the last time Caroline thought that we were trying to flip her switch she went on a killing spree?
Caroline'ın insanlığını en son geri getirmeye çalıştığımızı anladığında seri cinayetler işlemeye başladığını hatırlatmama gerek var mı?
Well I thought so, but I went to take a shower, and there was no hot water.
Öyle düşünmüştüm ama duş almaya gittiğim zaman hiç sıcak su yoktu.
So when I showed you that picture, you lied, because you thought that was the best way to protect him, but it's not.
Sana resmi gösterdiğimde yalan söyledin, çünkü oğlunu korumanın en iyi yolu bu gibi geldi, ama değil.
- I thought so. But soon, you will have more evidence of the U.S. Navy's role in creating the deadly virus.
Ancak yakında bu ölümcül virüsün ortaya çıkmasında ABD donanmasının rolüne dair çok daha fazla kanıt göreceksiniz.
Mr. Dennison, I've thought long and hard, and I have consulted with my most trusted advisors, so I do not make this decision lightly, but it is clear to me that the only solution to the current circumstance is for you to be locked up.
Bay Dennison, uzunca düşündüm ve güvenilir danışmanların görüşlerini aldım. Yani bu kararı kolayca veremedim ama açıkça tek çözüm olarak sizin yeniden geçici durum için hapsedilmeniz gerekiyor.
So, I thought it was interesting how you just happened to spot the suspect, took a whole stash house down.
Şüpheliyi tespit etmen tüm zulasını yerle bir etmen ilgi çekiciydi.
Yeah, I thought so.
Aynen düşündüğüm gibi.
I thought she'd be so angry, but she wasn't.
Çok kızacağını düşünmüştüm ama kızmadı.
No. I don't believe so, but then I've never really thought about it much.
Hayır değilim ama o konularla pek ilgilenmem zaten.
I thought it would be better if it was from someone he knew, and he's liked you so much, so...
Tanıdığı biriyle konuşursa daha iyi olur diye düşündüm. Seni çok sever de.
You were so enthusiastic, I thought for a moment that you actually believed what you were saying.
Çok hevesliydin, bu söylediklerine bir an gerçekten inandığını düşündüm.
They screamed at me so loud, I thought they were going to shoot us both.
Bana öyle bir bağırdılar ki, ikimizi de öldürecekler sandım.
I thought I knew, but now I'm not so sure.
Bir fikrim vardı, ama artık çok da emin değilim.
Provenza : I even rented a hotel room so he thought it was real.
Yani kendi öz oğlunuzdan masaj için randevu aldınız öyle mi?
so it's done 19
so i'm told 61
so innocent 31
so it's a win 16
so it goes 27
so i 1000
so it is 192
so it doesn't matter 23
so i'm 150
so it is true 19
so i'm told 61
so innocent 31
so it's a win 16
so it goes 27
so i 1000
so it is 192
so it doesn't matter 23
so i'm 150
so it is true 19
so it would seem 69
so it's over 58
so it's up to you 22
so i'm sorry 105
so i'm going 21
so it seems 95
so i'm done 19
so in a way 17
so it was you 44
so instead 79
so it's over 58
so it's up to you 22
so i'm sorry 105
so i'm going 21
so it seems 95
so i'm done 19
so in a way 17
so it was you 44
so instead 79
so i see 155
so i'm like 39
so i've been told 63
so in 27
so i'm out 19
so i left 108
so i heard 89
so it's 240
so i figured 114
so it's fine 24
so i'm like 39
so i've been told 63
so in 27
so i'm out 19
so i left 108
so i heard 89
so it's 240
so i figured 114
so it's fine 24