Something is not right перевод на турецкий
241 параллельный перевод
Young man, something is not right with you this morning.
Genç dostum, bu sabah bazı şeylerin sizin lehinize işlemediği ortada.
Somehow I feel something is not right
Sanırım bir şeyler yanlış!
Hot soup. Something is not right in all of this, huh?
Bu iste bir tuhaflïk var, degil mi?
I think something is not right with those guys.
Sanırım bu heriflerin bir sorunu var..
Fester! Bingo! This kid knows that something is not right around here.
Bu çocuk ortalıkta bir şeyler döndüğünü biliyor.
Something is not right.
Doğru olmayan bir şey.
Dylan, something is not right here.
Dylan, burada bir şeyler doğru değil.
- Something is not right.
- Bazı şeyler doğru değil. - Ne doğru değil?
Something is not right here.
Burada bir şeyler ters gidiyor.
Something is not right.
Bir terslik var.
Wait... something is not right.
Bekle... bir şeyler yolunda değil.
I feel something is not right.
Bir şeylerin doğru olmadığını hissediyorum.
Listen, if your gut is telling you something is not right, maybe it isn't.
Bak, içinden bir ses birşeyler yanlış diyorsa, belki de yanlıştır.
I'm telling you... something is not right down here.
Size söylüyorum... burada yolunda gitmeyen bir şeyler var!
No, something is not right.
Hayır, doğru olmayan bir şeyler var.
Something is not right...
Yanlış bir şeyler var.
Something is not right.
Bir şeylerde terslik var.
Something is not right.
Bir şeyler doğru değil.
I know something's different, something is not right.
Bir şeyler değişik, olması gerektiği gibi değil. Biliyorum.
Something is not right.
Doğru olmayan bir şeyler var.
Only long enough for the Avatars to be concerned that something is not right.
Sadece bir şey doğru değil endişe olmak Görseller için yeterince.
I don't deal well with- - Abuse is not something that... I can handle right now.
Taciz şu an halledebileceğim bir şey değil.
You want something out of me that is not right to deliver.
Benden vermemin doğru olmayacağı bir şey istiyorsun.
There is something maybe I ought to tell you right now because it might not have been a murderer.
Belki size şimdiden söylemem gereken bir şey var çünkü o katil bir erkek olmayabilir.
And I think that we would be most remiss in our duty indeed... if we did not volunteer for something as important as this is... for our country... and to the world in general right now.
Ve bence şu anda hem ülkemiz, hem de genelde dünya için... bu kadar önemli olan bir şeye gönüllü olmamış olsaydık... elbette ki görevimizi... en kötü biçimde ihmal etmiş olurduk.
There is absolutely right to take something that does not belong.
Sana ait olmayan bir şeyi almağa hiç hakkın yok.
Then you go to the city to work or shop, and you see their streets, their cars, their houses, and you begin to feel there is something not quite right about yourself... about your humanity.
Sonra alışveriş ya da çalışmak için şehre gittiğinde, onların sokaklarını görürsün. Evlerini, arabalarını... Ve kendinle ilgili, insan olmanla ilgili bir şeylerin, pek de yerinde olmadığını düşünmeye başlarsın.
I think there's something you're not telling me and I have a right to know what it is.
Söylemediğiniz bir şey var. Bunu bilmek benim hakkım.
- Something about this is not right.
Ama bir şeyler yolunda gitmiyor.
You're running around looking for something not even there when everything you dream of is right here in front of you.
Hayal ettiğiniz her şey gözünüzün önünde iken, dışarıda aranıp duruyorsunuz!
You will recognise in somewhere, something is not right.
- Peki madem ısrar ediyorsun.
Something is not quite right.
Sanki bir şeyler yolunda değil.
Something is still not right.
Hala doğru olmayan bir şeyler var.
But feeling terrible and knowing something is wrong does not give any of us a right to kill.
Ama üzgün olmak... ve bir şeyin yanlış olduğunu bilmek... öldürme hakkını vermez bize.
No, but she's definitely pissed and hostile, and she clearly is starting to think that something's not right.
Hayır, fakat kesinlikle sinirli ve saldırgandı belli ki bir şeylerin doğru olmadığının farkına varıyor.
Right, so clearly this is not something that's gonna work.
Bunun yürümeyeceği çok açık.
Forgive me, but something is not quite right.
Bağışlayın ama bir şey tam olarak doğru değil. Hmm.
I'm not an expert on this, but,... it is adultery... or something like that, right?
Bu konuda uzman değilim, fakat,... zina... ya da onun gibi bir şeydi, değil mi?
That's right, and let me tell you something else, Robert Barone is not available for a booty call!
Bu doğru, ve başka birşey daha söyleyeyim Robert Barone bir gecelik ilişki adamı değildir!
Like you were shittin'on us or something, but that's not right, is it?
Bıraktığın etki.
Something's not right.
Bu işin içinde bir iş var.
Hey, but sometimes what we want is not right, how do I know that when I do something it's OK?
Ama istediğimiz her şey doğru şeyler olmayabilir. İstediğim şeyin doğru olacağını nerden bileceğim? İstediğim şeyin doğru olacağını nerden bileceğim?
If something is not done about that right now, he's going to repeat this year.
İş o raddeye geldi.
I'm used to fly around like this but there is still something not quite right about the engine that was fit in my back pack
Etrafta bunun gibi garip aletlerle uçmaya alışığım. Fakat yine de sırt çantama sığacak kadar olan bu motorla ilgili tam olarak düzgün gitmeyen bir şey var.
There is something you're not gonna do right now
Burada yapmadığın bir şey var derhal
Namely, the hypocrite is the person who applies to others standards that he refuses to apply to himself. So if you are not a hypocrite you assume that if something is right for us then it's right for them and if it is wrong when they do it, it is wrong when we do it.
yani ikiyüzlü ; başkasına uyguladığı standartların kendisine uygulanmasını reddedendir.
Something... is not right here.
Burada doğru olmayan bir şey var.
All I'm saying is there's something not right with him, that's all.
Söylemek istediğim şey, onda bir sorun var, o kadar.
But sleeping together is not something that I can do right now.
Canım? Ne var?
But you're stalling, which means you know something... and you still think there's a play you can make. Only now is not the right time.
Demek oluyor ki birşeyler biliyorsun... ve hâlâ oynayabileceğin bir oyun olduğunu sanıyorsun... fakat, şu an bunun zamanı değil.
It's not like something is gonna happen right now!
Şu anda yapılacak iyi bir şey gibi görünmüyor.
something is wrong 141
something is coming 24
something is happening 35
something isn't right 26
something is going on 35
something is 27
not right now 585
not right 51
not right away 105
something went wrong 81
something is coming 24
something is happening 35
something isn't right 26
something is going on 35
something is 27
not right now 585
not right 51
not right away 105
something went wrong 81
something 1990
sometimes 3655
sometime 130
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67
sometimes 3655
sometime 130
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67