Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ S ] / Stick together

Stick together перевод на турецкий

1,772 параллельный перевод
Let's stick together.
Hadi kenetlenelim.
We English travellers must stick together in these foreign inhospitable climes.
Biz İngilizler bu yabancı soğuk iklimde birlik olmalıyız.
- Let's stick together.
- Birlik olmalıyız.
- Absolutely, let's stick together.
- Kesinlikle, beraber olmalıyız.
Rich PTA members'kids stick together, huh?
Zengin PTA üyesi çocuklar beraber takılıyorlar, huh?
We gotta stick together!
Beraber durmalıyız!
No matter what happens. We must stick together and don't run.
Ne olursa olsun, hep beraber olacağız ve kaçmayacağız.
There's nothing we can't do if we stick together, like your father and I.
Birbirimize sadık kalırsak yapamayacağımız şey yok. Tıpkı babanla benim gibi.
What we really need is to stick together
İhtiyacımız olan şey birbirimize kenetlenmek.
We just got to stick together.
Birbirimize destek olmamız gerek sadece.
Those disbelievers always stick together.
Bu inançsızlar daima birbirlerini tutarlar.
We have to stick together now.
Şu an birlikte olmalıyız.
We've got to stick together like family.
Biz bir aile gibi birbirimize bağlıyız.
Trevor and I stick together.
Trevor benimle.
He had sworn on us that we must all stick together.
Hepimizin birlikte kalması Gerektiğine dair bize yemin etmişti.
We'd better stick together - We are all we've got here.
Beraber kalmalıyız. Tek sahip olduğumuz şey bu.
We jυst have to stick together and something good will happen.
Yapmamız gereken omuz omuza durmak, gerisi gelecektir.
We artists gotta stick together if we're gonna survive.
Biz sanatçılar hayatta kalacaksak birbirimizden ayrılmamalıyız.
We agreed to stick together.
Bir arada kalacağımıza söz vermiştik.
We got to... we got to stick together.
Birlikte hareket etmeliyiz.
Stick together.
Birbirimize yakın duralım.
We gotta stick together!
Birlikte kalmalıyız!
Stick together, yeah?
Ayrılmayın, tamam mı?
Stick together.
Ayrılmayın.
We just need to stick together.
Sadece beraber hareket etmeliyiz.
Westside definitely need to stick together, you know what I mean?
Batı Yakası beraber olmalı, dediğimi anlıyor musun?
We have to stick together, or otherwise we'll be in trouble.
Birbirimizi korumalıyız, yoksa ikimizin de başı yanar.
We gotta stick together.
Bir arada kalacağız.
We just have to be ourselves, stick together...
Sadece kendimiz olup el ele vermeli
We just gotta stick together.
Birbirimize destek olacağız.
Now, look, it's probably best that we stick together. Okay?
Bak, şimdi yapacağımız en iyi şey, birlikte kalmak, tamam mı?
We... We've got to stick together.
Hep bir arada kalmalıyız.
- We need to stick together here.
Burada birlikte kalmak zorundayız.
"It's just you and me now we've got to stick together" And we can do that here working side by side Go on
Birlikte takılarak, herşeyi daha rahat yapabiliriz
This time, we stick together.
Bu kez birlikte hareket edeceğiz.
All we gotta do is stick together, okay?
Hepimiz bir arada kalmalıyız. Bir arada kalmalıyız.
But you, you and me, if we stick together, if we stick together...
Ama siz, siz ve ben bir arada kalırsak, bir arada kalırsak...
- The noodles stick together in this kind.
- Şehriyeler birbirine yapışmış.
- Look, just - just stick together.
Bakın birbirinize yakın olun.
We stick together because we know.
Beraber devam ediyoruz çünkü biliyoruz.
No, we stick together.
Hayır, beraber kalacağız.
- Stick together, lads.
- Birarada kalın beyler.
- Stick together.
- Birlikte kalın.
Stick together, you hear me?
Birlikte kalın, beni duydunuz mu?
We have to stick together, right?
Beraber kalmalıyız, tamam mı?
- I mean, maybe if we all stick together...
- Yani, hepimiz birleşirsek...
Shops, restaurants, cinemas, they stick them all together in one place these days.
Evet, mağazalar, lokantalar, sinemalar, böyle hepsini bir araya topluyorlar artık.
But the hunger strike will only work if we all stick to it together
Açlık grevi, yalnızca, sonuna dek sürdürüleceği açık olduğu zaman bir silaha dönüşür.
So, Mom, why don't you stick around for the next few days, and we can open it together?
Anne, birkaç gün daha kalsanız da bunu birlikte açsak?
- We can stick together and just tell them "no."
Onlara da bir şey vermiyoruz diyelim.
- We're going to stick together.
Hep beraber yapabiliriz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]