That moment перевод на турецкий
9,454 параллельный перевод
'People say that the perfect story is that you meet this one person'and fall completely in love, and then from that moment,'you don't need anything else.
Mükemmel aşk hikayesi ; o kişiyle tanışmak ona vurulmak ve o andan itibaren başka kimseye ihtiyaç duymamaktır diyorlar.
And I knew from that moment that they were both condemned.
O an anladım ki... İkisi de hükümlüydü artık.
In that moment, all my guilt, all my shame, my self-hatred, it just exploded into a rage.
O anda tüm o suçluluğum, utancım ve kendime olan nefretim bir öfkeye dönüştü.
There's a door and you want to go through it to get away from it, so you do and it leads you right back to that moment.
Bir kapı var ve bundan kurtulmak için oradan geçmek istiyorsun. Geçtiğindeyse seni yine o ana geri döndürüyor.
From that moment in the chapel, when you touched my wound my dearest Love, I have been drawn to you.
Kilisede yarama dokunduğun andan beri sevgili Love, cazibene kapıldım.
You made the only choice you could have in that moment.
O anda sahip olduğun tek seçeneği kullandın.
That moment you got scared... - ♪ And there's a light left on inside ♪ -... and didn't pull the trigger.
Korktuğunuz ve tetiği çekmediğiniz an.
That moment you pull the trigger and wish you hadn't.
Tetiği çekip de keşke çekmeseydim dediğiniz an.
In that moment, I saw the higher purpose for all the tragedy that has settled on us.
O anda, yaşadığımız büyük üzüntünün gerçek amacını anladım.
Until that moment, actually.
İşte tam o anda...
I try everyday to erase that moment.
Her gün o anımı silmeye çalışıyorum.
My only advice to you is find that moment... Understand it.
Sana tek tavsiyem onu anı bulman ve anlaman olacak.
In that moment, it's just you and absolute power.
O anda sadece sen ve mutlak güç oluyor.
That moment stayed with me.
O an benimle kaldı.
He pulled away from me, and in that moment, the darkness forever regained its grip on him.
Benden uzaklaştı ve işte tam o anda karanlık onu tamamen kontrolü altına aldı.
Nevertheless, the shame of that moment stuck - for centuries. - Hmm.
Yine de bir anlık utanç bile yüzyıllar boyunca sürebiliyor.
Hookfang clearly made a decisive choice in that moment, and, thus, acted upon it.
Açıkça görülüyor ki Hookfang o an kesin bir karar vermiş ve bu karara göre hareket etmiş.
How did that idea pop into my head, at that moment?
Aniden o fikir aklıma nasıl düştüyse?
Uh-huh, so, that little moment of silence towards the end of that voicemail was Randall Ward realizing that he was about to have to explain all the blood in his car.
Sesli mesajın sonlarındaki o kısa sessizlik anı Randall Ward'ın arabasındaki kanı nasıl açıklayacağını düşündüğü andı.
That's a lie Becky and I are going to tell your dad, because I just can't deal with everything at the moment so I need to go away for a couple of days.
Becky'le babana yalan söyleyeceğiz. Çünkü şu an başımdaki dertlerle baş edemiyorum. O yüzden bir kaç gün uzaklaşmam lazım.
Every moment that we spent together was false, because he was never
Birlikte olduğumuz her an yalandan ibaret. Çünkü o asla...
I mean, there was this one moment when we were getting naked that was...
Bir an vardı ki... Çıplak kaldığımız zaman...
There was a moment, a long time ago, when I gave up, And the leader and skull built that weapon.
Uzun zaman önce, savaşmaktan vazgeçtiğim bir anda ve Lider ile Kafatası o silahı yaptılar.
But I have convinced him that we must handle this, for the moment, in secrecy.
Ama ikna etmiş onu biz gizlilik içinde, şu an için bu, işlemesi gerekir.
And there's always this moment... It's the moment where the sub is torpedoed, and the compartment is flooding, and the captain's gotta give the order to "seal it up," even though he knows that there are men still alive in there.
Her zaman bir an vardır örneğin diyelim denizaltı torpille tahrip olmak üzere ve gemi su almaya başlıyor kaptan da mühürlenmesi emrini vermek üzere oradaki adamların hâlâ hayatta olduklarını bilmesine rağmen.
His victim in that case was our female deceased, Tamara Roe. She broke up with Big Hazard the moment they slammed his cell door shut, sir.
Bu vakadaki kadın kurbanımız Tamara Roe Büyük Tehlike hapse girer girmez ondan ayrılmış, efendim.
Well, if we can just put a pin in that narcissistic little nugget for a moment...
Tamam. Bir an için narsizimle ilgili biraz aptallık içinde bir iğne koyabiliriz.
And that's why I want you to consider right now, from this moment on, as the start of us.
Bu yüzden senden baş olarak bu anı görmeni istiyorum.
HE MAY FEEL, RIGHT AT THE MOMENT HE CHECKS HIS CALENDAR, THAT HE HAS A CHOICE ABOUT WHAT TO DO.
Ne yapacağına karar vermek için hemen ajandasına bakıyor.
THEY'RE CALLED CLOSED TIME LIGHT CURVES, STRANGE DISTORTIONS OF THE FABRIC OF SPACE TIME THAT COULD GIVE YOU A SHORTCUT TO A DIFFERENT MOMENT IN TIME.
Bunlara zaman-ışık kıvrımları deniliyor ve bizlere uzay-zaman dokusunda delik açabilecek garip saptırmalar ortaya çıkarabiliyor.
Only through love and friendship can we create the illusion for the moment, that we are not alone.
Tek gerçek sevgi ve arkadaşlık. Bir dakikalığına, yalnız değiliz diye bir ilizyon yaratabilir miyiz?
So you step through that door and you're right back in that horrible moment every time.
O kapıdan tekrar geçtiğindeyse her seferinde o korkunç ana geri dönüyorsun.
The moment that left my mouth, I regretted it.
- Ağzımdan çıktığı anda pişman oldum.
I regretted it the moment that it happened.
Olduğu anda pişman oldum.
But I've had that bag on me since the moment we left Quantico.
Ama Quantico'dan ayrıldığımızdan andan beri bu çanta bendeydi.
It's a celebration of a moment that even the sky has waited since yesterday of two souls,
Bu anın kutlaması Gökyüzü bile bu iki ruhun birleşmesini uzun zamandır bekliyordu.
They are all tired, the moment they saw some hope they just asked. That's all
Hepsi bu olaylardan dolayı çok yorgun Siz de umutla birlikte gelince, bu yüzden sordular.
Do you remember a specific moment when that happened?
Hatırladığın belirli bir an mı var?
Right now, or the moment that you are finished serving your state prison sentence, you join the feds for the rest of your life.
Hemen şimdi yoksa eyaletteki hapis cezan bittikten sonra hayatın boyunca federallerle takılacaksın.
But at that moment I immediately recognized him.
o anda hemen onu tanıdım.
You have been hiding since the moment that we met.
Tanıştığımızdan beri saklanıyordun.
That was the moment you were supposed to open the trunk, wasn't it?
O bavulu açtığın ilk an buydu, değil mi?
I've been working for this moment ever since S.H.I.E.L.D. murdered Kara. Why would I give that up?
S.H.I.E.L.D. Kara'yı öldürdüğünden beri bu anı bekliyorum.
I've been waiting for this moment for a long time, yes, but I'd hoped that I'd find someone to seize it with me.
Bu anı uzun zamandır bekliyordum, evet ama benimle birlikte tadını çıkaracak birini bulurum diye ummuştum.
You forfeit all that the moment he takes your hand and presents you to the world.
Elinden tutup seni bütün dünyaya sunduğunda bunların hepsini kaybedeceksin.
The kind of TV moment that could go down in American political history.
Amerika'nın politik tarihine damga vuracak bir televizyon programıydı.
- Right before court this morning... - Mm-hmm. Jack tells the judge that he just this moment found evidence exonerating his client, so it was too late to be included in discovery.
Bu sabah duruşmadan hemen önce Jack yargıca, müvekkilini aklayan delili tam da o an bulduğunu söylemiş.
Well, then I guess this is the moment that you tell me the truth.
Sanırım bana gerçeği anlatacağın vakit geldi.
No, but I'm not gonna let you make a decision in the heat of the moment that you'll regret for the rest of your life.
Hayır ama olayın sıcaklığıyla geri kalan hayatın boyunca pişman olacağın bir karar vermemeni sağlayacağım.
It was a moment of doubt that has plagued me since.
Çok kısa sürede olsa beni zehirlemişti.
Oh, the moment I saw your wounded and fragile heart, I knew that you could become what everyone fears.
Yaralı ve kırık kalbini gördüğüm o an herkesin korkacağı o kişiye dönüşebileceğini anladım.
moment 126
momento 18
moments 28
moments later 23
moment of truth 61
moments ago 30
that all started with a big bang 89
that doesn't seem fair 27
that is 2872
that is so lame 16
momento 18
moments 28
moments later 23
moment of truth 61
moments ago 30
that all started with a big bang 89
that doesn't seem fair 27
that is 2872
that is so lame 16
that is the question 108
that is not 75
that is awesome 117
that means a lot coming from you 16
that means a lot to me 54
that is not fair 93
that one over there 16
that sounds good 394
that sounds great 436
that is so sweet 227
that is not 75
that is awesome 117
that means a lot coming from you 16
that means a lot to me 54
that is not fair 93
that one over there 16
that sounds good 394
that sounds great 436
that is so sweet 227
that sounds fun 130
that was close 355
that was stupid 112
that is weird 91
that way 1811
that is all 319
that is not the point 62
that is not true 434
that is good 189
that is so cool 125
that was close 355
that was stupid 112
that is weird 91
that way 1811
that is all 319
that is not the point 62
that is not true 434
that is good 189
that is so cool 125
that is right 117
that was quick 252
that is enough 189
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is a lie 69
that is great 150
that was quick 252
that is enough 189
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is a lie 69
that is great 150