Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ T ] / That you know of

That you know of перевод на турецкий

21,077 параллельный перевод
You pushed me to beat the shit out of you so that you'd know I could take care of myself in here, now are you gonna let me do that, or are you gonna cut my legs out from under me?
Burada kendi başımın çaresine bakabileceğime inanmak için bana kendini zorla dövdürttün. Başımın çaresine bakmama izin verecek misin yoksa kendi kafana göre mi davranacaksın?
And then, you know, it's happy days are here again and strike up the band, all that kind of happy horse shit.
Ve sonra, o güzel günler geri dönecek. Parti yeniden başlayacak ve her şey yoluna girecek.
I'm giving you the briefing because we said that we'd be honest with each other, you know, about this kind of thing.
Bilgin olsun istedim, Çünkü bu tip konularda, dürüst olacağımıza dair.. birbirimize söz verdik.
And that's good, too, because of the global, you know... think locally, act globally.
Bu ayrıca, küresel dünya fikriyle de uyumlu... yerel düşün, küresel davran.
The benefits of being a top lawyer's wife. ... is that some police officers know you really well.
Bir avukatın karısı olmanın faydalarını polis memurları çok iyi bilir.
Okay, Ashley, I know that you are really hurting, and I can help that if you think that you can handle a lot of pain right now, all at once, okay?
Pekala Ashley, canının çok yandığını biliyorum ve sana yardım edeceğim. Acıyla başa çıkabileceğini düşünüyorsan şu anda hepsini halledebiliriz.
You know, tonight might actually be the first night that she's been out of her house since Lincoln.
Belki de bu gece liseden beri ilk kez dışarıya çıktı.
We could just kind of keep that to ourselves, you know?
Kendimize saklayalım.
You know that one's out-of-date.
Bunun vadesi doldu artık.
Sweetie, I know you think jokes like that are funny, but do you really think you could handle making out with both of us?
Tatlım, böyle şakaların komik olduğunu sanıyorsun ama ikimizle de yiyişmenin üstesinden gelebilir misin?
Well, you know, I used to be a fan of her early portrait era, but now it's her post-bankruptcy era that absolutely has me mind-blown.
Eskiden onun ilk yaptığı resimleri severdim. Ama bu iflas sonrası dönemleri gerçekten aklımı uçurdu.
You know the, uh, social structure of ants is actually quite similar to that of humans?
Karıncaların sosyal yapısının insanlarınkine çok benzediğini biliyor muydun?
You know, that might still work, I only need it for the end of the year.
Orası hâlâ işime yarayabilir, bana sadece sene sonunda lazım.
Y-You know, find out where his head's at, see if you can reach his brain under all of that hair of his.
Saçlarının altından ulaşabilirsen aklında ne var öğrenebilirsin.
Would it surprise you to know that it's the same brand of belt that you wear as the Standard-Bearer?
Standard-Bearer'la senin giydiğinin? tıpatıp aynı marka kemer oluşu seni şaşırtır mı?
But we feel that additional therapy to augment what we can offer would greatly increase your chances of, you know...
Bizim verebildiğimiz terapinin daha fazlasını alabileceğin bir terapi, senin şeydeki şansını arttıracaktır.
Hey, I know that you're scared, but there's a way we can get out of here.
Korktuğunu biliyorum ama buradan çıkmanın bir yolu var.
You know what, that's always one of the things
Biliyor musun?
And you know that Mary was a part of it.
Ve Mary'nin de bunu parçası olduğunu biliyorsun.
All I know is that the source of the threat against you is close.
Tek bildiğim... size karşı olan tehdidin kaynağı yakın.
It looks bad, I know but I wanted to prove to my friends and to all of you that Noel is the person who's been tormenting us..
Kötü görünüyor biliyorum.. .. ama arkadaşlarıma ve size Noel'in bize eziyet eden kişi olduğunu.. kanıtlamak istedim ve merdivenlerden ittiği kızı..
Just so you know, I'm not normally the kind of girl that does this sort of thing, but ever since my divorce, I've just been trying to get out there more.
Normalde böyle şeyler yapan bir kadın değilim ama boşandığımdan beri bol bol dışarı çıkmaya çalışıyorum.
Did you know that you can make a new word in the dictionary if you just tell them a word and then tell them the meaning of the word?
Bir kelime ve anlamını söylüyorsun.
Mary, I just want you to know that your days of trying to rule this city are over.
Mary, şunu bil... Bu şehri yönettiğin günler arkanda kaldı.
You know, maybe you should write about Mary for a change in that dumb blog of yours and stop spending all your time writing about me.
O saçma blogda Mary hakkında yazsan da benim hakkımda yazmakla vakit harcamasan keşke. - Neden bahsediyorsun?
Looking forward to the feature-length version of that. You know, uh, sex.
Bu fragmanın geniş versiyonunu sabırsızlıkla bekliyorum.
Well, you know, not that it's any of your- - your business, but, you see, a drunk needs a reason to stay sober.
Seni ilgilendiren bir durum değil tabi. Ama görüyorsun ki.. .. sarhoş birinin ayık kalması için nedeni olmalı.
Just for the fun of it, how is it that you know so much about Mr. Arrow?
Sadece eğlence olsun diye soruyorum.. Bay Arrow hakkında nasıl bu kadar çok şey biliyorsun?
Look, I know that you consider the chores that I've been assigning you to be a waste of time, Jefferson, but believe me, they're more than just an exercise.
Sana verdiğim işleri vakit kaybı olarak gördüğünün farkındayım ama inan bana, Jefferson, onlar sadece alıştırma değil.
And part of me wants to do something about it, part of me thinks that, you know what, life can be cruel sometimes, too,
Bir parçam bu konuda bir şeyler yapmak istiyor. Bir parçam da " hayat bazen bu kadar acımasız olabilir, belki o da bunu öğrenip...
Know that I will do everything in my power to protect you from these enemies of peace inside our borders.
Sizi, sınırlarımız içindeki bu barış düşmanlarından korumak için elimden gelen her şeyi yapacağımı bilmenizi isterim.
I'm aware of that. But you don't know my father.
Bunu biliyorum ama babamı tanımıyorsun.
My hope for this country is that even in the wake of terrible loss... loss that I and so many of you know too well... we do not lose heart.
Bu ülke için ümidim, benim ve birçoğunuzun gayet iyi bildiği korkunç bir kaybın ardından bile umudumuzu kaybetmememiz.
I know that most of you here were campers, Uh, before it closed down in'84,
Çoğunuzun, burası 1984'te kapanmadan önce burada kamp yaptığınızı biliyorum.
Wow, that's... really nice of you, Stefan, you know?
Wow, bu.. çok düşüncelisin, Stefan, biliyorsun değil mi?
I know you understand that kind of guilt.
Bu tür bir hatanın ne demek olduğunu anlayaağını biliyorum.
You know, everyone said that I was obsessed and that I wouldn't let it go, but you know what it reminded me of?
Herkes takıntılı olduğumu ve peşini bırakmadığımı söylüyor ama bu bana neyi hatırlatıyor biliyor musun?
You of all people should know that.
Siz normal insanlar bunu biliyor olmalı.
Listen, I know that you've been locked up in a coffin for the last three years of actual civilization, but that is legitimately terrible advice.
Bak 3 yıldır bir kabutta kaldığını ve medeni yaşamdan uzak kaldığını biliyorum ama bu gerçekten de çok kötü bir tavsiye.
Not only can I see you... but I can sense what you're feeling, which is how I know deep down, there's a part of you that meant what you said to me on Elena's porch.
Seni sadece görmüyor... hissettiklerini de hissediyorum. Bu yüzden de verandada Elena için, bana söylediklerinde ne kadar ciddi olduğunu da anlayabiliyorum.
I'm not so sure you want to do that. You know, given Matt's track record, I'd say you've got about a 60 % chance of taking on some friendly fire.
Bunu yapmak isteyeceğini pek sanmam zira bu görevi Matt'e vererek % 60 ihtimalle yanlışlıkla seni vurabileceğini de hesaba katmalısın.
[Dion] Hey, you know, I got to confess that... that marinade's kind of growing on me.
Biliyor musun itiraf etmeliyim. O terbiye karışımı bana alışmaya başladı.
I'm afraid that I'll have to be arresting you on charges of unlawful eating, don't you know?
Korkarım seni yasadışı yemek yeme suçundan tutuklamak zorundayım. Yoksa yasayı bilmiyor musun?
But I do believe that one of these days you're gonna wake up and know exactly who you are.
Ama inanıyorum ki, bir gün... uyanacaksın ve kim olduğunu biliyor olacaksın.
Anyway, you know, I thought that I had been, uh, pretty clear with my intentions, but I, I guess not, and that's, uh, that's on me, of course.
Neyse, hislerimi belirtirken gayet açık olduğumu sanıyordum fakat değilmişim galiba.
And then, you know, uh, uh, Mike uh, you know, kind of cowardly went up into, uh, space after that.
Olaydan sonra Mike korkak tavuk gibi uzaya kaçtı tabii.
And you might know that if you just talked to me instead of screaming at me through your stupid megaphone!
Aptal megafonla bana bağırmak yerine benimle konuşsaydın bunu biliyor olurdun!
Well, you sure are putting a lot of stock in this Mitch guy if you think he's gonna spot your little rock message, know that it was you who left it, make his way all the way to Caraquet.
Eğer, taşlarla yazdığın küçük mesajını görüp, senden geldiğini anlayacağını ve Caraquet'e kadar geleceğini düşünüyorsan bu Mitch denen adama çok bel bağladığın kesin.
I know that my responsibility is to our mission, but I need to find a balance between being the leader of this team and being in love with you.
Sorumluluğumun görevimizi yapmak olduğunu biliyorum. Ama takımın lideri olmakla, sana aşık olmak arasında bir denge kurmam gerekiyor.
Now, I know many of you are still clinging to the hope that the "animal problem" will somehow rectify itself.
Biliyorum ki, bazılarınız hala "hayvan sorunu" nun kendi kendine çözüleceğine inanmak istiyor.
I thought you might know where that went, since most of the money went through you.
Paranın çoğunu sen harcadığına göre belki nereye gittiğini biliyorsundur diye düşündüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]