The day перевод на турецкий
93,827 параллельный перевод
Get Lex Luthor to come in and save the day.
Günü Lex Luthor'a kurtartırız.
I kept his in a separate account, made sure it nose-dived the day after graduation'cause... fuck that guy.
Onun parasını ayrı bir hesapta tuttum ve mezuniyetten sonraki gün batmasını sağladım çünkü o şerefsizin canı cehenneme.
Today's the day after we lost another kid.
Bugün, başka bir çocuğu kaybettiğimizden sonrası gün.
Uh, we played in a terrible band together back in the day.
Bir zamanlar berbat bir grupta birlikte çalıyorduk.
Back in the day, you and Marjorie were at the forefront of every progressive cause, literally fighting the good fight.
Eskiden Marjorie'yle birlikte her yenilikçi davada başı çekerdiniz, inandıklarınız uğruna savaşırdınız.
Do you think your recollection or knowledge will improve as the day goes on?
Hafızanız zaman geçtikçe tazelenir mi acaba?
Negrescu worked for your father back in the day. His lawyer.
Eskiden Negrescu baban için çalışıyordu, avukat olarak.
The death toll is growing by the day.
Ölüm çanları çalıyor hergün.
Let's give him the day with his daughter.
Bırakalım da günü kızıyla birlikte geçirsin.
My guess, you have till the end of the day, at best.
Tahminimce, en fazla gün sonuna kadar vaktin var.
I'm having trouble shaking off the day that I had.
Geçirdiğim günün etkisini üzerimden atmakta zorlanıyorum.
Chastise me once you've made it through the day.
Bu günün sonunda beni cezalandirirsin.
At the end of the day, what you did was for family.
Günün sonunda tüm yaptigin ailen içindi.
Still, at the end of the day, too little... too late.
Yine de iş işten geçti.
From what I hear, you saved the day.
Duyduğuma göre günün kahramanı senmişsin.
Late start to the day, Josh?
Güne geç başlıyorsun, Josh?
But at the end of the day, we only answer to ourselves.
Ama günün sonunda sadece kendimize hesap veririz.
Just take it easy the rest of the day.
Günün geri kalanında fazla yorulma.
You can hang here the rest of the day.
Günün geri kalanında burada kalabilirsin.
This is Courtney, your buddy for the day.
Bu Courtney, bugünkü arkadaşın.
So rumors are the rule of the day now?
Bugünün standartı dedikodular yani öyle mi?
Yeah, well, last time your daddy sent for me on short notice, it was the day you was born.
Baban en son beni çağırttığı gün senin doğduğun gündü.
'Course, that changed the day the Colonel came along and started paying my daddy a decent wage.
Tabi bu Albay Colonel'ın geldiği ve babama makul bir maaş vermeye başladığı gün değişti
The day he let somebody get under his skin, that's when things started going straight to hell.
Birinin onu tedirgin etmesine izin verdiği gün işte o zaman işler doğruca cehenneme gitmeye başladı.
I spent the entire day with that kid and all I got was a couple of sentences.
Bütün gün bu çocuklaydım ama sadece birkaç cümle söyledi.
Yeah, well, not to mention the full-on Independence Day going out there with the mothership hovering over the city.
Şehirde gezen ana geminin Bağımsızlık Günü ilanı var bir de.
I'm gonna bring you your lunch every day for the rest of your life.
Hayatın boyunca her gün,... sana öğle yemeğini getireceğim.
Oh, just got slammed with a late-in-the-day highlighter shipment.
Geç kalınmış fosforlu kalem sevkiyatı işi bana kaldı.
Someday soon, America needs to hear the full story of that day.
Amerika o günün tüm detaylarını öğrenmelidir.
We bundle them the way sub primes are bundled... we sell a Warhol short one day... we hedge an Old Master the next.
Onları yüksek faizli krediler gibi sepetliyoruz. Bir gün ucuz Warhol'u satıyoruz sonraki gün bir üstadı koruyoruz.
Your speech... - the other day was lovely.
Geçen günkü konuşman hoştu.
And she was all about helping me rehabehntil the next day, she saw that I was good as new.
Sonraki gün iyileşmemde yardım etmek için geldiğinde, tamamen iyi olduğumu gördü.
I felt it on this witch the other day when Marcel and I took him out, so if I can trace that energy back to its source...
Geçen gün, Marcel ve benle savaşırken o cadıda hissettim bunu. Yani eğer bu enerjiyi, kaynağına kadar takip edebilirsem...
All right, whoever you are, this is the wrong day to be playing games.
Pekala, Herkimse. bu yanlis bir gün oyun oynamak için.
the father that you loathed, the terror that this is how your daughter may one day perceive you.
nefret ettigin babayi, korku bir gün kizinin da seni bu sekilde görecegi.
Rough day at the office?
- Gene yorucu gün müydü?
Suppose your girlfriend won't be happy that you spent the entire day with me.
Bütün gününü benimle harcaman sevgilinin pek hoşuna gitmeyecektir.
Look, you remember the first day we met?
Tanıştığımız ilk günü hatırlıyor musun?
It's a lovely day, the Hollow is dead and my brother is back.
Harika bir gün, Hollow öldü kardeşim geri döndü.
The truth is, Klaus, I never thought I'd live to see this day.
Doğrusu Klaus, bu günü görene kadar yaşayacağımı düşünmezdim.
You know, I, um... While I'm thinking about it, I, uh... I saw Wick Sommers the other day.
Biliyorsun, ben bunu düşünürken dün Wick Sommers'ı gördüm.
- No. This is a day in the life.
- Günlük hayatımızı çekiyorum.
We harvested a whole bunch of stuff on Community Day and made this giant salad for the PTO.
Toplum Günü'nde hasat ettiğimiz bir sürü mahsulle Okul Aile Birliği için dev bir salata yaptık.
And then, before you know it, it's Labor Day and I'm in hock to you and the bank and you force a sale, recoup your investment with interest.
Sonra bir bakarsın, İşçi Bayramı gelmiş ve hem sana hem de bankaya borcum var. Satmam için baskı yapıp yatırımını da faiziyle tazmin edersin.
Surely you can take a day off from the grind now that you just saved $ 937.
937 dolar kârda olduğuna göre birkaç günlüğüne izne çıkabilirsin.
Oh, um, I don't think I need to remind you it's leftovers day, and the lasagna's about to turn.
Bugünün artık yemekler günü olduğunu hatırlatırım ve lazanyalar ısınmak üzere.
I heard them the other day when I was in Bridget... My daughter's room, so...
Geçen gün kızım Bridget'ın odasındaydım.
And I said yes, and the next day, you got me a plane ticket.
Bende kabul ettim. Sonraki gün,... bana bir uçak bileti aldın.
Last day before the thaw.
Buz çözülmeden önceki son gün.
Also, the Frost Fair involved a lot of day drinking. May I?
Ayrıca Buz Panayırında insanlar zil zurna sarhoş oluyordu.
The doctors had, um, given up on you, but then, one day, your father brings you a present...
Doktorlar senden umudu kesti ama günün birinde baban bir hediye getirdi.
the day before yesterday 39
the day after tomorrow 108
the day before 49
the day after 57
the day she died 19
the day after that 18
days 2668
daybreak 32
daylight 32
daya 50
the day after tomorrow 108
the day before 49
the day after 57
the day she died 19
the day after that 18
days 2668
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
days left 44
dayna 86
days ago 298
days remain 20
day off 18
days a year 35
days now 26
day two 29
days later 66
days left 44
dayna 86
days ago 298
days remain 20
day off 18
days a year 35
days now 26
day two 29
days later 66
days a week 26
day out 85
day before yesterday 18
days and 46
day in and day out 25
day one 66
day in 57
day by day 66
day basis 16
day suspension 16
day out 85
day before yesterday 18
days and 46
day in and day out 25
day one 66
day in 57
day by day 66
day basis 16
day suspension 16
day weekend 17
day after tomorrow 77
day three 20
day and night 151
day or night 97
day after day 123
day operations 18
day after tomorrow 77
day three 20
day and night 151
day or night 97
day after day 123
day operations 18