Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ T ] / The ring

The ring перевод на турецкий

10,970 параллельный перевод
I feel like Frodo with the ring at Mount Doom.
Kendimi Doom dağındaki Frodo gibi hissediyorum.
The gate key is on the ring.
Bahçe kapısının anahtarı da zilin üstünde.
I'm sure the Bear came and saw you, gave you the ring speech.
Bear'in seni görmeye geleceğinden eminim ve sana bir konuşma yapacak.
Consider yourselves warned. ♪ We're stepping in the ring ♪
Uyarmadı demeyin.
The ring's beautiful.
Yüzük güzel, ya.
Yes, I couldn't help but notice the ring.
Yüzüğünü fark etmediğimi söyleyemem.
Oh, wouldn't it be amazing if the ring was white gold?
Sence yüzük beyaz altından olsaydı harika olmaz mıydı?
My guess, it's easier to get the ring off.
Tahminimce yüzüğü çıkarmak daha kolaydır.
- Driving west on the ring road.
- Çevre yolundan batıya gidiyor.
You were right not to give me the ring years ago.
Yüzüğü yıllar önce bana vermemekle doğru yaptın.
I'm ever in the ring, you can work my corner.
Beni ringde bulabilirsin. İstersen köşemde sana da yer var.
But it's the harder fights, the ones outside the ring, that actually mean something.
Ama asıl zorlu savaşlar ring dışında olanlardır.
- Take off the ring, bitch!
- Çıkar o yüzüğü, kaltak!
It would depend on the ring.
Yüzüğe bağlı.
Make her take the ring off of her fucking finger!
Sikik parmağından o yüzüğü çıkarttır!
Show me the ring.
Yüzüğünü göstersene.
I shouldn't have said anything about the ring.
- Evet. Yüzük hakkında bir şey söylememeliydim.
This is the ring we sent you a picture of.
Bu resmini gönderdiğimiz yüzük.
We've got the ring right here.
Yüzük bizde.
He would study the ring that he just gave you, then break the sad news that your grandma's ring is a phony, and you'd be none the wiser.
Size verdiğimiz yüzüğü inceleyecek sonra sahte olduğunu söyleyecek... -... ve siz de her şeyden bihaber olacaktınız.
You know, I could just give you the ring and we could elope.
- Biliyorsun, yüzüğü veririm, kalabiliriz.
Uh, you gonna come by and kiss the ring?
Gelip saygılarını mı sunacaksın?
- The ring...
- yüzük..
- The ring, and just... - Honey, you're not still getting cold feet are you?
yüzük ve sadece.... tatlım, hala çekinmiyorsun değil mi?
The ring, my ring is gone. - Where the hell did you go?
yüzük, yüzük yok hangi cehenneme gittin?
I got the ring, Kellerman.
Yüzük bende, Kellerman.
Except, instead of two particles moving in opposite directions, colliding at the speed of light in the inner ring, we're only going to inject one particle into the accelerator.
Ama bu sefer, iç halkanın içinde iki parçacığı birbirinin tersi yönünde ışık hızında çarpıştırmak yerine Hızlandırıcıya sadece tek bir parçacık sokacağız.
According to Wells'calculations, Barry super-speeds inside the accelerator ring.
Wells'in verilerine göre, Barry, hızlandırıcı halkasının içinde süper hıza ulaşmalı.
I'm going to ring the buzzer, but if I get murdered, for God's sake, drag my body below 96th Street, then call the police.
Şimdi zili çalacağım, olur da öldürülürsem Tanrı aşkına, önce cesedimi 96. Cadde'ye kadar sürükle polisi sonra ara.
- No! If she orders you the tiramisu and there is a diamond ring at the bottom, you'll think nothing could ever make you stop feeling happy.
Sana tiramisu siparişi verirse ve altından elmas yüzük çıkarsa bu mutluluğun son bulmayacak gibi gelecek.
I found a piece of the killer's skin embedded in his ring.
Yüzüğe gömülü halde katilin derisini buldum.
So, um, this weekend, I'm doing the Moonwalk for Ring Finger Largeasia.
Yüzük parmağı bozukluğu için hafta sonu hayır yürüyüşüne katılıyorum.
So, I did the Moonwalk for Ring Finger Largeasia last weekend.
Geçen hafta sonu yüzük parmağı bozukluğu için yürüdüm.
You climb the steps, ring the bell.
Merdivenleri çıkıp zili çalıyorsun.
Then you can just sit here until we ring in the new year.
Öyle biz yeni yılı kutlayıncaya kadar burada oturabilirsiniz.
Maybe because you've got to fight me to the death in the morning, or maybe that your brother has decided that I'm gonna be his champion, and for the first time ever, you've decided to fight one of your own battles, and your whole kingdom's at stake. Does that ring any bells?
Belki de sabah benimle ölüm düellosu yapacağınız için ya da kardeşiniz beni şampiyonu olarak seçtiği ve durum böyleyken hayatınızda ilk defa dövüşmeye karar verdiğiniz ayrıca krallığınız tehlikede olduğu için olabilir mi?
How about you give me the lady's ring, and we'll call it a day?
Bayanın yüzüğünü ver, meseleyi burada bitirelim.
Boyd just called... told me to bring him the getaway that Limehouse put together, meet him at the spot where he put this ring on my finger.
Boyd az önce aradı Limehouse'un hazırlattığı kaçış belgeleriyle beraber bu yüzüğü parmağıma taktığı yere gelmemi söyledi.
You ring the local papers?
Gazetelere bakıyor musun hiç?
If possessions can be dear, this ring is the dearest thing I own.
Malın mülkün bir önemi varsa, bu yüzük sahip olduğum en önemli şey.
Must be taking it to the next level by hopping in an MMA ring.
MMA ringine girerek olayı bir sonraki aşamaya çıkarmayı amaçlıyor olmalı.
Yes, but, Bridget, we distribute these mid-term marks to ring an alarm before the student destroys her chances at the Harvards and Yales.
Evet Bridget ama bu ara sınav notlarını Harvard ve Yale gibi üniversiteleri kazanma şansını kaybetmemek için bir uyarı olarak görmen gerek.
Her ring, the one he'd sold his Fiat for, now sat twisted off her finger and accusing him atop the radiator,
Almak için Fiat'ını sattığı yüzük,... şimdi parmağından çıkarmış, ve radyatörün üzerinden onu suçluyor.
He did a French drop to swap the valuable ring with a cheap replica.
Değerli yüzüğü, ucuz kopyasıyla değiştirmek için Fransız numarası yaptı.
The real ring is in your hand.
Gerçek yüzük elinizde.
But as it happens... I'm in the market for a diamond ring.
Ama şansa bak ki bende bir elmas yüzük arayışındayım.
Take the ring off.
Yüzüğü çıkar.
Uh, my... my father, he was the one who started the pot ring in the'80s when he was sheriff.
Babam 80'lerde şerifken kasabadaki uyuşturucu işini başlatan oymuş.
The other me, dead me, grabbed the brass ring with both hands. Paid in cash.
Ölü olan diğer ben başarısının karşılığını sağlam almış.
- I'll ring from the drawing room
Kahve istersek zili çalarım.
This ring once meant that we would love each other until they put us in the ground.
Bu yüzük bir zamanlar mezare girene dek birbirimizi seveceğimiz anlamına geliyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]