Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ T ] / They don't hate you

They don't hate you перевод на турецкий

102 параллельный перевод
Because they don't like you, they'll hate me too.
Seni sevmedikleri için benden de nefret edecekler.
I hate to change bulbs outside my house because no matter how tight I get that up in the lamp, you see, they attract a lot of dirt and guck, and they're full of dead bugs, and I just don't even like to go up there and touch'em.
... ne kadar seyrek de olsa dışarıdaki ampülü değiştirmekten nefret ederim... malum orası hep kirlidir ve bir sürü ölü böçek vardır bu yüzden sadece ona dokunmayı bile sevmem.
No, I don't think they're going to hate you at all.
Senden nefret edeceklerini hiç sanmam.
they don't hate you.
Senden nefret etmiyorlar.
And don't you hate it when they ride up on you?
Yukarı fırladıklarında ne kadar iğrenç oluyor, değil mi?
'Cause don't you know white people hate black people...'cause they're not black?
Çünkü beyazların sırf siyah oldukları için siyahlardan ne kadar nefret ettiğini bilmiyorsun.
I don't want to hear that they're, you know, cheating on their wives... or that their children hate them.
Yani bu da benim yaptığım gereksiz bir iyi niyet jestiydi. Çok cömert bir jest olduğunu da eklemeliyim.
Are you afraid they're gonna find out they don't have to hate each other?
Nefrete gerek olmadığını öğreneceklerinden mi korkuyorsun?
... so you don't have to hobnob with the rank and file... ... who'll hate you for snitching. If they make you detective, watch out.
Senden nefret edecek, gammazladığın sıradan polislerle çalışmayabilirsin ama tahkikata geçiyorsan dikkat et.
Any chance they don't hate you?
Senden nefret etmiyor olmaları mümkün mü?
- They don't hate you.
- Senden nefret etmiyorlar.
It may take a while for folks to warm up, but they don't hate you.
İnsanların sana ısınması biraz zaman alabilir ama senden nefret etmiyorlar.
Don't you hate it when they do that?
Bunu yaptıklarında sende nefret etmiyor musun?
You have to love your children even when they do things you don't like or, better yet, hate. You think you do a good job.
- Senin hoşlanmadığın ya da nefret ettiğin şeyler yapsalar bile.
Oh. they do hate the sound of that horn. don't they? but I'm sure you'll land on your feet- - unlike those people you hit. Well.
O karganın sesinden nefret ediyorlar, değil mi?
I hate when they don't write it down and they come back and everything is wrong, you watch.
- Yazmadıklarında onlardan nefret ediyorum.
They don't hate you, they're kids. What did they do? Did someone say something to you?
kimse nefret etmiyor, onlar daha cocuk ne yaptilar?
Mmm-hmm. Don't you hate the way they get stuck in your teeth?
Dişine takılmalarınsa sen de sinir olmuyor musun?
No, Cyril, they don't hate you.
Hayır Cyril, senden nefret etmiyorlar.
They can be very cruel, but it doesn't mean that they hate you or that they hate Klingons. You don't understand!
Bu konu hakkında konuşmak ister misin?
I hate to tell you, Mom, but they don't support me either.
Üzülerek söylüyorum ki bana da pek etmiyorlarmış.
- Don't you hate it when they do that?
- Böyle yapmalarından nefret etmiyor musun?
You know, I hate it when people say they wanna talk, and then they don't talk.
- Şeyler. Biliyorsun, konuşmamız gerek dedikten sonra konuşmayan insanlardan nefret ediyorum.
I don't know who you're going to meet, but if you put on that much, they'll hate you instead.
Kiminle buluşacağını bilmiyorum ama çok fazla sürersen, nefret uyandırır.
They have kids here, they don't hate you.
Hepsinin çocuğu burada, onlar senden nefret etmiyor.
Well, I'm sure they don't hate you.
Nefret etmiyorlardır.
No no, I'm sure they don't hate you.
Hayır, hayır. Eminim ki etmiyorlardır.
They don't hate you. They just don't know you.
Sadece seni tanımıyorlar.
Oh, they don't hate you.
Kimsenin senden nefret ettiği yok.
Oh, they don't hate you.
Oh, senden nefret etmiyorlar.
You don't hate them because they believe they'll live forever.
Sadece bir an.
You know, you don't--you don't like the players, you hate the way they play the game, you even think the quarterback is full of crap.
Bilirsiniz, oyunculardan hoşlanmazsınız, oyunun oynanış şeklinden nefret edersiniz, oyun kurucunuzun tam bir pislik olduğunu düşünürsünüz.
Every 4400 we've talked to today, they're scared of you. Or they don't trust you. Or they hate you.
Bugün bahsettiğimiz her 4400, ya sizden korkuyor ya size güvenmiyorlar ya da sizden nefret ediyorlar
They don't hate you, McGee.
Senden kimse nefret etmiyor, McGee.
- No, Mr. Monk, they don't hate you.
- Hayır Mr. Monk, senden nefret etmiyorlar.
Don't hate on me because I was faster than you. Get them on. They look a little bit...
Sakın senden daha hızlıyım diye bana kızma.
As they say, even if you hate the crime committed, don't hate the criminal.
Dedikleri gibi, suçtan nefret etsen bile Suçu işleyenden nefret etme.
They don't hate you because of your sexual orientation, Tina.
Cinsel tercihin yüzünden senden nefret etmiyorlar Tina.
Okay, I don't care if you hate me, so long as you believe me when I tell you that they will kill you, Jennifer and all of your children, like it's nothing!
Pekala, benden nefret ediyorsan bu umurumda bile değil. fakat şuna inan ki seni, Jennifer'ı ve çocuklarınızın hepsini bir hiçmişsiniz gibi öldürecekler.
They don't hate you.
Senden nefret etmiyorlar.
Dad, they don't hate you, they're being brats.
Baba, senden nefret etmiyorlar, şımarıklar.
- And all the interns hate me. - No. They don't hate you.
Tüm stajyerler benden nefret ediyor.
- I'm sure they don't hate you.
- Eminim senden nefret etmiyorlardır.
- They don't hate you.
- Sizden nefret etmiyorlardır.
Don't you hate when they put the mushrooms underneath the cheese?
Mantarı peynirin altına koymalarına sen de gıcık olmuyor musun?
Maybe they don't hate me as much as you think they do.
Çok yazık. Belki de benden senin sandığın kadar nefret etmiyorlardır.
I'm sure they don't hate you.
Eminim ki senden nefret etmiyorlar.
- Look, they don't hate you.
- Senden nefret falan etmiyorlar.
- They already hate me enough. - They don't hate you.
Zaten benden yeterince nefret ediyorlar.
I'm sure they don't hate you.
Etmediklerine eminim.
But since I hate guessing, why don't you just tell me where they are?
Ama tahmin etmekten nefret ettiğimden, neden bana nerede olduğunu söylemiyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]