They know each other перевод на турецкий
664 параллельный перевод
They know each other.
Birbirlerini tanıyorlar.
They know each other well.
Birbirlerini iyi tanıyorlar.
They know each other well.
Evet, birbirlerini iyi tanıyorlar.
You know, if some people saw us like this, they might think that we were... that we liked each other.
Bazı insanlar bizi böyle görse birbirimizden hoşlandığımızı düşünürdü. Evet, düşünürlerdi.
I don't know, except they can't live without each other.
Bilmiyorum, sadece birbiri olmadan yaţayamýyorlar.
Well, you know, I think when people dance well together it's because they're sympathetic to each other.
Bilirsin, birbirleriyle insanlar iyi dans ettiklerinde nedeni birbirlerine duydukları sempati yüzündendir.
But they've got to know each other before they get a divorce.
Boşanmadan önce birbirlerini tanırlar.
But people really should know each other before they get... Before they decide to break it up.
İnsan gerçekten birbirini tanımalı, boşanmaya karar vermeden önce...
You know, they use them to signal each other.
Birbirleriyle anlaşabilmek için karşılıklı sinyal gönderiyorlar.
I wonder if they'll ever meet and know each other.
Hiç birbirleriyle karşılaşıp tanışacaklar mı acaba?
They know each other well.
Salmadan önce Santi'yle bir daha konuşacağım.
What is it that makes a man and woman know it or the men and women in the world they belong to each other?
Bir kadının ile bir erkeğin ve dünyadaki diğer kadınların ve erkeklerin birbirlerine ait olduklarını bilmelerinin sebebi nedir?
They don't even know each other, but they share the same room. It's cheaper that way.
Birbirlerini tanımıyorlar ama aynı odayı paylaşıyorlar.
But they never really got to know each other.
# Ama hiçbir zaman birbirlerini gerçekten tanımadılar.
When that baby is born, they'll know that you and I were seeing each other long before the killing.
Bebek dünyada geldiği anda... -... herkes cinayetten önce de seninle görüştüğümüzü anlayacak.
They're playing it like they don't know each other, but it's an old act any cop could spot, so I listened.
Birbirlerini tanımıyormuş gibi görünüyor ama bu polisin fark edeceği bir oyundur. Ben de dinledim.
They will respect each other, you know?
Birbirlerine saygılılar, biliyormusun?
They might get real serious about each other... and before you know it, I got me a new brother.
Biribirlerine ciddî hisler duyabilirler Bir de bakmışın, yeni bir ağabeyim olmuş.
I also know that they cannot exist... if they're cut off from each other by suspicion and fear... each in its own loneliness... as no human being can exist, in his own loneliness.
Birbirlerinden şüphe ve korku ile ayrılırlarsa tek başlarına var olamayacaklarını da biliyorum. Tıpkı hiç bir insan evladının tek başına var olamayacağı gibi.
I don't want them to know about each other till they get there.
Oraya varıncaya kadar birbirlerinden haberdar olamalarını istemiyorum.
I don't know, but they ought to invent a way that you don't have children..... unless you care for each other, cos kids know the difference.
Bilmiyorum, ama insanlar birbirlerini düşünmedikleri sürece çocuk yapmamanın gerekliliğini gör - meliler. Çünkü çocuklar farkı görüyor.
But they had pretended not to know each other.
Birbirlerini tanımıyormuş gibi yapıyorlar.
We don't know each other, get it? What does it matter if they fire you? Better to lose your wages than mine.
Bir maaş almak ikisini kaybetmekten daha iyidir, çıktı parası da alırsın.
They probably didn't know each other. But they both drank their own urine and were patients of Dr. Malaga's.
Ama her ikisi de kendi idrarlarını içiyorlardı ve Dr. Malaga'nın hastasıydı.
Two people shouldn't know each other too well if they want to fall in love.
Aşkta bence böyle yapmamak lazım.
- They hardly know each other.
- Birbirlerini tanımaları imkansız.
I'm sure you all know the story of the two Englishmen cast away on a desert island who never spoke to each other, because they hadn't been introduced.
Eminim hepiniz öyküyü biliyorsunuz iki İngiliz ıssız bir adaya brakılmışlar tanıştırılmadıkları için, birbirleriyle hiç konuşmamışlar.
Because, in point of fact, they don't know each other.
Çünkü, aslında, onlar da birbirlerini tanımıyorlar.
They will do no harm to you, nor each other... for they know of the waters that will fall upon the Earth.
Size ve birbirlerine zarar vermeyecekler. Çünkü yeryüzüne dökülecek sulardan haberleri var.
If you must know, they're still crazy about each other.
İlle de bilmen gerekiyorsa, anne, birbirleri için hala deli oluyorlar.
- Do they know about each other?
- Birbirlerini tanıyorlar mı?
In the course of the centuries, they`ll learn to know each other better... just as we shall.
Yüzyıllar ilerledikçe daha yakın olacaklar tıpkı bizim gibi.
If they know what lies in store and want each other enough to accept it then they love each other very much.
Kendilerini bekleyeni biliyor ve yine de evlenmek istiyorlarsa birbirlerini çok seviyorlar demektir.
But now I know how they feel about each other.
Ama şimdi ne hissettiklerini biliyorum.
But do you really know what's happened to them how they feel about each other?
Ama içlerinde ne olduğunu, birbirlerine karşı ne hissettiklerini biliyor musunuz?
Let's leave these two alone, so they have time to get to know each other.
Çocukları başbaşa bırakalım. Birbirlerini tanısınlar. Parka gidip hava alın.
Boss, you know the way they feel about each other.
lkisinin arasının nasıl olduğunu biliyorsunuz.
- You mean, they don't know each other?
- Yani onlar da birbirlerini mi tanımıyorlar?
They do know each other, Mr Goss.
Birbirlerini Tanıyorlar, Bay Goss.
It's been my experience that the prejudices people feel about each other disappear when they get to know each other.
İnsanlar birbirlerini, daha yakından tanıyınca, önyargıları yok olur.
They don't yet know how vampires recognize each other.
Vampirlerin birbirlerini nasıl ayırt ettiklerini henüz bilmiyoruz.
They came to know each other through a fight
Geçen gün bir handa dövüşmüşlerdi!
"I think MurieI and Claude... have some feeling for each other... but they don't know it yet."
"... birbirlerine karşı bazı hisler besliyorlar... " "... ama daha bunun farkında değiller. " dedi.
They didn't even know each other.
Onu tanımıyormuş bile.
When our student leaves here, the first thing to do is to have a new name They must keep... their backgrounds as secret as possible These 5 students of mine some of them didn't know each other
bir öğrenci buraya geldi mi, ilk yapacağı şey yeni bir isim almaktır herkesin geçmişi.... burda sır olarak saklanır bu 5 öğrencimin... bazısı birbirlerini tanımazlar!
"They already know each other Who?"
"Birbirlerini tanıyorlarmış. Yanındaki adam kim?"
That's because they don't know each other well enough yet.
Bunun tek nedeni, henüz birbirlerini çok da iyi tanımıyorlar.
Those terrible things they do to each other and, you know...
Birbirlerine yaptıkları korkunç şeyler...
They all know each other here and I know everybody.
Burada herkes birbirini tanır ve ben de herkesi tanırım. Her şey altı ay önce başladı.
They all know everything about each other, right?
Onlar birbirleriyle ilgili her şeyi bilirler zaten değil mi?
I guess if they work at the same newspaper they must know each other.
Aynı gazetede çalışıyorlarsa birbirlerini tanıyorlardır.
they know 270
they know nothing 26
they know me 35
they know everything 44
they know we're here 46
they know it 24
they know you 16
they know what they're doing 42
they know that 44
each other 54
they know nothing 26
they know me 35
they know everything 44
they know we're here 46
they know it 24
they know you 16
they know what they're doing 42
they know that 44
each other 54
they aren't 58
they are 1447
they are coming 72
they can't see you 17
they are my friends 21
they have 241
they said 545
they come 53
they don't 727
they are cute 16
they are 1447
they are coming 72
they can't see you 17
they are my friends 21
they have 241
they said 545
they come 53
they don't 727
they are cute 16
they are beautiful 39
they do 1025
they are everywhere 27
they can't 247
they are my family 17
they are good 26
they are delicious 17
they did 777
they don't like me 19
they told me 111
they do 1025
they are everywhere 27
they can't 247
they are my family 17
they are good 26
they are delicious 17
they did 777
they don't like me 19
they told me 111