Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ T ] / This world

This world перевод на турецкий

19,927 параллельный перевод
That's why every day we try to make this world a little safer.
O yüzden her gün dünyayı daha güvenli hale getirmeye çalışıyoruz.
She's all I have in this world, and I will not let her die!
O tüm ı bu dünyada var olduğunu ve ı ölmesine izin vermez!
Yeah, yeah, so you understand how this world works.
Dünya nasıl işliyor anlıyorsun.
The Soul Eaters aren't really here or there, but apparently they can muster enough strength t-to yank their vics'souls out of this world and into their Nest.
Yani yuvadaydı. Ruh Emiciler her yere gidemiyor ama yeteri kadar güç topladıklarında kurbanlarının ruhlarını bu dünyadan çekip yuvaya aktarabiliyorlar.
There are bad people in this world, people who would seduce a man's wife, and someone has to do something about it.
Bu dünyada kötü insanlar var, bir adamın karısını baştan çıkarabilecek insanlar, ve birilerinin bu konuda bir şeyler yapması gerekiyor.
I'm gonna make my mark on this world.
Bu dünyaya izimi bırakacağım.
You don't understand this world.
Bu dünyayı anlamıyorsun.
There's - there's things in this world that are right and wrong and always have been.
Dünyada doğru ve yanlış olan şeyler var, hep böyleydi.
Not sure "ghosts" is the word I'd use, but... I do believe this world is inhabited by more than just man and beast.
Hayalet kelimesini kullanır mıyım emin değilim ama bu dünyada insandan ve hayvandan daha fazlasının yaşadığına inanıyorum.
I love it, there's not a lot of polite people left in this world, but you're, like, genuinely sweet.
Süper bir şey. Dünyada pek kibar insan kalmadı ama sen gerçekten candansın.
I never thought I would see this world again... not with a beating heart.
Bu dünyayı atan bir kalple bir daha göreceğimi hiç sanmıyordum.
♪ Born like sisters to this world ♪
Born like sisters to this world
I brought a monster into this world.
Bu dünyaya bir canavar getirdim.
In this world, Isabella, you have to be strong.
Senin de güçlü olmanı istiyorum. Seni seviyorum. Seni seviyorum, bebeğim.
Can't make a buck in this world without a bit of an entrepreneurial spirit and a big set of balls.
Girisimci ruhu olmadan bu Dunyada para kazanamazsin.
It's a holy site, a mythical place between this world and the Realm of the Gods.
Bu kutsal bir site, mitolojik bir yer Bu dünya ve Tanrıların Diyarı arasında.
The power to survive this world of shit God gave you.
Tanrı'nın sana verdigi bu iğrenç dünyada hayatta kalman için.
This world we live in is hardest on the pretty little things.
İçinde yaşadığımız bu dünya küçük güzel şeylere çok zor gelir.
You are too kind for this world.
Bu dünya için fazla naziksin.
And from the day you came into this world, it's been my job to protect you.
Dünyaya geldiğin günden beri seni korumak benim görevim.
YOU KNOW WHAT EVERYONE IN THIS WORLD WANTS EVEN MORE THAN LOVE?
Dünyada herkes sevgiden çok ne ister biliyor musun?
This is the world now.
- Dünya böyle artık.
No, this is to ensure that the world knows I have your undying support.
Hayır, bu senin bana olan sonsuz desteğinin dünyanın bilmesi için.
All the sand in the world right here and this guy brings dirt from 1,500 miles away.
Burada bir dünya kum varken adam 2.000 kilometre uzaktan kum getiriyor.
♪ Follow the world as it goes... ♪ What is this, a frozen banana, Winston?
Bu ne, donmuş muz mu, Winston?
I suppose there's no one I'd rather this dreadful world with.
I ile bu korkunç dünyada oldukça yapmasak kimse yok herhalde.
I mean, this case could tell the world about the work that we do.
Bu dava tüm dünyaya yaptığımız işi anlatabilir.
Oh, it's time the world finally hears about this woman.
Dünya bu kadının adını artık duymalı.
- This is the best whiskey in the world.
Bu dünyadaki en iyi viski.
Where in the world did you find this?
Bunu nereden buldun yahu?
They want the world to think that we did this... killed the generals to get out of paying them.
Dünyanın bunu bizim yaptığımızı sanmalarını istiyorlar. Onlara para vermemek için generalleri öldürdüğümüzü.
How did I ever find a girl like you in this dirty world?
Böylesine kirli bir dünyada senin gibi birini nasıl buldum ben?
This day was always going to come and now the world will change, you'll see.
Bugün her zaman gelecekti. Artık dünya değişecek, göreceksin.
The world's lost a great leader, but we in this room... we've lost a colleague and a friend.
Dünya büyük bir lider kaybetmişken biz bu odadakiler bir meslektaş ve arkadaş kaybettik.
We didn't know if there was a deadline coming up where this threat would trigger and suddenly would, like, turn off all, you know, electricity plants around the world or it would start shutting things down
Örneğin sizin tüm sisteminizi kapatacağı belirli bir tarih girilmiş miydi bilmiyorduk. Dünya üzerindeki elektrik santrallerinin kapatılacağı yada saldırı düzenleneceği bir tarih...
This was more than a computer story, so I left the world of the antivirus detectives and sought out journalist, David Sanger, who specialized in the strange intersection of cyber, nuclear weapons, and espionage.
Bu sıradan bir bilgisayar hikayesinden daha fazlasıydı, Bunun üzerine antivirüs dedektiflerini bırakıp,... David Sanger adındaki siber suçlar, nükleer silahlar,... ve casusluk alanlarında uzmanlaşmış bir araştımacıya gittim.
Islamic zealots, religious zealots, will get their hand on the most dangerous, devastating weapons, and the world should prevent this.
İslami fanatiklerin, dini fanatiklerin,... oldukça tehlikeli ve oldukça yıkıcı bu silahlara,... sahip olması anlamına geliyor. Ve tüm dünya, bunun gerçekleşmesini önlemeli.
This should really be under the covert authorities over in the intelligence world.
"İstihbarat dünyasındaki gizli operasyonlar bünyesine dahil edilmeli" dedi.
Eventually, we were able to trace back this version of STUXnet to ground zero, to the first five infections in the world.
Sonunda STUXnet'in bu versiyonunu geriye doğru takip etmeyi başardık,... dünya çapında bulaştığı ilk beş bilgisayara kadar.
STUXnet escaped out of Natanz and then spread all over the world and it was this big mistake and, oh, it wasn't meant to spread that far but it really did.
Yani STUXnet Natanz'daki tesisten,... tüm dünyaya yayılmamıştı. Sanki yanlışlık yapılmış gibi, "Bu kadar yayılması düşünülmüyordu ama oldu işte" deniliyordu.
Basically, light up the phones, call everybody we know, inform the secretary, inform the White House, inform the other departments and agencies, wake up the world, and figure out what's going on with this particular malware.
Kısaca telefonlar açtık, tanıdığımız herkesi aradık,... bakanı bilgilendirdik, Beyaz Saray'ı bilgilendirdik,... diğer bakanlık ve teşkilatları bilgilendirdik,... dünyayı ayağa kaldırdık, ve bu yazılımın aslında ne olduğunu,... bulmaya çalıştık.
To this day, the United States government has never acknowledged conducting any offensive cyber attack anywhere in the world.
Bugüne kadar, ABD Devleti hiçbir zaman dünya üzerindeki bir hedefe,... saldırı amaçlı siber operasyon yaptığını kabul etmedi.
Today's announcement marks one more chapter in this pursuit of a safer and more helpful, more hopeful world. Thank you.
Bugünkü anlaşma, daha güvenli ve daha mutlu bir gelecek için,... yeni bir sayfa olacaktır.
Alex, there are four doctors in the world who know how to do this operation.
Alex, dünyada bu ameliyatın nasıl yapıldığını bilen sadece dört doktor var.
I've traded the fate of the world for this hunk of metal.
Ben bu metal iri parça için dünyanın kaderini takas ettik.
Not this house, but the world.
Bu evi değil, bu dünyayı!
So how is it that man has survived in this terrible world?
Peki bir adam bu korkunç dünyada nasıl hayatta kaldı?
They're the best in the world at this.
Bu işte dünyanın en iyileri.
Mr. President, this is a purposeful provocation by the Iranians to take advantage of the night's events and choke off the Western world's main supply of oil.
Sayın Başkan, İran bu akşamki.. olayları kullanarak Batı'nın ana petrol... kaynağını kesmek için bizi provoke edecek.
This is our world.
Bu bizim dünyamız anne.
It is too much, what I'm askin', but I'm askin'anyway'cause I loved Helen, and out of love, we brought this baby into the world, and I wanna honor that and raise this baby as Helen would want me to.
İstediğim şey çok fazla ama Helen'ı sevdiğim için istiyorum bunu ve sevgiden de öte, biz bu çocuğu dünyaya getirdik. Ben de buna itibar etmek ve bu bebeği Helen'ın benden istediği gibi yetiştirmek istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]