Took what перевод на турецкий
5,176 параллельный перевод
I had finally taken back from vegas what vegas took from me.
Nihayet Vegas'in benden aldigini geri almistim.
You know what, I love that photograph you took of the taco truck, the beach, and, uh, I don't know, just thought it'd be fun to tie that in somehow.
Çektiğin fotoğrafları sevdim taco kamyonunu, sahili ve... Bilmiyorum. Her nedense bu şekilde ilişkilendirmek eğlenceli olur diye düşündüm.
I don't think he took from that what I intended.
Meramımı anladığını sanmıyorum.
- What took you so long?
Neden bu kadar uzun sürdü?
What took you?
- Nerede kaldın?
That's what you took away from what we just saw?
Bizden götürdükleri şey bu işte. Aşağıda gördük.
I suppose if what they took actually worked then I'd be angry.
Çaldıkları şey gerçekten çalışıyor olsaydı sanırım o zaman kızgın olabilirdim.
Zane took over for Gil, for what, a little less than a week now?
Zane, Gil'in yerine geçeli bir haftadan az olmuyor mu?
So what it took was it took the support of my friends, my family, and, you know, especially I got to give credit where credit is due.
Peki ben ne yaptım? Ailemin ve arkadaşlarımın desteğini aldım. Yiğidi öldür hakkını yeme.
"What did you do today when they took your phone?" " I went to the... I went to the cafeteria,
"Bugün telefonunu aldıklarında ne yaptın?" "Ben kafeye gittim."
90 days is what it took for you to hit "Power," and start seeing a flashing red screen.
Açma düğmesine bastığınızda kırmızı ışıklı ekranın gelmesi 90 gün sürerdi.
Oh, my God, what took you so long?
Aman, Tanrım, neden bu kadar uzun sürdü?
It took me all afternoon to figure out what it is.
Bütün öğleden sonra bunu çözmek için uğraştım.
I took the test last week... or should I say, I took the front part of the test last week... and, sir, I am here to finish what I started.
Sınava geçen hafta girdim... Ön kısmını geçen hafta yaptım diyeyim hatta. Şimdi de başladığım işi bitirmeye geldim efendim.
- What he's trying to say is, he took the entrance exam, but he forgot to do the back half.
- Söylemeye çalıştığı şu. Polis alım sınavına girmiş ama sınavın arka yüzünü yapmayı unutmuş.
What took you so long?
- Niye bu kadar geciktin?
Our deepest gratitude is often saved for what we once took for granted.
En büyük minneti aslında kanıksayıp bizim saydığımız şeylere göstermeliyiz.
And I didn't know what to say, so I-I-I took the bag, the big, smelly trash bag, and I tossed it in the chute.
ve ne diyeceğimi bilemedim. sonra o koca kokuşmuş çöp poşetini aldım ve çöp borusuna fırlattım.
What do you mean, "took him"?
- Ne demek "almış"?
What took you so long to answer, bitch?
Cevap vermen neden bu kadar uzun sürdü, kaltak.
What took you so long to answer?
Cevap vermen neden bu kadar uzun sürdü?
What took you so long?
Neden bu kadar uzun sürdü?
What took you so long?
Neden bu kadar geç kaldınız?
Is this what you all took from what I said this morning?
Sabah konuştuklarımdan tüm çıkardığınız bu mudur?
I took her to the trailer, tried to explain what she was as best I could, but that's a lot to take in for someone as young as she is.
Onu karavana götürüp ne olduğunu elimden geldiğince açıklamaya çalıştım. Ama onun kadar genç biri için bu kadar şeyi kavramak çok zor.
What, you mean like how you took care of Dilly?
- Dilly'yle ilgilendiğin gibi mi? Bundan mı bahsediyorsun?
Oh, I went to the library and took out a book on biology to see what whores did.
Kütüphaneye gidip, fahişeler ne yapıyor diye biyoloji kitabına bakayım dedim.
My mom took the food because she said she knew what Frost would want.
Annem yemekle ilgileniyor çünkü Frost'un ne istediğini bildiğini söylüyor.
She wouldn't give me what I wanted, so I took it.
Bana istediğimi vermeyecekti. Ben de kendim aldım.
And that makes up for what you took from me?
Bu benden aldığına bir karşılık mıydı?
You know, Chris, what you did on that stage took a lot of guts.
Var ya, Chris o sahnede yaptığın konuşmayı yapmak cesaret ister.
What? We took up finger painting.
Parmak boyama işiyle oyalanıyoruz.
Do you know what it took for him to start trusting someone?
Başkasına güvenmek ne kadar zamanını alacak, biliyor musun?
I took a drink, I remembered what you said.
Ama içmeden önce, söylediğin şeyi hatırladım.
What, you don't know? He took Redfern's autopsy video to Barnes, who put the FBI on him.
Redfern'ün otopsi videosunu onu FBI'a ihbar eden Barnes'a götürdü.
And you took my brother's life, so what does that make you?
Ve agabeyimin hayatini aldiniz, bu sizi ne yapiyor?
Look, I know it took a few times, but what you did for me, it really stuck.
Bir kaç kez olduğunu biliyorum. Fakat yaptığın şey gerçek sadakat.
It's 10 % of what I just took off the street... totally untraceable.
Sokaklardan aldığım her şeyin % 10'u. Kesinlikle izi sürülemez para.
What if I took him to obedience school?
Onu itaat okuluna yazdırmama ne dersin?
What took you so long?
- Getirmen niye bu kadar uzun sürdü?
I took a Thai cooking course, and I saw what the pineapples did to the meat, and I thought, you know, why the hell not?
Tay yemeği kursuna gitmiştim. Ananasın, ete yaptıklarını görmüştüm. Neden olmasın dedim.
Took five mice, put'em in a cage, fed them just enough to survive, and you know what happened?
Beş tane fare alıp bir kafese koymuşlar sadece hayatta kalabilecekleri kadar beslemişler ve sonra ne olmuş biliyor musun?
Man, uh, if you're thinking what I think you're thinking - - you took spikes and harnesses off kids in Charleston.
Eğer düşündüğümü düşünüyorsan... Charleston'da çocuklardan koşum ve çivileri almıştın.
They take what they want, just like they took Calais from us.
İstediklerini alıyorlar. Aynen Calais'i bizden aldıkları gibi.
Um, uh... And what was that you took from him? Was that a...
Oradan bir şey almışsın bir de, kitap gibi...
Russell, what took you so long?
- Russell, neden bu kadar uzun sürdü?
It took a bullet to finish what Detectives Cameron and Fonnegra started.
Dedektif Cameron ve Fonnegra'nın başlattığını bitirmek için bir kurşun yetti.
What it took to get the joint chiefs of staff here?
Kurmayları buraya getirmek nelere mâl oldu, biliyor musun?
You asked me what Jeff said to her before they took her into surgery.
Bana onu ameliyata almalarından önce Jeff'in ne söylediğini sormuştun.
It means that he took back what he said.
Yani söylediklerini geri aldı.
What took you so long?
Neden şimdi geliyorsun?
what 176647
what are you doing 28810
what are you talking about 12491
what is it 20402
what do you mean 18295
what happened 16539
what are you doing here 13243
what's up 12096
whatever 7954
what are you doing right now 114
what are you doing 28810
what are you talking about 12491
what is it 20402
what do you mean 18295
what happened 16539
what are you doing here 13243
what's up 12096
whatever 7954
what are you doing right now 114
what did you do today 56
what are you wearing 305
what do you want 9254
what are they like 58
what do you think 9124
what are you 4599
what's your name 4643
what are these 350
what's happened 1050
what have you got 603
what are you wearing 305
what do you want 9254
what are they like 58
what do you think 9124
what are you 4599
what's your name 4643
what are these 350
what's happened 1050
what have you got 603
whatcha doing 80
what's the 204
what is this 7416
what's the matter 6346
what the hell 6066
what is that 6346
what's going on 16788
what are you doing now 174
what's wrong 10695
what are you up to 648
what's the 204
what is this 7416
what's the matter 6346
what the hell 6066
what is that 6346
what's going on 16788
what are you doing now 174
what's wrong 10695
what are you up to 648