Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / Was that necessary

Was that necessary перевод на турецкий

413 параллельный перевод
Was that necessary?
Bu gerekli miydi? .
Really, was that necessary?
Niye yaptın ki bunu şimdi?
Was that necessary?
Bu gerekli miydi?
Was that necessary?
Bu o kadar gerekli miydi?
- Was that necessary?
- Bu gerekli miydi?
- Was that necessary, Mrs White?
- Bu şart mıydı, Bayan White?
I don't see why that was necessary.
Buna neden bu kadar gerek gördüğünü anlayamıyorum.
But if he'd been able to tell someone, like a psychoanalyst, what it was that happened here no murder would have been necessary.
Ama bir psikanalizci gibi birine burada olanları anlatabilseymiş cinayete gerek kalmayabilirmiş.
Reasonable foresight, that's all that was necessary.
Makul bir önlem, hepsi gerekliydi.
- so that when it was necessary - - The president?
- Başkan?
He argues that Frank Jessup's mechanical skill and knowledge was necessary to transform the automobile into a murder weapon.
Frank Jessup'ın mekanik yeteneği ve bilgisinin arabayı bir cinayet silahına dönüştürmek için gerekli olduğunu iddia etti.
Would you say that Mr. Friendly made it clear to you it was absolutely necessary he murder Joey Doyle in order to maintain his control on the docks of the waterfront locals!
Bay Friendly, liman sendikasının doklarında hakimiyetini sürdürmek için... Joey Doyle'un öldürülmesinin kesinlikle şart olduğun açıkça belirtti mi?
Where all might see that shooting you was a regrettable, but necessary thing.
Herkesin görebileceği bir yerde infazının yapılması üzücü olurdu, tabii bir o kadar da gerekli.
WHAT GEORGE TEMPLE DID... I TOLD THEM ALL THAT WAS NECESSARY.
- Gerekenini söyledim.
After all, a sales slip is all that was necessary.
Sonuçta bir satış faturası
Yesterday you said this war was just and therefore necessary, and I said I agreed but that not everyone shared my view.
Dün bu savaşın haklı bu yüzden de gerekli olduğunu söylemiştiniz ben de katılıyorum ama herkes düşüncemi paylaşmıyor demiştim.
Brother, it was not necessary for you to remind me that at this time, I am less fortunate than you.
Senden daha şanssız olduğumu yüzüme vurman gerekmezdi. Ne de olsa, arkadaşlıkta tek bir kural vardır.
Was that damn trip necessary?
Şu lanet yolculuk gerekli miydi?
Oh. This is the only paper that I thought was necessary.
Ben gerekli olacak tek kâğıt bu olur sanmıştım.
The signal was to be a hymn, but that's not necessary.
İşaret, bir marşımızdı ama buna gerek yok.
That gesture was necessary.
Böyle bir jest gerekliydi.
Was that barbaric execution necessary?
Bu barbarca infaz gerekli miydi?
No autopsy is necessary to know that the animal was terrified, confused.
Hayvanın şok geçirdiğini anlamak için otopsiye ihtiyacımız yok.
" that a personal possession of the victim was necessary
" kurbanın kişisel bir eşyasının şart olduğuna...
Tell me, was it necessary that you kill all of them?
Söylesene, hepsini öldürmen şart mıydı?
That was necessary.
Bu gerekliydi.
One gets the impression from such reports that German propaganda was quite open in its racial prejudice, and often implied that German discipline and structure were necessary qualities to clean up what was considered to be "the French mess."
Alman propagandasının ırkla ilgili ön yargılarında son derece açık ve sık sık Alman disiplininin ve yapısının "Fransız pisliği" ni temizlemek için gerekli vasıfları olduğunu ima ettiğini insan bu raporlardan anlıyordu.
I agree that war was once necessary and you were our greatest warrior.
Bir zamanlar savaşın gerekli olduğuna katılıyorum, sen müthiş bir savaşçıydın.
In Africa, after all that work and four men dead, we discovered it was no longer necessary.
Onca emek verdik, dört adam öldü, bir baktık meğer lüzum yokmuş.
Under observation, he appeared so familiar, obedient, docile and intelligent with humans that conditioning was not considered necessary.
Gözlemler altında, insanlara çok alışık, itaatkar, uysal, ve insan gibi akıllı gözüküyordu. Bu durum mutlaka hesaba katılmamıştır.
She was not necessary to walk for the street and to see "Pour qui, pourquoi" in the walls, or the scythe and the hammer, to know that nobody went to move a finger.
Kimsenin parmağını dahi oynatmayacağını anlamak için sloganlar ve orak çekiç figürleriyle dolu sokaklara çıkmanız gerekmiyordu.
If some time was necessary to touch the alarm, the French strategists its troops alleged that they would have that to face the Germans in Belgian or exactly German territory.
Artık her an tetikte olunmalıydı. Fransız stratejistleri Almanlar'ı Belçika üzerinde karşılama görüşündeydiler.
I would like to remind my illustrious colleagues of our astonishment when during the first meeting convened by His Majesty, we were told that the only necessary and urgent thing that needed to be done was tracing immediately Maestro Wagner and trying everything in our power to convince him to move to our country. What is all this?
Ünlü meslektaşlarımıza, Majeste tarafından çağrısı yapılan ilk toplantımızdaki şaşkınlıklarını hatırlatmak isterim, bize denmişti ki, yapılması gereken tek lüzumlu ve acil şey derhal Maystro Wagner'in izini bulup onu ülkemize taşınmaya ikna etmek için herşeyi yapmaktır.
The sacrifice was necessary for the victory e believed that the last one victory still was unquestionable.
Galibiyet için özveri gerekliydi. Kesin zafere olan inançları hâlâ tamdı.
He was a more cautious man, combined with the fact that he couldn't aftord the casualties that we could take if it was necessary to take them.
Bizim göze alabileceğimiz kaybı savaşın şartları da düşünüldüğünde,... göze alamayacak kadar ihtiyatlı bir adamdı.
The locomotives had been destroyed, although they were very necessary, therefore an evacuation was initiated that, in the end, it would save Russia e would modify the course of the war.
Hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyulmasına rağmen lokomotifler enkaza çevrildi. Çünkü savaşın gidişatını değiştirecek ve sonunda Rusya'yı kurtaracak bir tahliye işlemi başlamıştı.
I find that it was badly because the military developments they had fortified the Russian side e the Russians had found necessary to take in account the opinion occidental person in Yalta. Months later, this necessity disappeared because the war went to them well.
Bence işler kötüye gitti çünkü askerî gelişimler Rusların elini güçlendirmiş bu nedenle Yalta'da önemsenmesi gerektiğini düşündükleri Batı fikirlerine birkaç ay sonra eskisi gibi ehemmiyet verilmemesi gerektiğini hissettiler.
We knew that he was one necessary work, but I do not know if we gave in them it counts of that it was important.
Yaptığınız işin gereksiz olduğu hissi mevcuttu. Bunun önemli bir iş olduğunun farkında olduğumuzdan emin değilim.
Therefore it was necessary that the construction of submarines if it became a priority in the plan of German armament.
Bu sebeple, Alman silahlanma programında, önceliği denizaltı inşasına vermek gerekiyordu.
It was quite necessary in our field hospitals to tie their hands down, because if you didn't do that, they merely tore at their bandages, opened their wounds and literally tried to commit suicide.
Saha hastanelerimizde onların ellerini bağlamak oldukça gerekliydi çünkü eğer bunu yapmazsanız, bandajlarını yırtarak yaralarını açıp intihar etmeye çalışıyorlardı.
( 748 )'I'm sorry it was necessary to do that.'
Bunu yapmak gerektiği için üzgünüm.
Because she was of those souls that do not show any sign, but those it is necessary to question patiently... and you must know how to look on them.
Çünkü o varlığını belli etmeyen kimselerdendi, ama onu anlamak için sabırla sorgulamak gerekir.. ve ona nasıl bakacağınızı bilmeniz gerekir.
Was it really necessary to print that?
Bunu basmanız gerçekten gerekli miydi?
He agreed with me that a drastic remedy was necessary :
O da köklü bir çözüm konusunda, benimle fikir birliğine vardı.
When he came into office and detente became the party policy and the agents had been in their place all those years without being used we didn't think, General Strelsky and I, that it was necessary to tell him.
Büronun başına gelerek parti politikası yumuşadığında ve yıllardan beridir ajanlarımız kullanılmadan yerlerinde durduklarından General Strelsky ile beraber ona söylemenin gereksiz olacağını düşündük.
I walked into that hospital room and I took a man's life simply because you told me it was necessary.
Sadece bana gerekli olduğunu söyledin diye bir hastane odasına girdim ve bir adam öldürdüm.
But with Maciek, I knew that it had to be a church wedding... that it was necessary, essential.
Ama Maciek'le, temelde bunun bir kilise düğünü olması gerektiğini biliyordum.
Also the way he was shot seems to indicate that he had agreed, if necessary, to be eliminated by them.
# Ayrıca, vurulma şekli gösteriyor ki, # # gerektiğinde onlar tarafından... # #... öldürülmeyi göze almıştı. #
And, um, it was also clear to me that such an objective cannot be achieved overnight, that there is necessary a lot of preparation and a lot of circumstances about which, being only a small cog in the whole machinery of resistance, I could not know or decide.
Ayrıca açıktır ki, bu tür bir amaç birçok hazırlık yapmadan,... bir gecede gerçekleştirilemezdi,... Direniş'in çarklarındaki tek bir dişliden ibaret olduğum durumlarla karşılaşmadan ne olanların farkına varırdım, ne de karar verebilirdim.
Hence, it was necessary to stakeout the government personnel who had access to that information.
Bu yüzden, o bilgiye ulaşabilecek hükümet personelini göz altında tutmamız gerekiyor.
And you have the effrontery to tell me that this slaughter was necessary?
Bana bu kıyımın gerekli olduğunu söyleyebilecek kadar küstah mısınız?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]